Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a göre enflasyonu düşürürken talebi bir miktar baskılamak durumunda kalınıyor
Bu hafta Eylül ayı verisiyle birlikte yıllık enflasyonun yüzde 50’in altına indiğini göreceğiz. Hükümetin, beklentileri de düzeltmek için bunu bir başarı hikayesi olarak sunacağı anlaşılıyor.
Perşembe günü açıklanacak Eylül enflasyon rakamının yüzde 2 ila 2.5 arasında açıklanması bekleniyor. Böylece 3 Ekim’de yıllık enflasyon yüzde 48.5 gibi bir rakama inecek. Nas politikalarıyla 2021 yılından sonra enflasyonu patlatan iktidar, şimdi yüzde 50’in altına inecek enflasyonu bir başarı hikayesi gibi sunmaya hazırlanıyor. Bunun ilk adımlarını ABD’den dönüşte, geçmişteki akıl dışı politikaların mimarı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bile sanki başarılı olunmuş gibi anlattığına şahit olduk. O nedenle yüzde 48.5’lik rakamın propagandasının bu haftadan itibaren yoğunlaştırılmasını bekliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değil ama Bakan Mehmet Şimşek’in başarılı olduğu söylenebilir ama o da şüpheli. Çünkü Şimşek göreve geldiğinde önce hem kurları hem de enflasyonu hızlandırdı, faizi istediği kadar artıramadı ve çok daha sonra enflasyon düşüşe geçebildi. Nas politikasıyla kurlardaki patlama üzerine 21 Aralık 2021’de kur korumalı mevduat faciasını uygulamaya koyan iktidar 2022 Ekim’de yıllık enflasyonu yüzde 85.5’e kadar yükseltmişti.
2023 Mayıs seçimi sonrası göreve getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek göreve geldiğinde enflasyon oranı 39.59’a inmişti. Şimşek seçim sonrası uyguladığı politikalarla hem vergilerde çok yüklü artırım yaptı hem kuru patlattı ve enflasyon yeniden yüzde 75’e kadar çıktı. Daha sonra faizlerin aşama aşama yüzde 8.5’den 50’ye gelmesi ve kurların aşırı değerlenmesini temel alan politika nedeniyle yüzde 51’e kadar düştü. Kısacası 3 Ekim’de yıllık enflasyonu yüzde 48.5’e indirecek Bakan Şimşek’in, görevi devraldığında enflasyonun yüzde 40’ın altında olduğunu hatırlamak gerekiyor. 2024 yıl sonuna gelindiğinde bile Şimşek görevi devraldığı enflasyonun altına inememiş olacak. Yani mevcut tabloya bakıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu işin sorumlusu olduğu rahatlıkla söylenebilir ancak Bakan Şimşek’e başarılı demek henüz mümkün değil.
Haksızlık yapmayalım; Bakan Şimşek enflasyonda başarılı sayılacak bir tabloya gelmese de döviz rezervleri, CDS primlerinde, cari açığın azaltılması ve bütçe açığının kısmen kontrole alınması gibi konularda önemli kazanımlar elde etti. Buna deprem felaketi nedeniyle yüksek kamu harcamalarını da eklemek gerekir. Buna rağmen Mayıs seçimleri sonrası uyguladığı politikaların, kısmen iradesi dışında olsa da, tümüyle başarılı olduğunu söylemek de pek mümkün değil.
Enflasyonu kamu zamlarıve kurla patlatıp enflasyonu yüzde 75’e çıkarıp sonra 50’ye indirmenin başarılı olup olmadığı tartışılır. Ayrıca enflasyonu bu kadar yükseltirken olduğu gibi düşürürken de neredeyse tüm maliyeti çalışanlar, emekliler, dar ve sabit gelirli üzerine yıkıldığını da unutmayalım. Talebi kısacağız diye yoksulluğu iyice artırırken, son 4-5 yıldaki politikalardan iyice zenginleştirilen kesimlerin taleplerini iyice artırdılar. Yani enflasyonu artırırken de indirirken de ileriye dönük çok yüklü toplumsal maliyetler biriktirdiler.
Bakan Şimşek, Berat Albayrak’ı andırır biçimde 2025’in 2024’den çok daha rahat geçeceğini söylemiş. Uygulanacak politikalar belli; o nedenle halk için rahat değil aksine çok daha zor olacağı kesin. “Halkı zaten düşünmüyorlar” denebilir ama sadece halk için değil iktidar için de daha zor olacağı bence kesin.
Çünkü enflasyonu 75’den 50’ye indirmek, 20’in altına indirmekten, çok daha kolay bir işti. Asıl iş şimdi başlıyor. Merkez Bankası’nın para politikasıyla bu noktaya gelindi ama tıkandı, artık mali kararlar bekleniyor. Gereken mali kararların alınmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetimi karşı çıkmaya devam ediyor. Siz Erdoğan’ın son günlerde “Program başarılı işliyor” dediğine bakmayın; yarın KOBİ’ler, esnaf iyice ağlamaya başladığında Erdoğan ‘ın karar değiştirip “Bu politikalar çok sıktı” demeyeceğini kimse garanti edemez.
İktidarı bekleyen diğer zorluklar ise dış politika ve içeride yoksulluk nedeniyle artan toplumsal hareketlilik olarak söylenebilir. Enflasyonu yükseltip ekonomiyi bozduğunuz için herkese muhtaç durumdasınız ve son dönemde dış politikada görünür bir zaafiyet çok açık görünüyor. Türkiye safını belirlemesi için sıkıştırılacak ve bu aşamada neler olacağını bilemiyoruz. Ekonomi yönetimine göre yılbaşında yapılacak işçi, memur ve emekli zamlarının yüzde 20’nin üzerine çıkmaması gerekiyor ki, yabancıların enflasyonun düşeceğine ilişkin olumlu bakışı değişmesin. Bunu yaptığınızda ise doğal olarak içerideki sıkıntılar büyüyecek, ‘ekmek kavgası’ ister istemez öne çıkacak. Bakan Şimşek söylediği bu sözlerin altında kalabilir…
28 Kasım 2024 - Merkez Bankası artık riskler yerine başarıları öne çıkarıyor
27 Kasım 2024 - Özel sektör hesabı yüzde 48’le yaparken enflasyon yüzde 21’e düşmez
26 Kasım 2024 - Enflasyonla mücadelede ‘kararlılık’ vurgusu yavaş yavaş unutuluyor
25 Kasım 2024 - Yüksek nakit açığı ve Merkez’in zararı enflasyon hesabını bozuyor