Sezon Rams Park’ta bir klişeyle açıldı: Kötü oyuna rağmen üç puan

Galatasaray, Hatayspor ile yaptığı açılış maçı için hava sıcaktı, sezon başıydı, her şey için erkendi vs. bir sürü gerekçe sunulabilir ama şöyle bir gerçek vardı; Cim Bom kötü oynadı. Çok çok zorlandı ve pek de ışık saçmadı.

10 Ağustos 2024
Okan Buruk’un takımı çok da iyi bir görüntü vermedi.

Aslında pek de özlememiştik. Oyunun güzelliklerinden ziyade tartışmanın, kavga-gürültünün, kaosun hâkim olduğu bir ortamın, bir yarışın nesi özlenebilir ki? Üstelik yaz boş geçmemiş, Euro 2024 birkaç sıkıcı takıma rağmen futbolun heyecanını hissettirmişti. Yetmedi, ardından Paris’teki Olimpiyat Oyunları geldi. Bizim gibi sporu sadece futboldan ibaret sayan iklimlere, bambaşka seçenekler, sevinçler, hüzünler, rekabetler olduğunu hatırlatan bir organizasyon yani.

Lakin ortada bir ritüel var, bu lig bir şekilde oynanacak. Evet, ‘Süper Lig’ namıyla bildiğimiz ve köklerimiz itibariyle bağımızı bir türlü koparamadığımız faaliyet, dün 67’inci kez start aldı. İlk maç ligin son şampiyonuyla biten sezonu 15’inci sırada tamamlayan ve son haftada ligde kalması kesinleşen Hatayspor arasındaydı. Ev sahibi konumundaki cephe, sezon başı hazırlıklarını, kampları takip edenlerin bize aktardıklarına göre birçok oyuncunun göz alıcı performanslarıyla tamamlamıştı. Hoş, bu kamplar esnasında oynanan hazırlık maçlarında gözlerimiz, duyduklarımızın pek de ikna edecek veriler içermediğini gösterse de “Henüz hazırlık safhası, olur böyle şeyler” türü gerekçeli cümleler meseleyi affedici sulara çekiyordu.

Galatasaray'da Hatay'a yer yok! Kurtarıcı BatsmanGalatasaray’da Hatay’a yer yok! Kurtarıcı Batsman

Anlaşıldı ki sezona iyi hazırlanılmamış

 Derken ‘Süper Kupa’ randevusu geldi. Geçen sezon ligde rakibine 46 puan fark atan ve oturmuş kadrosunda pek de değişiklik yapmayan Galatasaray, bilindiği gibi üç yeni nokta transferle karşısına çıkan Beşiktaş’tan fark yedi ve 5-0 mağlup oldu. Takımın başında bulunduğu iki sezon boyunca bütün rakipleri teknik direktör değiştirirken bir istikrar abidesi olarak görevini sürdüren Okan Buruk o maçta hem sahaya son derece kötü bir 11 sürmüş, hem de sonradan oyuna girenlerin de sahadakilerden çok da farklı olmadığını bize göstermişti. Bu ne demekti? Şu demekti; takım iyi hazırlanmamıştı. Üstelik bir önceki sezonda son düdük çalındığında iki temel eksik vardı, lakin bu eksikliklerin giderilmesi konusunda o denli ağır hamleler yapıldı ki, mesela dünkü mücadelenin ikinci yarısında oyuna dahil olan yeni transfer Gabriel Sara Türkiye’ye geçen cumartesi gecesi ayak basmıştı.

Barış Alper de son derece kötü bir performans ortaya koydu.

Barış Alper kötüydü

Neyse, çıkan kısmın özetinde dolaştıktan sonra ‘açılış maçı’na gelelim… Hava sıcaktı, sezon başıydı, her şey için erkendi vs. bir sürü gerekçe sunulabilir ama dün şöyle bir gerçek vardı; Galatasaray kötü oynadı. Çok çok zorlandı ve pek de ışık saçmadı. Üstelik rakibi de özel bir savunma anlayışıyla, rakibini tökezleyecek bir futbol mantığıyla oynamadı; savunmada bekledi, klasik olarak kontrayla gol aramaya çalıştı. Sarı-Kırmızılılar ise bir parça soldan Barış Alper’in, ama asıl olarak sağdan Hakim Ziyech’in bindirmeleriyle sonuç almaya çalıştı. Lakin bilindiği gibi Ziyech o üstün yeteneğiyle bir halı saha futbolcusu gibi takılıyor, tutturduğunda sonuç alıyor ama çoğunlukla oyunun genelinde yok ve takımı eksek oynatıyor. Dün Barış Alper de son derece kötü bir performans ortaya koydu. Çalım atma sevdasına girdi ama başarılı olamadı, rakibi geçemedi, uygun pozisyonları harcadı, çok kötü son vuruşlar yaptı. Bence giderek öne çıkan bir sorun da süreç içinde kendisini göstermeyi başladı; Köhn asli görevi olan savunmadan çok hücumda etkin ama bir türlü doğru dürüst orta yapamıyor ve ona atılan pasları genellikle öldürüyor. Bir başka sorun noktası da Abdülkerim; geçen sezon geçirdiği sakatlık sonrası hâlâ eski çizgini arıyor ama bir türlü bulamıyor. Üstelik ileriye çıktığı pozisyonlarda körlemesine gidiyor lakin finale doğru uygun tercihlerde bulunamıyor ve takımın kontra yemesine neden oluyor (bunu dünkü maç özelinde değil genel görüntü itibariyle söylüyorum).

