Kerem Aktürkoğlu’nun büyüsü İzlanda’nın buzunu çözdü: İki maçta dört gol bir asist
Milli takımda Stefan Kuntz dönemi biterken yerine Vincenzo Montella getirildi. 49 yaşındaki teknik direktör Ay Yıldızlı takımın tarihindeki dördüncü İtalyan hoca. Çizme’den gelen teknik direktörlerin ortak özelliği tamamının Türkiye’de kulüp takımlarında da görev yapması.
A Milli Futbol Takımı’nın 1923’ten bugüne dek uzanan tarihindeki ilk İtalyan antrenör Sandro Puppo. Doğum tarihi 1918. Piacenza, Inter, Venezia, Roma ve Thiene’de futbol oynamış. İtalya ile 1936 Olimpiyat Oyunları’nda şampiyonluğu var. Teknik adamlık kariyerinde ise Barcelona ve Juventus gibi iki önemli kulüp bulunuyor. Puppo’nun aylık 130 Sterlin karşılığında başladığı ülkemizdeki mesaisinde ilk görevi amatör milli takımı 1952 Olimpiyat Oyunları’na hazırlamak. Türkiye, bu organizasyondaki ilk maçında Hollanda Antilleri’ni 2-1 yenerek son sekiz takım arasına kalmayı başarmış. Ancak çeyrek finalde dönemin fırtına takımı Macaristan’a 7-1 kaybetmekten kurtulamamış. Olimpiyatlarda altın madalyayı da alan Macarlarda forma giyen isimler arasında Ferenc Puskas da var.
Puppo’nun 1954’e dek sürecek ilk milli takım döneminde en önemli başarısı Türkiye’yi 1954 Dünya Kupası’na götürmesi. Ay Yıldızlı ekip, elemelerde İspanya’yı üç maçlık zorlu bir serinin sonunda kura atışı sonrası geçerek İsviçre biletini alırken direksiyonda İtalyan teknik direktör var. Sandro Puppo aynı zamanda milli takımımızın tarihindeki ilk dünya Kupası serüveni olan İsviçre 1954’te Türkiye’yi yöneten isim. Organizasyonda Güney Kore karşısında alınan galibiyet ülkemizin futbol tarihinde bir başka ilk.
Sandro Puppo, milli takımdaki görevini sürdürürken, 1953-1954 sezonunda Beşiktaş’ı da çalıştırmış. Milano’daki ünlü stadyuma ismini veren Guiseppe Meazza’dan sonra siyah-beyazlı kulübün tarihindeki ikinci İtalyan hoca olmuş. Beşiktaş o sezon İstanbul Profesyonel Ligi’nde şampiyonluğu kazanmış.
1960’da bir kez daha milli takımın başına geçen Sandro Puppo aynı yıl yeniden Beşiktaş’ın da teknik direktörlüğünü üstlenmiş. Ay Yıldızlı ekipte iki, siyah-beyazlı İstanbul temsilcisinde ise bir yıl görevde kalan İtalyan çalıştırıcının bu süreçte önemli bir başarısı yok. 1963’te milli takımda menajerlik yapan Sandro Puppo, 1964’te bir kez daha millilerin teknik patronu olmuş. Kısa ayrılıklar da olsa 1966’ya dek mesaisini sürdürmüş. 1965’te Romanya karşısında alınan 2-1’lik galibiyet bu dönemin en parlak sonucu.
İtalyan çalıştırıcı 1989’da vefat etmiş. Milli takımdaki öğrencilerinden Şükrü Ersoy ve Erol Keskin, kendileriyle yapılan röportajlarda Sandro Puppo’yu çok terbiyeli ve efendi bir insan olarak tanımlamakta.
A Milli Futbol Takımı’nın tarihindeki ikinci İtalyan hoca Giovanni Varglien. 1911’de Avusturya – Macaristan İmparatorluğu topraklarında doğmuş. Oyunculuk kariyerinin çok büyük bölümünü Juventus’ta geçirmiş. Palermo ve Fiumana top koşturduğu diğer kulüpler. Üç kez İtalya Milli Takımı’nda oynamış. Kardeşi Mario, Gök Mavililerin 1934 Dünya Kupası’nı kazanan kadrosunda yer almış. Giovanni Varglien’in çalıştırdığı takımlar arasında ise Atalanta, Palermo ve Salernitana var. Türkiye’deki ilk adresi Vefa. Milliyet’ten Necmi Tanyolaç’ın haberine göre başkan Hadi Nasır ile 2.başkan Remzi Tatari, çıktıkları dünya turunda onu bulmuş. 1955-1956 sezonunun başında yeşil-beyazlı takımla anlaşan İtalyan teknik direktör, 1955’in kasım ayında dokuz kişiden oluşan teknik müşavere heyetinden beş üyenin oyuyla milli takımın başına getirilmiş.
