Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, program için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabrının devam etmesini isterken, şikayetçi olan iş insanları Erdoğan’ın sabrını iyice zorlamaya başladı.
Ekonomik program ilerledikçe ortaya çıkan sonuçlar, şirketleri zorlamaya başlayınca şikayetler de artmaya başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, program için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sabrının devam etmesini isterken, şikayetçi olan iş insanları Erdoğan’ın sabrını iyice zorlamaya başladı.
Yıllık enflasyonda baz etkisiyle yaşanan düşüşle birlikte, tahmin ettiğimiz gibi; ekonomi yöneticileri “program çalışıyor, sonuç alıyoruz” propagandasına ağırlık vermeye başladılar. Pazartesi günü açıklanan enflasyon rakamları ardından sosyal medyadan açıklama yapan Bakan Şimşek, dün de TV programına katılarak, “enflasyonu düşürmekte kararlıyız” mesajı verdi.
Programın süreklilik ve kararlılık arz ettiğini kaydeden Şimşek, “Cumhurbaşkanımızın kararlılığını ve sabrını çok değerli buluyorum, çünkü çok kesimden baskı var, kararlılığı çok değerli, biz de sonuç alacağız” dedi. Bakan Şimşek’in bu sözleri ekonomik programın geleceğinin Erdoğan’ın inisiyatifine kaldığının açık bir itirafı ama mevcut idari sistemde, maalesef, bu doğru…
İhracatçılar, özellikle de tekstil sektöründe iş yapanlar, baştan beri uygulanan ekonomik programa karşı çıkıyorlar. Berat Albayrak ve Nurettin Nebati’nin bakanlıkları döneminde yaşanan TL’nin hızlı değer kaybı ve maliyetinden ucuz kullandıkları krediler nedeniyle çok karlı yıllar geçirdiler. Değersiz TL ile ihracatta rekabet avantajına alışan ihracatçıların büyük bölümü, yine böyle enflasyonist bir dönemin arzusu içindeler. Halbuki yeni ekonomik program ise kurlarda enflasyonun altında bir seyir ve yüksek reel faize dayanıyor.
Bakan Şimşek, ihracatçıların verimliliği artırmak yerine kur avantajıyla çalışmaya alışık olduğunu, bunun sürdürülmesinin mümkün olmadığını, göreve geldiği günden bu yana söylüyor. Ancak ihracatçılar da kurlarda artış istemekten vazgeçmiyorlar. Reel olarak TL değerlenmeye devam ediyor ama geçen yıl ortalarında, kur artışı durduğundan beri, ihracatçılar bu konuda yakınmalarına hemen başladılar. Şimdiye kadar “ihracatçı için farklı kur uygulanması”, “kurların yüzde 20-30 oranında artırılması” gibi bir çok istekte bulundular.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, dün bir toplantıda, nasıl bir ilişki kurduğu anlaşılamasa da, dövizle karpuz fiyat karşılaştırması yapmış. Gültepe, “Mehmet Şimşek’in politikalarından şikayetçi misiniz?” sorusu üzerine, “enflasyon diye bir sıkıntı olduğunu”, mücadele etmek gerektiğini belirterek, “Bence sanayi tarafı biraz unutuldu. Yani tabii biz zarar edebiliriz. Etmeliyiz de böyle durumlarda ama boyutu önemli. Bir boyuttan sonra artık sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Şu anda sanayici, ihracatçı buzdağının altında. O buzdağının üstüne çıkmak lazım. Türkiye pahalı değil, çok çok pahalı. Türkiye’de şu anda en ucuz şey döviz. Karpuzdan da ucuz” şeklinde konuşmuş.
Gültepe bu konuşmasının ardından, kurun son 3 ayda hiç artmadığını ancak enflasyonun yükseldiğini belirterek Gültepe, “Doların 33 TL ile 37 TL olması arasında bir fark yok. Yap 37 TL” demiş. Neye göre 33 TL değil de 37 TL, orasını bilmiyoruz ama karpuz kıyasındaki gibi, burada da sanıyorum bir hesap yok.
Dün çıktığı TV programında Bakan Şimşek, hafta başında çıkan küresel panik havasının nedenine, Türkiye’ye nasıl etki edeceğine ilişkin konuşmuş. Ardından programda gelinen aşamayı anlatıp, enflasyon hedeflerini değiştirme ihtiyacı duymadıklarını, yıl sonunda hedefin gerçekleşeceğini inandıklarını söylemiş. Bakan Şimşek bence bu iyimser sözlerinin ardından, gerçekçi bir değerlendirme yaparak; not artırımları devam etse de doğrudan yatırım için, hukuksal alan dahil, yeni reformları ve yapısal tedbirleri uygulamaya koymaya devam etmeleri gerektiğini belirtmiş.
Şimşek, son dönemde hızlandırdıkları kayıt dışı ile mücadelede kararlı olduklarını söylemiş. Vergi oranlarını artırmak yerine kayıt dışıyla mücadele ile gelirleri artıracaklarını, bütçe disiplinini sağlayacaklarını söylemiş. Şimşek, “kayıt dışılıkla mücadelede dozu artıracağız, çok kazanandan ve kayıt dışı olandan vergi almak için elimizden geleni yapacağız. Özellikle kayıt dışı olanlar, özellikle çok kazananlar, Maliye mutlaka kapınızı çalacak” demiş.
TİM Başkanı Gültepe’nin katıldığı toplantıda, TİM Yönetim Kurulu üyesi ve Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın da şu anda kuyumculara, mücevhercilere denetim olduğunu, yani Maliye’nin kapılarını çaldığını söylemiş. “Tabii denetim yapsınlar. Biz kayıt altına girmek istiyoruz” diye sözlerine başlayan Yakın, denetlemenin sıra dışı olduğunu belirtip, “Kafalarına göre her dükkanı bastılar. Bunun için de mesela İstinye Park’ta Cartier ve Bvlgari’yi de bastılar. Çok enteresan yani. Sektörün başkanlarına sorarak daha iyi bir denetim yapılabileceğini düşünüyorum” demiş.
Bu sözler “Maliye bana sorarak denetim yapsın” anlamına geliyor. Böyle bir anlayışla, Cumhurbaşkanı’nın sabrı konusunda kim güvence verebilir?
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor