Mesai saati dışında şirket aracı kullanma vergisi!

Son günlerde şirket araçlarının personel tarafından mesai saatleri dışında kullanımına izin veren şirketlerin vergi cezası ile karşı karşıya olduklarına ilişkin çok sayıda haber yapıldı. “Şirket araçlarında vergi riski” benzeri başlıklarla yapılan haberler, yeni bir vergi alınmaya başladığı izlenimi yaratmış olacak ki, konuya ilişkin yorumlar Ekşi Sözlük’te “mesai saati dışında şirket aracı kullanma vergisi” başlığı altında paylaşılmış. Nedir bu “mesai saati dışında şirket aracı kullanma vergisi”?

Bir işverene bağlı olarak çalışan kişilerin, çalışmaları karşılığında elde ettikleri her türlü menfaat, Gelir Vergisi Kanunumuzun 61. maddesi kapsamında ücret olarak nitelendirilir ve vergilendirilir. Bazı çalışanlar, emekleri karşılığı sadece maaşa hak kazanırken, diğer çalışanlar maaşlarının dışında, prim, ikramiye vb. ödemeler alabilir, özel bir sağlık sigortasından faydalanabilir, hatta kendilerine bir araba ya da ev tahsis edilebilir. Genel kural olarak, çalışanlara sağlanan her türlü menfaat ücret olarak nitelendirilir ve vergiye tâbi tutulur. Anlaşılacağı üzere, eğer işveren bir çalışana özel kullanımı için araç tahsis ettiyse, söz konusu aracın bedeli de ücret teşkil eder ve gelir vergisine tâbi olur.

Çalışanlar arasında adaletsiz bir durum yaratıyor

Bu yasal düzenlemenin adaletsiz olduğu görüşüne katılmak ise mümkün değil. Bazı çalışanlar emekleri karşılığı sadece parasal bir kazanım elde edebilir, diğerleri ise paranın yanı sıra bir evin veya arabanın kullanımı gibi hiç de azımsanmayacak menfaatlerden faydalanabilir. Sadece parasal bir kazanım elde eden çalışan, kira ödemesi yapmak ve araç satın almak veya kiralamak ya da toplu taşıma ücretine katlanmak durumunda kalıyor ve bu masrafları da vergilendirilmiş olan gelirini harcamak suretiyle gerçekleştiriyor. Parasal kazanımlarının yanında ev ve araba kullanım hakkını elde etmiş olan kişinin bu menfaatleri üzerinden herhangi bir vergi alınmaması çalışanlar arasında son derece eşitsiz bir durum yaratır. Bu kişiler hem ciddi bir maddi avantajdan faydalanıp, hem de bu kazanımları üzerinden herhangi bir vergi ödememiş olurlar. Bu nedenledir ki, sadece ülkemizde değil, pek çok gelir vergisi sisteminde, ücret geliri çalışanlar tarafından elde edilen bütün menfaatleri kapsar.

Burada önemli olan, çalışana gerçekten sağlanan bir menfaat olması, diğer bir anlatımla şirket tarafından verilen aracın çalışanın şahsi kullanımı için tahsis edilmiş olması. Çalışanın şirket için yaptığı her türlü yolculuk, işe gidip gelmek için şirket aracından faydalanması gibi iş sözleşmesinden kaynaklanan kullanımlar, şahsi kullanım olarak kabul edilmemeli. Örneğin, İstanbul’da yaşayan bir çalışan, şirketin Ankara ofisine gitmek için aracını kullanıyorsa şahsi bir kullanım yapmış olmaz, fakat bayram tatilinde memleketi Ankara’ya gitmek için aracı kullanırsa şahsi bir kullanımda bulunmuş olur.

Ülkemizde çalışanların şirket tarafından verilen araçları şahsi araçları gibi kullandıkları bir gerçek. Şirketler de araç tahsisini çoğu zaman ek bir avantaj olarak öne sürüyor. Hal böyle olunca, vergiye tâbi bir menfaat ortaya çıkmış oluyor. “Mesai saati dışında şirket aracı kullanma vergisi” var olan bu düzenlemenin daha sıkı denetlenmesinden ibaret.

Şirket araçlarının şahsi amaçlarla kullanılması sadece çalışanlara mahsus değil. Kendilerinin ve ailelerinin kullandığı araç, telefon vb. cihazları şirket adına kaydederek “örtülü kazanç dağıtımında” bulunan şirket patronlarının sayısı hiç de azımsanamaz. Çalışanlarla başlayan denetim, belki bu alana da yayılarak kendini gösterir.

2025 senesinin bütün çalışanların bol menfaat elde ettiği bir yıl olması dileği ile.

Örtülü kazanç aktarımı Çimentaş’ın eski başkanına hapis cezası getirdi

Vergi kayıp ve kaçağını önlemenin en etkili yolu nedir?