Portekiz karşısında alınan 3-1’lik galibiyetle de parlak bir başlangıç yapmış. Uzun yıllar futbol tarihimizin en büyük başarısı olarak kabul edilen 1956’daki 3-1’lik Macaristan zaferinde de takımı çalıştıran isim Varglien. Ancak o karşılaşmaya dair hemen tüm kaynaklarda ön plandaki isim dönemin tek seçicisi Eşfak Aykaç. Belli ki ortada bir çift başlılık var. Neyse biz Montella’nın göreve gelişiyle ismini hatırladığımız Giovanni Varglien’e hakkını teslim etmiş olalım.
1956 aynı zamanda İtalyan çalıştırıcının milli takımdaki mesaisinin tamamlandığı tarih. 1990’da bu dünyadan göçmüş eski İtalyan hocamız. Çalıştığı dönemin gazeteleri onu neşeli bir karakter olarak anlatıyor. Bir de savunmayı kalabalık tuttuğundan ve bu dizilişe ‘Giovanni Barajı’ ismi verildiğinden söz ediliyor.
Sırada Çizme’den gelen üçüncü misafirimiz var. Adı Leandro Remondini. 1917 doğumlu. Uzun bir futbol kariyeri olmuş. Oynadığı kulüpler içinde Milan, Lazio, Napoli ve Verona’da yer alıyor. İtalya’nın 1950 Dünya Kupası’ndaki en yaşlı oyuncusu unvanına sahip. Ülkemize ilk olarak 1950’lerin ortasında Altay’ı çalıştırmak için gelmiş. İzmir ekibindeki başarıları ses getirip Beşiktaş’ın radarına girince bir sonraki durağı İstanbul’un siyah-beyazlıları olmuş. Remondini yönetimindeki Beşiktaş, 1957-1958 sezonunda Federasyon Kupası’nı kazanarak Türkiye’yi Şampiyon Kulüpler Kupası’nda temsil etme hakkını almış.
13 Kasım 1958’de Beşiktaş, İspanya’da Real Madrid ile tarihinin ilk Avrupa kupası maçını oynarken kulübede Leandro Remondini yer almakta. 1958, İtalyan çalıştırıcının siyah-beyazlı takımın yanında milli takımda da teknik direktörlüğe getirildiği sene. Remondini‘nin Ay Yıldızlı takımın başında sahaya çıktığı ilk maçta Türkiye, Amsterdam’da Hollanda’yı 2-1 mağlup etmiş.
Millilerimizin tarihindeki ilk Avrupa Şampiyonası eleme maçında dümende İtalyan çalıştırıcı var. Milli takım sahadan 3-0 yenik ayrılırken, Turgay Şeren’in sakatlanması üzerine Can Bartu kaleye geçmiş. 1958’de zamanın güçlü takımı Çekoslavakya karşısında alınan 1-0’lık galibiyet, Remondini’nin yaklaşık bir yıl süren milli takım macerasının mühim satır başlarından. Ay Yıldızlı ekipten ayrıldıktan sonra da İtalyan teknik direktörün Türkiye mesaisi devam etmiş. 1959’da yani Milli Lig’in kurulduğu sene bir kez daha Altay’ın hocalığını yapan Leandro Remondini, 1959-1960 sezonunun ilk diliminde Galatasaray’ı çalıştırmış. Ancak istenilen sonuçlar alınamayınca yerini Coşkun Özarı’ya bırakmış. İtalyan teknik direktörün sarı-kırmızılı günleri iyi geçmese de Galatasaray’da tanıdığı bir oyuncu onda büyük iz bırakmış ve ertesi 1961’de bu futbolcuyu ülkesinde teknik direktörlük yaptığı kulübe götürmüş. Evet tahmin edeceğiniz üzere mevzubahis kulüp Palermo, oyuncu ise Metin Oktay. Remondini, 1979’da aramızdan ayrılmış.
Kaynaklar: tff.org, Milliyet arşivi, Cumhuriyet arşivi, dinyakos.com, topraksaha.net, Top Bir Dünyadır / Yapı Kredi Yayınları, Beşiktaş Spor Tarihi – Vala Somalı, Ağların Ardında 20 Yıl / İsmet Gümüşdere, fifa.com, wikipedia, mackolik.com
20 Ekim 2024 - Kırmızı-beyaz-siyah bir Anadolu hikayesi
13 Ekim 2024 - Lejyonerlerin tarihçesi: Dalgakıran, bombacı ve Sabri Mahir’in film gibi öyküsü
8 Ekim 2024 - Şampiyonlar Ligi müziği bu kez Galatasaray’ın kadınları için çalıyor
9 Ağustos 2024 - ‘Süper’ kolay olunmuyor! 67 yıllık harika hikayede yeni sayfa