Geçtiğimiz ay rezervden satarak dolar kurunu 34 TL’de tutmaya çalışan Merkez Bankası, son altı gündür piyasadan döviz alarak şimdi de kurların düşmesini engellemeye çalışıyor. Bir haftada rezervdeki artış 6,3 milyar doları buldu.
Geçtiğimiz ay rezervden satarak dolar kurunu 34 TL’de tutmaya çalışan Merkez Bankası, son altı gündür piyasadan döviz alarak şimdi de kurların düşmesini engellemeye çalışıyor. Geçtiğimiz perşembeden bu hafta salı akşamına kadar dört günde rezervlerde meydana gelen artış 6.3 milyar doları buldu.
Ağustosta dövize talep artınca panikleyen Merkez Bankası yönetimi, dolar kurunu önce 33.50 TL’de ardından 34 TL’nin altında tutmaya çalıştı. Bu süreçte 6-7 milyar dolarlık rezerv satışı yapmasına rağmen sonunda dolar kuru 34 TL üzerine çıktı. Bu hareketin sürmesinin nedeni Merkez’in ürkek satışlar yapıp her gün kurun bir miktar yükselmesine izin vermesiydi. O dönem rezervlerin yeterli olduğu, yüklü satışlar yapıp bu hareketi durdurması gerektiği yönünde eleştiriler yapıldı ama Merkez Bankası buna rağmen ‘küçük bir spekülasyon hareketinden etkilendiği izlenimi’ verecek şekilde ürkek davrandı.
Merkez Bankası’nın kendisine güvensiz davranmasının bir işareti de KKM’deki erimeyi durdurmak için alelacele panik hareketine girmesiydi. Döviz talebinin oluşmasında küresel finans kesimindeki dalgalanmanın peşine KKM’deki erimenin hızlanmasının eklendiğini gördüler. KKM’deki erimenin çoğunlukla döviz hesaplarına dönüşmesi zaten doğaldı ama bu hareket Merkez yönetimini ürküttü, acil önlem aldılar. Yeniden KKM açılışına izin verip, bankaların bu hesaplara verdiği faizi yükseltip KKM’deki hızlı erimeyi durdurdular.
Halbuki KKM’deki erimede, döviz bazlı hesaplardan geçiş ağırlıklıydı. Döviz hesaplarının daha fazla tercih edileceği zaten bekleniyordu. Merkez Bankası döviz talebindeki artışa yüklü döviz satışıyla hemen müdahale etseydi hem döviz hesaplarına dönüşü KKM düzenlemesi yapmadan frenleyebilir hem de bundan sonra kendisinin tekrar deneneceği spekülasyonlara baştan dur diyebilirdi. Gelen döviz talebinden, rezervler kuvvetli olmasına, döviz talebinin kalıcı bir ekonomik temeli olmamasına rağmen tedirgin oldu.
O süreçte dövizde spekülasyon yapanların ellerinin yanması gerektiği konusunda uyarılan Merkez Bankası bunu dinlemedi. Bunu yapmayınca o dönem bu kez de “Zaten döviz girişinin başlayacağı, o aşamada bari kurların aşağı gelmesine izin vermeleri gerektiği” konusunda iktisatçılar ve eski Merkez Bankacılar tarafından yine uyarıldılar. Merkez Bankası kurların yukarı sert çıkışını önlemediği gibi şimdi de kurların aşağı gelmesini önlemeye çalışıyor.
Beklendiği gibi FED faiz indirim beklentilerine bağlı olarak yabancı girişleri yeniden başladı. 5 Eylül’den itibaren Merkez Bankası düzenli olarak her gün döviz alımı yapıyor. Döviz rezervlerindeki artış geçtiğimiz hafta perşembe 2.4 milyar dolar, cuma 800 milyon dolar oldu. Bu haftaya da rezervlerde artışla başlandı ve pazartesi günü 2 milyar dolar, salı ise 1.1 milyar dolar artış oldu. Yani geçen hafta perşembe gününden itibaren dört iş gününde toplam 6.3 milyar dolarlık rezerv artışı yaşandı.
Henüz rakamı bilmesek de piyasa hareketleri dün de rezerv artışının devam ettiğine işaret ediyor. Eğer bu trend devam ederse geçen hafta perşembeden bu hafta kapanışına kadar geçen sürede rezerv artışı hareketinin 8-9 milyar doları bulması beklenebilir.
Merkez Bankası rezervlerden geçen ay yaptığı satışların etkisiyle TL likidite yönetiminde rahat bir döneme girmişti. Birkaç gündür yeniden likidite fazlasının oluşmaya başladığının işaretleri alınıyor. Ağustosun son iş gününden itibaren piyasada likidite fazlası kalmamış daha sonrasında Merkez Bankası piyasadan alacaklı pozisyona gelmiş, bu sayede mevduat faiz oranları da yükselmişti.
5 Eylül’de likidite açığı nedeniyle piyasanın Merkez’den yaptığı borçlanma 278 milyar TL’yi bulmuştu. Piyasanın bu açığı dün itibariyle 15 milyar TL’ye indi. Çünkü Merkez Bankası yeniden döviz alımına başladı ve aldığı döviz karşılığı verdiği TL ile yine piyasada likidite fazlası yaşanmanın eşiğine geldik.
Bugünden itibaren yeniden piyasada likidite fazlası oluşması bekleniyor. Piyasada likidite açığı olunca Merkez Bankası fonlama faizini uzun süre yüzde 53 olan üst sınırda tutabildi. Dün bu oran inmeye başladı yüzde 52.20 oldu. Bugünden itibaren likidite fazlası oluşmasıyla, faizin yüzde 52’nin altına inmesi beklenebilir. Dün itibariyle Hazine’nin Merkez’deki hesabı da 477 milyar TL idi. Fonlama faizinin yine yüzde 50’lere doğru gelmesiyle birlikte mevduat faiz oranlarında bankalar yeniden indirime gidebilirler.
Yetersiz müdahale ile aylık yüzde 3’lük kur artışına izin verildi. Şimdi de kur aşağı gelmesin diye bu kez döviz alımı yapılıyor. Şimdiden söyleyelim; neden enflasyonu azdıracak yüksek kur artışına izin verildiği ve neden yüksek kurla döviz alımı yapıldığı, önümüzdeki dönem tartışma konusu olacaktır.
3 Ekim 2024 - Bu ortamda ‘bize de tehdit var’ demek ekonomik faturayı büyütmez mi?
2 Ekim 2024 - Merkez Bankası kur artışına izin verip kendi enflasyon hedefini bozuyor
30 Eylül 2024 - Yüzde 50’nin altına düşünce ‘Enflasyonda başarılıyız’ denemez
28 Eylül 2024 - Kredi kartlarına borç yapılandırma imkanını bankalar istemiş
26 Eylül 2024 - Ganimet peşindeki kamu görevlisi ile ekonomi yönetilemez