Türkiye’nin resmi devlet kuruluşu Anadolu Ajansı 29 Kasım 2021 günü abonelerine ilginç bir “Hamas Haritası” verdi.
Aynı Anadolu Ajansı bundan 20 gün sonra, 19 Aralık 2021 günü Hamas’la ilgili bir haber daha servis etti abonelerine…
Yirmi gün arayla arka arkaya gelen bu iki Hamas haberi o gün pek dikkati çekmedi ama Gazze’de bugün yaşanılanlardan sonra o iki habere bakıldığında 7 Ekim günkü baskının şifreleri çok açık görünüyormuş.
Önce 29 Kasım günü verdiği Hamas haritasından başlayayım.
Başlığı şöyleydi:
“Filistin Direniş Hareketi Hamas’a hangi ülke nasıl bakıyor?
Bu başlıktan şunu öğreniyoruz:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hamas’a nasıl bakıyor?
“Filistin Direniş Hareketi….”
Benim gözümde “Direniş” kelimesi pek makbul bir kavram değildir.
Dış dünyada bu kavramın, benim gözümde yüzde yüz terör örgütü olan PKK için kullanıldığına çok tanık olmuştum.
O gün dikkatli baksaymışız bu harita bize çok önemli bir şey anlatıyormuş.
Onun ne olduğunu anlatmadan önce AA’nın çizdiği bu tabloya yakından bakalım.
(*) BİR: Hamas’la iyi ilişki geliştiren bazı Müslüman ülkeler
(*) İKİ : Hamas’a mesafeli tutum sergileyen bazı Müslüman ülkeler
(*) ÜÇ : İsrail’le normalleşen Arap ülkelerinin Hamas’la ilişkileri
(*) DÖRT: Müslüman olmayan bazı ülkelerin Hamas’la olan ilişkileri,
Şimdi bu harita üzerinde her ülke ile ilgili yazılanları da okuyalım:
(*) SUUDİ ARABİSTAN: “Son dönemde ilişkilerin seyri kötüye gitmeye başladı.”
(*) BAE(BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ): “2005’de Hamas’ın ülkede faaliyet yapmasını yasakladı.”
(*) KUVEYT: Hamas ile ilişkileri üst düzeyde devam ediyor.”
(*) KATAR: “Hamas’ın yönettiği Gazze şeridinin en büyük mali temsilcisi.”
(*) MISIR: “Kahire ile Hamas arasındaki ilişkiler 2017’den beri Mısır İstihbaratı aracılığıyla yürütülüyor”(Yani siyasi düzeyde bir ilişki yok)
(*) SURİYE: “Ülkede 2011’de başlayan iç savaşla birlikte rejim ile çok güçlü olan ilişkiler tamamen koptu.”
(*) SUDAN: “İsraille normalleşme anlaşmasından sonra Hamas’la arasındaki anlaşmazlık derinleşti.”
(*) LÜBNAN: “Hamas ile ilişkileri hareketin 1998’de ülkede temsilcilik açmasından bu yana devam ediyor.”
(*) FAS. “Hamas lideri Haniye haziranda Fas’ı ziyaret etti.”
(*) CEZAYİR: “ Hamas, 2016’da Cezayir’in temsilcilik açmasına izin verdiğini açıkladı.”
(*) LİBYA: “2016’da 4 yetkilisi tutuklandı ve hapis cezaları verildi.”
(*) İRAN: “Hamas’ın en önde gelen müttefiklerinden. 1992’den beri Hamas’ın Tahran’da temsilciliği bulunuyor.”
(*) AFGANİSTAN: “Hamas ile Taliban’dan önceki yönetim döneminde bir ilişki yoktu.”
(*) TÜRKİYE: “Türkiye ile Hamas 2006’dan günümüze iyi ilişkiler kurdu.”
(*) AVRUPA BİRLİĞİ: “2001’de Hamas’ı terör örgütleri listesine dahil etti.”
(*) KANADA:”2002’de Hamas’ı ‘Terör örgütleri’ listesine ekledi.”
(*) İNGİLTERE: “Hareketin siyasi ve askeri kanadını terör örgütleri listesine aldı.”
Şimdi geliyorum Anadolu Ajansı’nın bu haritadan 20 gün sonra verdiği habere…
Aynen aktarıyorum:
“Mısır yargısı, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanvekili Mahmud İzzet’i müebbet hapis cezasına çarptırdı.”
Hemen altındaki cümlede ise bu müebbet hapise yol açan ‘Suç iddiası’ verilmiş:
“Hamas adına casusluk…”
Sisi yönetimi Hamas’ı ülkesinde casus kullanan bir örgüt olarak görüyor yani…
7 Ekim günü Hamas İsrail’e saldırıp, çoluk çocuk, yaşlı genç ayırımı yapmadan 1400 İsrailliyi öldürdüğü, 200’ün esir aldığı gün Hamas’ın Müslüman dünyadaki görünümü buydu.
Yani çok iç açıcı bir itibarı yoktu örgütün…
Neredeyse raf ömrünü tamamlamış bir Siyasi İslamın bitmiş artığıydı…
Peki bu haritanın yayınlandığı 29 Aralık 2021 gününden bu yana neler oldu?