Dursun Özbek: Bazı şeylere 'Dur' demenin zamanı geldiDursun Özbek: Bazı şeylere ‘Dur’ demenin zamanı geldi

İlk basamakların kayıpsız atlatılması önemli

 Velhasıl dün ilk yarıyı harcadı Galatasaray. İkinci yarının hemen önce Davinson’un akrobatik hamlelerin ardından kaçan fırsat ama asıl olarak Icardi’nin klas pasını bomboş pozisyonda harcayan Barış Alper’le bulunan şanslar değerlendirilemezken akabinde konuk ekibin golü geldi…

Sonrasında geçmiş sezonlarda zaman zaman şahit olduğumuz türden bir maç izledik; bir an önce beraberliği sağlama çabası, ardından galibiyet golünü arama mücadelesi. Bu beklentilere Icardi’nin penaltısı ve ardından Batshuayi’nin kafasıyla karşılık verildi. Nihayetinde futbol o en bilinen klişelerinden biri olan ‘Kötü oyuna rağmen galibiyet’, sezonun ilk randevusunda Sarı-Kırmızılıların yanında kendini var etti ve üç puan cebe konuldu. Lakin Okan Buruk’un takımı çok da iyi bir görüntü vermedi. İlk basamakların kayıpsız geçilmesi önemlidir, iki sezon önce bu konuda Gomis’in katkıları unutulmaz, geçen sezon ilk maçta Kayseri’den bir puanla dönülmüş, sonrasına ikili yarışta birçok zorluk yaşanmış ama engeller bir şekilde aşılmıştı. Bu sezon ligin diğer iki büyüğün de rekabette yerini alması bekleniyor; maratonun nasıl şekilleneceğini ise kalan o upuzun yolda göreceğiz elbet.

Galatasaray ilk yarıyı aheste oynadı

Dün Hatayspor elinden geldiği ölçülerde dayanmaya çalıştı. Oyunu genel olarak soğutmaya çalışarak sonuç almayı hedeflediler ki bu da normal bir refleks. Ama asıl problem ilk yarıda özellikle taç atışlarında ağır hareket eden ev sahibi cephesindeydi; Dubois ve Ziyech sanki söz birliği etmişçesine ağırkanlı hareket ettiler. Buralarda tabii ki görev teknik direktöre düşer ve tempoyu hızlandırma adına dokunuş gösterir (oyuncu değişikliğini kast etmiyorum tabii ki) ama dün ilk 45 dakikada böyle bir görüntü ortada yoktu, takım aheste aheste oynayarak devreye tamamladı.

Icardi ve Batshuayi attığı gollerle Galatasaray’a galibiyeti getirdi.

‘Süper yedek’ Batshuayi

 Günün Galatasaray adına heyecan verici gelişmesi ise Batshuayi’nin oyuna girip galibiyete imza atmasıydı. ‘Süper yedek’ tanımı bizim kuşağın kulağına 70’lerde Liverpool forması giyen David Fairclough’la çalınmıştı. Sonraki kuşaklar ‘Genç Semih’te benzer tadı bulmuştu ama ona ilişkin tanım daha çok ‘Nöbetçi golcü’ydü. Belçikalı forvetin de özellikle geçen sezonki Fenerbahçe performansı da göz önüne alındığında giderek bu ligin ‘Süper yedek’i olacağı kanaatindeyim.

Neyse, dün ilk kez perde açan Süper Lig’in herkese, her takıma hayırlı uğurlu olmasını dilerim.

Galatasaray'da Mauro Icardi krizi: İhtar çektiGalatasaray’da Mauro Icardi krizi: İhtar çekti

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.