Torpil salona girdi: Avrupa derbisinde skandal

Fenerbahçe ile Beşiktaş 2024 Avrupa Süper Kupası için Basketbol Gelişim Merkezi'nde karşı karşıya gelecekti. Maçın iki dakikası geçmeden sahaya atılan torpiller nedeniyle oyun durdu. Güvenlik zaafiyeti maçın ertelenmesine yol açtı.

Spor 3 Ekim 2024
Basketbol Avrupa Süper Kupası maçı sahaya atılan yabancı maddeler ve tribün olayları nedeniyle ertelendi.

20 Haziran 2013. 20 gün önce başlayan Gezi Parkı eylemleri tüm Türkiye’ye yayılmış vaziyette. Halk sokaklarda. Mersin’de de durum farklı değil. Saat 18.00 civarı. Forum Mersin hıncahınç. Boyner, Zara gibi mağazaların olduğu noktada büyük bir kalabalık var. Yolda beş adet TOMA’nın beklediği alandaki bu insan topluluğu polis kordonunu ikna etmeye çalışıyor. Öfke ve zulmün sindirmeye çalıştığı dertli halk söz konusu derdi anlatmak için GMK Bulvarı’ndan çıkıp o zamanki adıyla Kipa’nın bulunduğu kavşağa kadar yürümek, sonra da dağılmak niyetinde. Pazarlıklar sonuç vermiyor, halk engelleniyor. Sebebi ne mi?

Basketbol Gelişim Merkezi açıldı

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Eylül 2024 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı için açılışı yapılacak Basketbol Gelişim Merkezi’ne teşrif ettiler. Karşılaşma için bilet satışı gerçekleşmedi. Taraftarlar sosyal medyadan tepki gösterse de iki kulüpten de bu duruma karşı ses çıkmadı. Aklınıza gelebilecek, düşünebileceğiniz bütün tribünlere davetiyeyle, insanların siciline bakarak izleyici ve görevli alındı. Hal böyle olunca benim için salonun açılışını yapmak 2 Ekim akşamına kaldı.

Avrupa sahnesindeki Türk derbisinde olay: Madde yağdı, parke yandı, maç ertelendiAvrupa sahnesindeki Türk derbisinde olay: Madde yağdı, parke yandı, maç ertelendi

Saat 17.30. Marmaray’dan indim ve salona doğru yürüyüşe geçtim. Yolda rastladığım meslektaşlarımla keyifli bir sohbet içinde ilk kez Basketbol Gelişim Merkezi’ne vardım. Üç mini salon, alışveriş ve yeme içme alanları derken 10 bin kişilik, Anadolu Efes ve Galatasaray Erkek Basketbol Takımlarının bu yeni evi bizi karşıladı. Basın odasına girdik. İkramlar, içecekler derken oradaki gazetecilerle de vaktin nasıl geçtiğini anlamadığımız bir sohbetin içinde bulduk kendimizi. Bu sırada saat 17.00’de Kazlıçeşme’de toplanıp kortejle salona gelen Fenerbahçe taraftarı içeride yerini almıştı, sesleri basın odasına kadar geliyordu. 18.30 civarı yepyeni koltuklarıyla ferah basın tribününde yerimi aldım. Fenerbahçe taraftarı coşkulu tezahüratlarını sürdürüyor, Beşiktaş tribününde boşluklar dikkat çekiyordu.

Gerilim tırmanıyor

Beşiktaş tarafında yalnızca bir anne, baba ve dört beş yaşlarında kızlarının varlığı dikkatimi çekmiş ve hoşuma gitmişti. Nereden bilebilirdim ki yarım saat sonra olacakları. Bir de garip bir an ilişti gözüme. Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç saha içi koltuklarda maçı takip etmek üzere FIBA Başkanı Jorge Garbajosa’nın yanına oturdu. Bu sırada oradan geçen bir minik Koç’la fotoğraf çektirmek istedi. Fotoğrafı çekme işi muhtemelen miniğin tanımadığı, saf bir duyguyla telefonu uzattığı İspanyol basketbol efsanesi ve dünya basketbolunun yönetim organı FIBA’nın başındaki Garbajosa’ya düştü.