(*) İsrail, Suudi Arabistan’la tam anlaşma noktasına gelmişti.
(*) Körfez ülkeleri ile karşılıklı heyetler gidip gelmeye başlamıştı.
(*) İsrail, Magrip ülkeleri ile de sıcak ilişkiler kuruyordu.…
(*) “Van minüt” olayı ile kopan ilişkiler, Türkiye ve İsrail Cumhurbaşkanlarının el sıkışması ile yepyeni bir yola girmişti.
(*) Türkiye’nin Mısır ve Körfez’deki Arap ülkeleriyle ilişkisi düzelmişti.
Hamas, İhvan yani bizde daha çok bilinen adıyla “Müslüman Kardeşler” hareketinden çıkan bir örgüt.
Özünde “Pan İslamist” bir hareket.
İhvan, Mursi ile birlikte Mısır’da iktidara gelmiş ama Sisi darbesiyle yıkılmıştı…
Bu da bir “Siyasi İslam” hareketi olarak İhvan’ın yok oluş sürecini başlatmıştı.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri İhvan’ı bitirecek her devlete yardım ediyordu.
Ve İhvan son olarak Suriye’de siyaseten silinmişti.
Müslüman dünyada rahatça tutunabildiği tek yer Gazze şeridiydi…
Dün itibariyle Hamas, Müslüman dünyanın en büyük ülkelerinden biri olan Türkiye Cumhurbaşkanının sözüyle “Bir terör örgütü değil, topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahidler gurubu” mertebesine çıktı.
Bu Cumartesi günü ise, ertelenen 100’ncü yıl coşkumuzun içine açılan bir parantezle, dünyanın belki de en büyük Hamas destek mitingi İstanbul’da yapılacak.
İsrail’de 1400, Gazze’de 5 bin sivilin hayatına mal olan karşılıklı bir aptallıklar ve vicdansızlıklar zincirinin bağlandığı nokta budur.
Gaziantep kalesinde Türk bayrağının yerine çekilen Filistin bayrağı,
Hamas’ın acımasızlığının ve İsrail başbakanının bu orantısız, vicdansız ve aptalca cevabının göndere çekilmiş flamasıdır.
Siyaseten neredeyse iflas etmiş, bitmiş bir “Siyasal İslamın”, Müslüman ülke gençleri ruhunda yeniden itibar kazanmasından başka hiçbir işe yaramamıştır maalesef…
Fehmi(Koru) Abi’yi hatırladım.
O eski parlak günlerinde olsa hemen şu soruyu sorardı:
“Hamas’ın ve İsrail’in bu karşılıklı saldırılarından kim fayda sağlamıştır?
İsteyen istediği cevabı versin.
Ben Orta Doğu uzmanı değilim.
Siyaset benim işim değil.
Sadece Devletin resmi ajansının 7 Ekim’den 2 yıl önce 20 gün arayla servis ettiği iki haberi önünüze koydum.
Bir Orta Doğu cahili halimle bu soruyu bana sorarsanız vereceğim cevap şu olurdu:
Bu felaketin kazananını…
Şeytani zekasıyla Hamas…
Aptal cevabı ile Netanyahu’dur derdim…
Çünkü ancak şeytanlar ve aptallar böylesine büyük bir insanlık enkazının gönderine zafer bayrağı çekmeye cüret edebilir…
Kaybedense hepimiziz…
Metropol Araştırma şirketi Türk halkına sormuş:
“Hamas-İsrail Savaşı konusunda Hükümet’ten ne bekliyorsunuz?”
Siyasi anketlere hiç itibar etmiyorum.
Ancak bu gibi siyaset dışı sorular olunca anketleri daha ciddiye alıyorum.
Verilen cevaplar şöyle:
(*) YÜZDE 34.5: Tarafsız olmalı
(*) YÜZDE 26.4: Arabuluculuk yapmalı
(*) YÜZDE 18.1: Filistin halkına sahip çıkmalı ancak Hamas’la arasına mesafe koymalı
(*) YÜZDE 11.3: Hamas’ın arkasında durmalı
(*) YÜZDE 3: İsrail’i desteklemeli
(*) YÜZDE 6.7: Fikrim yok/Cevap yok
Araştırmanın ortaya koyduğu sonuç açık.
Türk halkı öyle Ahmet Davutoğlu gibi “Al bayrağı git Hamas’ı destekle” havasında değil.
Hamas’ı açıkça destekleyen insan sayısı sadece yüzde 11,3.
Yani Hamas’ı öyle “Mücahid Gurup” olarak görmüyor.
Ama en önemli sonuç şu:
Halkın çok büyük çoğunluğu “Türkiye bu işe karışmasın” eğiliminde.
İnsanlık görevinizi yapın, ama Hamas’la aranıza mesafe koyun, tarafsız kalın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ekim saldırısından önceki tutumu halkın bu eğilimine çok uygundu.
Bakalım Cumartesi günü yapılacak miting, halkın bu eğilimini ne kadar yansıtacak…