Savaş tamtamları piyasaları vurdu
Dün gece alınan kararla mevduatta stopaj vergisi 2.5 puan yükseltildi. Enflasyonun bir yıl sonra yüzde 100’ün üstünde olacağını düşünen biri için yüzde 60 faiz getirisi zaten yetersizdi, dün geceki stopaj zammıyla iyice yetersiz hale geldi.
Dün gece Resmi Gazete’de yayınlanan kararla Türk Lirası mevduat ve para piyasası fonlarında vergi yani stopaj oranı artırıldı. Altı ay vadeli mevduatta stopaj yüzde 7.5’ten yüzde 10’a, bir yıla kadar vadeli olanlarda yüzde 5’ten yüzde 7.5’e yükseltildi. Bu karar mevduat faizinin fiilen 2.5 puan düşürülmesi anlamına geldiği için önemli.
Önce vergi yazarı Prof. Dr. Murat Batı’yı stopajın artırılacağını bir hafta öncesinden doğru biçimde öngörüp bir anlamda tasarruf sahiplerini uyardığı için tebrik edelim. Batı 22 Ekim’de yayınlanan yazısında 2025 bütçesinde stopaj yoluyla alınan gelir vergisinde geçen seneye göre yüzde 95.59 artış öngörüldüğünü belirterek bunun zammın habercisi olduğunu yazmıştı.
Öyle ya, enflasyonun yüzde 20’nin altına indirilmesinin hedeflendiği bir yılda stopaj geliri başka nasıl yüzde 100’e yakın oranda artırılabilirdi ki? Batı buradan hareketle “Özellikle mevduat faizlerinden, devlet tahvili ve hazine bonusundan, KKM’den elde edilen gelirlerden yapılacak stopaj oranlarının artırılacağını tahmin etmekteyim” diyordu.
Dediği gibi de oldu, uyarısına kulak verip kıyıdaki köşedeki tasarrufunu mevduata veya para piyasası fonuna aktaranlar bu işten kârlı çıktı. Zira stopaj artışı düne kadar faize geçenleri kapsamıyor. Onlar mevduatlarını veya fonlarını ne zaman bozsalar eski stopajı ödeyecekler.
Mevduat ve para piyasası fonlarına gelen 2.5 puanlık zam faizin fiilen bu kadar indirilmesi anlamına geliyor. Şu anda bankalar üç aya kadar vadede mevduata yüzde 45-50 arasında faiz veriyor. Bunun yıllık bileşik getirisi yaklaşık yüzde 60’a karşılık geliyor. Stopajın yüzde 10’un üzerine çıkması yıl sonunda (eğer enflasyon beklendiği gibi düşerse) yine pozitif reel faiz elde edileceği gerçeğini kağıt üzerinde değiştirmiyor. Ama dediğim gibi bu kağıt üzerindeki beklenti, bunu bir de halka sorun!
Vatandaşın enflasyon beklentisi Merkez Bankası’nın da, hükümetin de, büyük şirketlerin de çok üzerinde. “Resmi verilere” göre (Merkez Bankası açıklıyor) vatandaş enflasyonun bir yıl sonra yüzde 67.2’de olmasını bekliyor. Koç Üniversitesi’nin Konda’yla yaptığı araştırmaya göre ise halkın bir yıl sonrasına ilişkin beklentisi yüzde 107!
Enflasyonun bir yıl sonra yüzde 100’ün üzerinde olacağını düşünen biri için yüzde 60 faiz getirisi zaten yetersizdi, dün geceki stopaj zammıyla iyice yetersiz hale geldi. “Başka alternatif mi var faizden başka” diyeceksiniz. Tabii ki var, parayı biriktirmek yerine harcamak.
Nitekim konut satışlarında bu yılın ilk yarısında görülen daralma temmuzdan bu yana tekrar artışa döndü. Bunun sonucu olarak ağustosta konut fiyatları İstanbul’da (bir ayda) yüzde 5.5 arttı. Belli ki enflasyonun düşmeyeceğini, daha da artacağını düşünenler, alabiliyorlarsa fiyatlar daha artmadan şimdi almak istiyor. Stopajın artması faizin fiilen düşmesi anlamına geleceği için “Ne alıyorsan şimdi al” davranışını daha da güçlendirecek. Bu da konut fiyatlarında yükseliş baskısını daha da artıracağı için kira enflasyonunun düşmesini güçleştirecek.
Biraz önce 2025 bütçesinde stopaj gelirlerinde öngörülen yüksek oranlı artışın dün geceki zammı haber verdiğini gördük. Aynı mantıktan hareketle önümüzdeki aylarda bizi bekleyen diğer zamları öngörmek de mümkün. Bunlardan biri motorlu taşıtların ÖTV’si olacak gibi görünüyor. Bütçede motorlu taşıtların ÖTV’sinde yüzde 64 artış öngörülmüş.
Bu bize iki şey söylüyor. Bir kere öyle görünüyor ki yerli otolar için büyük dezavantaja dönüşen ÖTV oranları değişmeyecek. (Şu anda yerlisi de yabancısı da aynı ÖTV oranından vergilendiriliyor. Oysa bu iki yıl önce böyle değildi, yerli otomobiller daha düşük ÖTV oranından vergilendiriliyordu.) İkincisi, yüzde 64’lük artışı sağlayabilmek için ÖTV’ye herhalde şu veya bu şekilde zam yapılacak. Sektörde ithal otoların ÖTV’sinin daha da artırılacağı yönünde bir beklenti var ama ekonomi yönetimi pekala yerli yabancı ayrımı yapmadan bütün marka ve modellere aynı zammı yapabilir…
Bütçenin geleceğini söylediği bir başka zam Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nde (BSMV). Bütçede bu kalemde yüzde 154 bir artış öngörülmüş. BSMV kredilerden alınıyor. Bu kadar yüksek oranlı gelir artışı öngörüsü akla iki olasılığı getiriyor. Birincisi bu vergiye kallavi bir zam yapılacağını. İkincisi de 2025’te kredilerde büyük artış yaşanacağını, buna bağlı olarak BSMV gelirinin artacağını.
İkincisinin olması için Merkez Bankası’nın politika faizinde büyük indirime gitmesi ve kredilerdeki sınırlamaları gevşetmesi gerekir. Hangisinin olacağını göreceğiz.