Merkez Bankası rezervinde yeni zirve: 153,8 milyar dolar
Merkez Bankası, bankaları yüzde 53'e yakın bir faizle fonluyor ve onları mevduat faizlerini arttırmaya zorluyor. Yüksek hacimli mevduatta faiz yüzde 56-57'ye kadar yükseldi. Bankaların gecelik para piyasası fonu adlı ürününe ilgi artıyor.
Merkez Bankası’nın politika faizinde 5 değil aslında 6,5-7 puan artırım yaptığı görülüyor. 5 puanlık faiz artırım kararından bu yana fiili fonlama faizi yüzde 52.75 ile 52.85 arasında uygulanıyor. Merkez’in yüzde 53’lük banda yakın fonlama yapıp bankaları mevduat faiz oranlarını artırmaya zorladığı anlaşılıyor.
Karar öncesi politika faizi yüzde 45 iken fiili faizin yüzde 46 civarı olduğunu hatırlarsak aslında faizde yapılan artırımın 6.5-7 puan olduğunu görebiliriz. Merkez Bankası’nın fiili faizi Cuma günü yüzde 52.75, dün ise yüzde 52.83 olarak uyguladığını gördük. Merkez Bankası politika faizini 45’ten 50’ye çıkarırken belli ki bu ihtiyacı görerek fonlama faizindeki yüzde 1,5 aşağı yüzde 1,5 yukarı yönlü bandı her iki yön için de 3 puana çıkarmıştı.
Perşembe günkü sürpriz faiz artışının ilk etkisini dolar ve altında gördük. Geçen haftanın ilk üç gününde günlük 1,5 milyar dolar eriyen rezervler faiz açıklandığı gün, yani perşembe günü 300 milyon dolar arttı. Bu durum altın ve dövize olan talebin kesildiği biçiminde yorumlanmıştı. Ancak talebin tümüyle kesilmediği ama epey azaldığını söylemek daha doğru olacak gibi görünüyor.
Çünkü geçen cuma günü rezervlerde yeniden 700 milyon dolar erime oldu. İlk üç gündeki toplam 4,5 milyar dolarlık erime ile karşılaştırıldığında, altına ve döviz talebin tümüyle kesilmediği ama yaklaşık yarı yarıya azaldığını söylemek daha doğru olabilir. Bankacılardan aldığımız bilgilere göre şubelerdeki işlemlerde de önemli ölçüde azalma olduğunu ama altın ve dövize olan talebin tümüyle kesilmediğini anlıyoruz. Bu arada bazı bankacılar döviz bazlı KMM’lerden TL’ye dönüşün durduğunu hatırlatarak uygulanan TL faiz oranlarının bu dönüş için yeterli olmadığının görüldüğünü de söyledi.
Faiz artışı ardından döviz ve altın talebi gerilirken mevduat ve kredi faizlerine etkisini pazartesi günü göreceğimiz söyleniyordu. Dün haftanın ilk gününde hâlâ belirsizliklerin devam ettiğini söyleyebiliriz. Çeşitli bankalarla görüşmemizde farklı uygulamalar gördük; kredilerde durma noktasına gelinirken, mevduat faizlerinde değişik faiz oranları uygulandığına şahit olduk.
Bazı bankalar geçen haftaya kıyasla mevduat faiz oranlarını düşük tutmuş. Ancak bu bankaların akşama doğru mevduattan kayıplar yaşadıklarını görünce faiz oranlarını artırmaya başladığı söylendi. Önce kamu bankalarının çok yüksek faiz uyguladığı bilgisi gelirken, daha sonra araştırdığımızda bazı büyük özel bankaların da aynı yüksek faizi uyguladıklarını öğrendik.
Özet olarak mevduatta düşük hacimli olanlara hâlâ yüzde 42-43 gibi düşük faiz uygulandığını, buna karşılık yüksek hacimli mevduatlarda faiz oranlarının yüzde 56-57’lere kadar çıktığını gördük. Bu faiz oranları 5 milyon TL üzerindeki mevduatlara uygulanırken 1 ile 5 milyon TL arasında yüzde 50-55 arasında faiz uygulanıyor. Kısacası 5 puanlık politika faiz artışı hafta başında mevduat faizlerinde genelde 3-4 puan artışa neden oldu ama hafta içi bu oranlar değişebilir.
Kredilerde ise bireysel kredilerin yüzde 70’lere ulaştığı, kurumsal kredilerde ise yüzde 65 civarında faiz uygulandığı konuşuluyor. Ancak mevcut kısıtlamaların da etkisiyle kredilerdeki kullandırma çok düşük.
Buna karşılık son dönemde bankaların para piyasası fonlarının arttığına şahit oluyoruz. Bu, daha çok mevduat faizini düşük bulan ve her an nakde dönme imkanı nedeniyle tasarruf sahipleri tarafından tercih ediliyor. Bu fonlara olan yüksek talep nedeniyle bankaların eski müşterilerini tercih ettikleri söylenebilir.
Çok güvendiğim bir bankacı kendilerinin mevduatı “istikrarlı fonlama kaynağı” olarak adlandırdıklarını, bu nedenle aslında mevduat toplamanın her bankanın istediği bir şey olduğunu hatırlattı. Buna karşılık para piyasası fonlarının ise gecelik fonlama kaynağı olduğunu, çünkü her an bozulabileceğini, bu nedenle mevduatların banka yönetimi açısından cazip olduğunu ifade etti.
İşte bu noktada Merkez Bankası’nın fonlama faizini, hemen ilk günden, bu kadar yüksek tutmasının nedeninin de bankacıların bu ihtiyacına dönük olduğu belirtiliyor. Merkez Bankası’nın fonlama faizini yukarıda tutarak, bankaların aslında tercih ettikleri mevduata dönmelerinin teşvik edildiğini, fonlama faizinin hemen altında mevduat toplamaya bankaları yönlendirmeye çalıştıkları tahmin ediliyor. Fon rakamlarına baktığımızda; bu kapsamdaki reponun yılbaşında 92 milyar TL iken 15 Mart itibariyle 272 milyar TL’ye çıktığı, para fonunun ise yılbaşında 100 milyar TL iken 15 Mart’ta 279 milyar TL’ye çıktığı görülüyor. Bu rakamlar para piyasası fonlarının iki katından fazla büyüdüğünü gösteriyor.
Burada Merkez Bankası’nın elini bağlayan unsur ise düşük döviz rezervleri nedeniyle bankaların swaplarına mahkûm olması. Bankalar bu kanaldan düşük faizli fonlama yapabildikleri için mevduat faizinde çekimser kalıyorlar.
Geçmiş yönetim ekonomiye ve topluma o kadar büyük kötülük yaptı ki; tablo tüm yönleriyle daha yeni görülmeye başladı. Bence enflasyonla mücadele mevcut ekonomi yönetiminin beklediğinden de çok daha zor ve sert olacak.