18.45 civarı Beşiktaş tribünü de kısım kısım içeri alındı. Ancak iki tarafın da maç izlemeye gelmediği açıktı. Bir Fenerbahçe tarafı, bir Beşiktaş tarafı ağza alınmayacak küfürlerin olduğu tezahüratlarla birbirleriyle yarış halindelerdi. Bu rahatsız edici atmosferde maç saati iyiden iyiye yaklaştı, hava atışı yapıldı. Hava atışıyla beraber torpil sesleri. Genellikle basın tribününün karşısından, Fenerbahçe taraftarının olduğu yerden gelen sesler. Bir iki atılır, sonra durur sandım. Öyle olmadı.

Fenerbahçe taraftarı tribünde patlattığı torpilleri sahayı hedef alarak parkeye atmaya başladı. Bir iki tanesi sahaya ulaşırken daha da korktuğum şey oldu. Beşiktaş taraftarından yanıt geldi. Tam arkamızdaki topluluktan da sahaya maytap ve torpil atılmaya başlandı. Bir tanesi daha bir dakika 56 saniye oynandıktan sonra duran maçta Beşiktaş benchinin tam önüne düştü. Hakemler telaşla sporcuların soyunma odasına gitmelerini işaret ettiler. Gözlerindeki korkuyla siyah-beyazlı ve sarı-lacivertli oyuncuların soyunma odasına kaçışmalarını izledik. Sonrası tufan…

Peki o çocuk ne düşünecek şimdi?..

Çevik kuvvet ekipleri Fenerbahçe tarafına müdahale etmeye çalıştı. Torpil atanlardan birini almaya çalışırken “tribün raconu” gereği arkadaşlarını polise vermek istemeyen taraftarlar daha da taşkınlık çıkardı. Bu arada başkan Ali Koç ve yöneticilerden Ahmet Ketenci de oraya yöneldi. Hatta aldığımız bilgiye göre Ketenci içeri götürülen taraftarın arkasından gitmeye çalışırken bir polisle arbede yaşadı. Hoş zaten 20 kadar taraftarın bir anda oraya yönelmesiyle olayların büyüdüğü açıktı. Uzaktan çıplak gözle izlemeye çalışan biz içerideki arkadaşlarımızdan gelen bilgilerle daha da aydınlanıyorduk. O sırada Beşiktaş taraftarı da rahat durmuyordu. Meşale, torpil yağmuru arkamızdan sahaya doğru devam ediyordu. Hatta Beşiktaşlı ailelerin olduğu yere de torpil geliyor, insanlar haliyle tepki gösteriyorlardı. Ama nafile. Nefret adrenalinle birleşip vücudu ele geçirmişti bir kere.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç olayları yatıştırmak için tribünlere çıktı.

Az önce bahsettiğim çocuklu aileye ne mi oldu? Onlar olayların başında en doğrusunu yapıp salonu terk etti. O küçük çocuk şimdi “Ne kadar kısa sürüyormuş bu basket maçları baba” diye sorsa haksız mı? Siz verin cevabını. Ya da “Şimdi biz 4-2 kayıp mı ettik anne” dese ne diyecek annesi çocuğa.

Neyse. Torpil yağmuru devam etti bir süre. Bir de Beşiktaş cephesinde yakasında akreditasyon kartı olan biri ilişti gözüme. Sürekli tribüne bakıp “Atın atın” ya da “Hadi aşağı” dercesine kışkırtıcı ve gaz verici hareketler yapıyordu. Sahi kimdi acaba o? Kulüp bir işlem yapacak mı acaba hakkında?

Yine. Neyse. Devam edelim. Akıl işi değildi belki ama o yağmur arasında basın tribününde oturmaya devam ettik. Sağ önümüzde bulunan noktaya bir meşale düştü. Bir sıra geri düşse meslektaşlarımızdan birinin yaralanması işten bile değildi. Neyse ki öyle bir şey olmadı. Fenerbahçe tarafına polis müdahalesi ve arbede devam ederken bizi de yerimizden kaldıran şey gerçekleşti. Beşiktaş tarafından gelen torpillerden biri hemen yan sandalyemizin altına düştü. Beş saniyelik bir sağırlık… Ardından kaçarcasına çıktık basın tribününden. Orta bölüme geçtik ve olanlara oradan baktık. Olaylar başlayalı 20 dakikayı geçmişti. Ali Koç ve TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu biri Fenerbahçe tribünü önünde, diğeri protokol locasında telefonla konuşup fikir alışverişi yapıyorlardı.

