Merkez’den sürpriz yok: Faizi yüzde 50’de bıraktı
Türkiye ile yoğun iş yapan uluslararası yatırım bankaları, yatırımcılarla yeni ekonomi yönetimini bir araya getirip, ardından “Türkiye’ye ilgi çok yüksek” mesajları veriyorlar. Ancak bu ilginin bir türlü yabancıların Türkiye’ye para getirmesi ya da yatırım yapmasını sağlayamadığını da görüyoruz.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldikten sonra bir yandan içeride ekip oluşturmaya, gerekli kararları aldırtmaya çalışırken, öte yandan da yabancı yatırım çekebilmek için büyük çaba gösteriyor. Şimşek’in tüm çabalarına rağmen yabancı fon akışı sağlanamıyor. Kilit nokta büyük ekonomi hatalarının artık yapılmayacağına ilişkin güvenin kazanılamaması. Şimşek uluslararası piyasada tanınan ve politikaları belli olan bir teknisyen ama, karar verici olmadığı için, uygulanacak politikalara güveni de bir türlü sağlayamıyor.
İşte bu nedenle uzun süredir Şimşek, “Cumhurbaşkanı uygulanan politikaların arkasında ve sonuna kadar destek” mesajları veriyordu. Bu mesajlar yetmeyince “Genel Seçimleri yerel seçimlerle karıştırmayın; 5 yıl bu politikaları devam ettireceğiz” dedi. “Ben görevde kalmaya devam edeceğim” mesajı vererek, uygulanacak politikaların devam edeceği konusunda güven vermeye çalıştı.
Dün akşam Bloomberg HT, JP Morgan yetkililerinin verdiği özel demeci yayınladı. JP Morgan yetkilisi, uzun yıllardır Dünya Bankası-IMF yıllık toplantılarında seminerler düzenlediklerini hatırlatarak, “Bu yıl, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın uluslararası yatırımcılarla bir araya geldiği bir seminer düzenledik. Seçimlerin ardından yeni ekonomi kadrosuyla birlikte Türkiye’ye yatırımcı ilgisi istikrarlı biçimde artıyor. Dünya Bankası-IMF toplantısı sırasında düzenlenen Türkiye paneli en yüksek yatırımcı sayısına ulaşan toplantı oldu” demiş.
Durum gerçekten böyle mi, değilse JP Morgan niye böyle bir güzelleme yapma ihtiyacı duydu, tabii ki bunu bilemiyoruz. Bank of America’nın(Bofa) Bakan Şimşek’le yatırımcıları bir araya getiren toplantıdan sonra sızan notların piyasalarda yarattığı olumsuzluk bu yolla düzeltilmek mi istendi, onu da bilmiyoruz.
İki haberi de durumu yansıtan haber olarak görürsek; varılacak sonuç “yabancı yatırımcı Türkiye’ye ilgi gösteriyor ama para getirmek istemiyor” olabilir. Zaten durum da böyle; Şimşek’in politikalarına destek veriyorlar, doğru olduğunu söylüyorlar ama politikaların ilerlemesini, geri dönülmez noktaya geldiğini görmek istiyorlar. Bunun nedeni ise açık; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni U dönüşü konusunda emin değiller. Geçmiş deneyimleri, Erdoğan’ın eskiye dönme ihtimali olduğunu gösteriyor. Berat Albayrak döneminde uluslararası finans piyasalarının nasıl kapandığını, nasıl zarar ettiklerini çok iyi hatırlıyorlar.
Bofa toplantısından sızan yatırımcı notlarına baktığımızda, yabancı sermayenin gelmesi için kurların ve faizlerin artması, rezervlerin düzelmesi gibi teknik gereklilikler yanında seçim ekonomisinin dozunu, politikanın yine değişip değişmediğini görmek istiyorlar. Ayrıca AİHM kararlarının uygulanmaması gibi siyasi tercihlerin de fon girişinde caydırıcı rol oynadığını görüyoruz.
Bakan Şimşek dün IMF’de yaptığı konuşmada, pozitif reel faizin enflasyon beklentilerini dizginlemek için olmazsa olmaz bir konumu olduğunu ve Türkiye’nin pozitif reel faize yaklaştığını söylemiş. Reuters’ın haberine göre, Şimşek, pozitif reel faiz eşiğine ulaşmak için yapılması gerekenlerin henüz bitmediğini de belirtmiş. Geçmiş ekonomi politikalarını geriye çevirmenin zaman alacağını kaydeden Şimşek, TL’nin temel göstergelerinin sağlam olduğunu ve para biriminin “çekici” göründüğünü de ifade etmiş.
Aslında Şimşek’in de, yabancı yatırımcıların çekincelerini bir ölçüde kabul ettiğini biliyoruz. Ancak buradaki reel faiz düzeyine yaklaşma meselesi bundan sonra da çok tartışılacak gibi gözüküyor. Şimşek ve Merkez Bankası 2024 yıl sonu için belirlenen yüzde 33 enflasyon hedefine göre reel faiz belirlemeye çalışıyor. Halbuki IMF, yeni ekonomi politikalarını övdüğü geçen haftaki raporunda, bu yıl sonu yüzde 69, 2024 yıl sonu için yüzde 46 enflasyon tahmini yaptı. Yakında yeni katılımcılarla yapılacak piyasa beklentilerini yansıtacak anketler açıklanacak. Bu noktada 2024 sonunda yüzde 33’lük enflasyon hedefine piyasanın inanıp inanmadığını göreceğiz. Eğer IMF’e yakın bir tahmin gelirse, o zaman Şimşek’in söylediği reel faiz düzeyi de değişmiş olacak.
Bu ayki PPK toplantısında 5 puanlık artışla yüzde 35 oranına ulaşılması bekleniyor. Şimşek’in hesabına göre reel faiz düzeyine gelinmiş mi olacak, yoksa reel faiz için çok daha fazla artırım yapmak mı gerekecek, göreceğiz.
Peki daha fazla artırım gerekirse, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu kadarına izin verecek mi, onu da gelecek ay göreceğiz…