Araştırmacı mizah yazarınız Serdar Turgut, bu yazıya konacak görsel konusunda 10Haber'e meydan okumuş, 'büzükleri yetiyorsa koyarlar' diyerek bir resim önermiş.
Bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu cinsel içerikli sitelere girişi önleyebilmek için olağanüstü gayret gösterdiği için ve fazla mesai de yaptığından özellikle bazı fetişlerin türk erkeğinin radarına nihayet sağlam biçimde girmiş olduğunu görmek mümkün. Uzun zamandır halkla ilk defa iftihar ediyorum. ilk kez olumlu sayılabilecek bir yöne gidiyorlar.
son zamanlarda özel ilgi duyulan bu fetişlerin neler oluğunu not ettim, Bunları ilerde yazdığımda maçoluk kültürünün egemen olduğu bu coğrafyada seks söz konusu olduğunda türk erkeğinin kadın karşısından ne hallere düştüğünü görüp çok şaşıracaksınız. erkek egemen söylemlerle kadını ezmeye çalışan bazı tiplerin kadının sadece tek naylon çoraplı ayağını göstermesiyle kendinden geçebildiğini görmek benim için özellikle mutluluk vericiydi.
en fazla sansürlenen fetişlerin en fazla ilgi çektiğini düşünmek eğer doğru bir sonuç çıkarma yöntemiyse ilerde vereceğim sonuçları okuyunca türk erkeğinin bildiğiniz gibi olmadığını anlayıp belki de biraz rahatlayacaksınız.özellikle kendi güçlerinin farkına varacak kadınların çok rahatlayacağını sanıyorum o yazıdan sonra.
ama bugün konum o değil. bugün Arayış (Search) dizisi hakkında yazmak istiyorum.
Ben başrolde itici bir şişman adamın olmadığı, seyircilerin aslında çok gülseler bile onu itici bulduklarını söylemedikleri, başrol karakterinin aklınıza gelebilecek en uçtaki, en iğrenç hareketleri rutin olarak yapmadığı ,yani özetle bu bir Recep İvedik filmi değilse türk dizi ve filmlerini ilke olarak pek seyretmiyorum.
bir tek sadece şişmanlık kriterini yerine getirse de ama çok çalışsa bile yeterince itici olamasa da eğer Ata Demirer filmi varsa seyretmeme ilkemi bozabiliyorum.
dolayısıyla Arayış dizisini de gayet tabii ki seyretmedim ve seyretmeyeceğim de.
Başrollerini Aslı Enver, Mehmet Günsür, Defne Kayalar, Devin Özgür Çınar, Erol Babaoğlu, İpek Türktan, Erdem Şenocak gibi ünlü isimlerin paylaştığı ‘Arayış’ dizisi hakkında sosyal medyada çok enteresan gelişmeler oldu.
Cinselliğe yaklaşımı yazının girişinde anlattığım gibi olan ancak bu konuda sürekli palavralar atabilen ve bunun yanında sosyal medyada gördüğü kadın vücuduna dair her bölümden kendine heyecanlar yaratabilen, kendi deyimleriyle sosyal medyayı yakıp kavurabilen kitleler Disney Plus platformunda yayınlanan Arayış dizisinin bir sahnesinde Mehmet Günsür’ün oynadığı Tufan karakteri “herkese soyunun!” deyince ve herkes bir anda tamamen çırılçıplak kalınca sosyal medyada sert tepkiler göstermişler. Paylaşılan tepkilere göre bir kısmının ‘midesi bulanmış’ bir kısmı da sanki kendi kafalarında bu soruya net bir cevap varmış gibi ‘bu nasıl sanat’ da demişler.
ama bu sahte tepkilere rağmen bu soyunma sahnesi sosyal medyada bir anda çok izlenmekten tabii ki viral de oldu.
yani her zaman olduğu gibi hem tahrik oluyorlar hem de tepki veriyorlar. çoğunlukta var olan kendi cinselliğiyle ilgili bu ikiyüzlülükten nefret ediyorum.
örneğin ben kendi fetişlerimi yıllardır bunlarla iftihar ederek anlatıp duruyorum. hatta ‘Penisim kayboldu. Hükümsüzdür’ başlıklı yazımda penisimin artık olmadığını bile büyük açıklıkla yazdım.
Bu benim dışımda kimseyi alakadar etmez. sizin cinselliğiniz de ne olursa olsun bu da- Bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu üyeleri dışında- kimseyi alakadar etmiyor.
Bu kurumun üyeleri bizlerin cinsel tercihlerimizle acaba neden bu kadar ilgililer bunu da tam olarak bilen yok. Acaba diyorum bunlar kendi gizli fetişlerini bizi kullanarak mı tatmin ediyorlar. çünkü malum bizim seyredip seyretmememizin uygun olacağına karar vermek için, yani gerekirse sansürlemek için o filmi kendileri rahatça engellenmeden önceden seyrediyor olmalılar.
ben bir süre önce sadece bu rahata ulaşmak ve sansürlenmeden istediğim fetiş ile ilgili bütün filmleri rahat seyredebileyim diye hayatımda ilk kez ve tabii ki son kez bir devlet görevi için gönüllü olmaya karar vermişim. Boşalacak koltuklar için bilgi Teknolojileri ve iltişim kurumuna üyelik başvurusunda bulunmaya kesin kararlıydım . Ama asıl amacımı tabii ki anlayan ve bu evren varoldukça varolacak sevgili eşim Rana- benim mutlu olmam ihtimaline bile ilke olarak karşı oluğundan- bu başvurumu engelledi.
‘Bu nasıl sanat’ diye tepki verenler sanat tarihinde özellikle fotoğraf sanatında tamamen çıplaklığın hiç bir zaman ilginç bulunmadığını asıl çekiciliğin kadının bir kıyafeti nasıl taşıdığıyla sağlanabildiğini büyük ustaların kabul ettiklerini bilecekler ve dizideki o çıplaklık sahnesinin bile kendilerini heyecanlandırmasından bir ihtimal biraz utanmaya da başlayacaklardı.
Milletin sanki görülecek yeni orijinal bir yön olabilirmiş gibi özelikle yakın çekim bakmaya nedense pek meraklı olduğu cinsel organlar da kendi başına pek estetik değillerdir.
Dediğim gibi benimki artık ortadan kayboluş olduğundan cinsel organların görünümü konusunda objektif, tamamen çıkarsız bir değerlendirme yapabilirim sanıyorum.
Bu yüzden tamamen çıplaklık sahnesini aşırı ilgileriyle sosyal medyada viral yapabilenler ve sonrada çok şok olmuş gibi yapanlar sadece ikiyüzlü değil aynı zamanda estetik yoksunular da.
bence cinsel organın yakın görünümünün estetik olmaması konusunda tek istisna Gustave Courbet’in 1866 yılında çizdiği L’origin du monde (The origin of the world) adlı çalışmasıdır.
kadın cinsel organının abartılı yakın görünümle çizilmiş olduğu bu tabloyu gündeme getirmek beni uzun zamandır yapmak istediğim başka bir konuya da girmeye teşvik etti.
Malum bu sitede Dadaist, absürt, nihilist bakış acısıyla bir çok tuhaf konuda yazı yazıyorum. siteyi hazırlayanlar da her yazıya görsel bulabilmek için uğraşıyorlar. özellikle penis yazılarım için görsel ararken ilginç deneyimler yaşadıklarını tahmin edebiliyorum.
görseller konusunda liberal açık fikirli oldukları konusunda bir izlenim de var. Bunun testi bu yazıyla olabilir. benim yönetime açık çağrım yazının görseli olarak Courbet’in bu çalışmasının-eğer büzük yetiyorsa- konulmasıdır. şimdi eğer bu yapılamazsa şu da bilinsin mücadele hedeflerimdeki kurumlar listeme Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumunun yanısıra 10haber.net kurumu da eklenecek.
23 Aralık 2024 - Yanı başımızdaki tehlikenin bilemiyorum farkında mıyız?
22 Aralık 2024 - Düşünmeyi besleyen tartışma… Yeniden
21 Aralık 2024 - Yılbaşı yaklaşırken
20 Aralık 2024 - Sokak sanatının büyük sanatçısı
19 Aralık 2024 - Serdaramus’un 2025 yılı için 10 Beyaz Türk kehaneti