Salonun boşaltılacağı anonsu geldi. Olaylar biraz duruldu. Tabii küfür kıyamet devam etti. Taraftarların salonu boşaltması bir saati bulacaktı elbet. Önce Beşiktaş taraftarı salon dışına alındı. Sonra Fenerbahçe taraftarı. Beşiktaş Başkanı Sayın Hasan Arat ve yönetim kurulu üyeleri teşrif ettiler. İki kulüp arasında ve FIBA Başkanı Jorge Garbajosa nezdinde görüşmeler yapıldı. Önce maç oynanacak dendi. Sonra Beşiktaş’ın ricasıyla ertelemede karar kılındı. Öyle ya sahaya atılan torpiller zemini de tahrip etmişti. Artı sporcular psikolojik olarak hazır değildi. Fenerbahçe’de şube sorumlusu Mustafa Kemal Danabaş “Biz oynamak istedik. Beşiktaşlı sporcular korkmuş” diyerek biraz da alaycı bir tavırla konuşuyor “Bizim yabancılarımız farklı bir yapım herhalde, korkmadılar” diyordu. Ancak çok normal değil miydi? Sporunu yaparak rekabetçi olmak için çıktığın sahaya sağlığını tehlikeye atacak onca madde yağmışken o akşam maça çıkmak istememek gerçekten çok normal değil mi?

İki başkan ve Garbajosa erteleme kararını sporculara beraber açıkladılar.

Yine. Neyse. Öyle ya da böyle uzlaşıldı. Avrupa Süper Kupası maçı ertesi güne kaldı. Biz de nihai kararı öğrendikten sonra saat 21.00’e gelirken salondan ayrılmak üzere toplandık. O sırada TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu tesadüfen yanımızdan geçti, yukarı çıktı. Beşiktaş taraftarının kırdığı koltukları gördü. Gecenin sonunda tek sorun buymuş gibi “Buraları da mı kırmışlar” benzeri bir cümle kurarak yoluna devam etti. Tahribat büyüktü. Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş taraftarının olduğu yerde yepyeni, Sayın Cumhurbaşkanımızın açılışını yaptığı salonun koltukları kırılmıştı. Türk basketbolunun dünya gözündeki itibarı işte şimdi onarılamayacak boyutta zedelenmişti.

İşte o içler acısı tablo.

Film uzun süredir gösterimde

12 Ekim 2013. Mersin Büyükşehir Belediyesi Basketbol Süper Lig ilk hafta maçında Fenerbahçe’yi ağırladı. 20 Haziran günü açılışı yapılan Akdeniz Oyunları boyunca 7 bin 500 kişilik yeni Servet Tazegül Spor Salonu’na bir kere bile gitmeyen benim için salonun açılışını yapmak dört ay sonraya kalmıştı. Aynı kaderi 11 sene sonra İstanbul’da Basketbol Gelişim Merkezi için yaşayacağımı bilemezdim tabii. Hoş 2024’te dört ay değil, üç gün bekleyecektim. Her neyse, 20 Haziran günü Forum Mersin’den Kipa kavşağına yürümesine izin verilmeyen kalabalığa TOMA müdahalesi yapıldı. Bir arkadaşım bileğini çatlattı. Açılış biletleri nasıl olduysa 15 dakika içinde tükenen Akdeniz Oyunları’nı tıpkı Basketbol Gelişim Merkezi’nde olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açtı.

Daha o zamanlar başlayan seçilmiş halkın salonlara/stadyumlara alınma geleneği 11 sene sonra devam etti. O ayrıştırma kültürü yaratılan nefret toplumunun bir yansıması olarak üç gün sonra karşımıza çıktı. Ne yazık ki maç izlemeye değil birbirine küfretmeye, birbirine torpil fırlatmaya gelen nefret odaklı gruplar spor müsabakası seyretmeye gelen çocuklu ailelerin de en büyük korkulu rüyası oldu. Sporun rekabetçilik değil nefret üzerine inşa edildiği kültürün ortaya çıkmasında sorumlu olanlar; Sayın Cumhurbaşkanı’nın geleceği maç için kulüplere ultimatom verdikten sonra İstanbul derbisi için yeterli önlemi almayıp güvenliği sağlayamayanlarla aynı kişiler. O kişiler günün sonunda kırılan koltuklara üzülürken, sporseverler o anne babanın küçük çocuklarını salondan nasıl kaçırdıklarıyla dövünüyorlar. Dövünüyorlar, çünkü ülke sporunun yaşananlara layık olmadığına inanıyorlar…

Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı için TBF kulüplere ultimatom vermiş: 'Olumsuzluk olursa sorumlusu sizsiniz'Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı için TBF kulüplere ultimatom vermiş: ‘Olumsuzluk olursa sorumlusu sizsiniz’

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.