İskender Başkan, bu kızlar Paris’te Erik Dalı ile seni fena gıcık edecek

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vuciç'e kötü haber, bizim kızlar boş yapmıyor. Başkan korkarım Paris'te de sizin kızlar bir kez daha Erik Dalı dinleyecek, bizim kızlar 'hat trick' yapacak, Dünya ve Avrupa Şampiyonluğundan sonra Olimpiyat'ı da alacak.

24 Eylül 2023

Şurası kesin…  

Kızlar boş yapmıyor.

Önce Brezilya, sonra kendi sahasında Japonya ve altıda altı…

Tabii maçı seyrederken aklım Sırbistan asabi Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuciç’deydi.

Sırp kızları saraya toplayıp ne demişti?

Ebrar ve Melisa’ya fena takmıştı ya…

İkinci olan Sırbistan kadın milli voleybolcularını Saray’a çağırıp emir vermişti ya…

“Ebrar ve Melissa’yı bir daha böyle eğlendirmeyeceksiniz…”

Paris Olimpiyatları için hedef koymuştu ya…

“Şampiyon olacaksınız…”

Bunun için ödül de koymuştu ya…

“Türkleri yenin söz her birinize 200 bin Euro prim…”

Evet bizim kızlara takmıştı ya…

Ben de ona takmış ve yazımın başlığını Ebrar’ın o şahane ince mizahı ile atmıştım:

“Boş yapma İskender…”

Biliyorsunuz Sırpların Aleksandar’ı Türkçede İskender…

Ama büyüğü değil…Normal İskender…

Ah İskender Başkan, keşke Japon kızlara da 200 bin Euro vaat etseydin

Eminim dün Japonya ile oynadığımız maçı o da izlemiştir. Çok da güveniyordur Japon kızlarına…

Ama olmadı…

Bir ara içimden “Ah be İskender Başkan, keşke Japon kızlarına da 200 biner prim vadetseydin” diye geçti…

Dostluğuna güvenerek bir şaka tabii…

Ama gerçeği var…

Seneye Paris’te Erik Dalı ile hat trick

Seneye Temmuz’da Paris’deyiz…

Önce Dünya şampiyonluğu…

Sonra Avrupa şampiyonluğu…

Gelecek yaz da inşallah Olimpiyat şampiyonluğu…

Oraya da geleceğiz…Hat trick yapacağız…

Hazır ol başkan…

Temmuz’da Paris’te “Erik Dalı” oynayarak seni biraz daha üzeceğiz…

Bizim kızlar öyle motive ki, Paris’te işin çok zor

Yine hazır ol…

Salonda seyirci avantajı bizde olacak…

Avrupa Türkleri üzerlerinde Ayyıldızlı forma tribünleri dolduracak.

Sloganlar şimdiden belli:

‘Hişşt..Hişşt sakin ol…Sinirlerine hakim ol…’

Bizim Cumhurbaşkanımızın kızlarımıza prim vermesine de gerek yok…

Hepsi öyle motive, öyle inançlı ki…

Hepsinin ruhunda öylesine büyük bir Atatürk, Cumhuriyet ve Türkiye sevdası var ki…

İskender Başkan Hazır ol…

İşin çok zor…Hiç şansın yok…

Oğlanlar kulübünden 20 dakikada kovulan genel yayın yönetmeni

1970’li yıllarda çıktığından beri “Rolling Stone” dergisi okuruyum. 

Rock müziğini sevenler için sıkı bir referans dergisidir.

Kurucusu ve eski genel yayın yönetmeni Jann Wenner de bir efsanedir.

Washington Post’un eski genel yayın yönetmeni Ben Bradlee biz gazeteciler için ne ise, müzik yayın dünyasında Jann Wenner de odur.

Kıskandığımız bir genel yayın yönetmenidir. En ünlü Rock super starlarının arkadaşıdır.

O nedenle geçen yıl çıkan hatıra kitabını da bir solukta okumuştum.

Rock müzik tarihine geçen sekiz mülakat

Jann Wenner şimdi yeni bir kitap çıkarıyor. 

Adı “Masters.”

Yani “Ustalar…”

Müzik tarihine geçmiş, hepimizin okuduğu 8 rock müzisyenle yaptığı mülakatlar.

Aralarında Mick Jagger, Bob Dylan, John Lennon, Bruce Springsteen ve Bono da var.

New York Times öyle bir soru sordu ki…

Buraya kadar normal.

Ancak geçen Cumartesi New York Times’de bir mülakatı yayınlanınca müzik dünyasına bir bomba düştü. 

New York Times’ın yazarı iyi arkadaşıydı. Tabii arkadaşlığı ona sorulması gerekli soruyu sormasına engel değildi.

Şu soruyu sordu:

“Neden mülakat yaptığınız insanlar arasında kadın ve beyaz olmayan  müzisyenler yok…”

Muhteşem egosu ile verdiği aptal cevap

Wenner eskiden beri bilinen muhteşem egosu ve müthiş özgüveni ile şu cevabı verdi:

“Onların hiç biri entellektüel seviye olarak bunların arasına girecek düzeyde değildi…”

Hiç kuşku yok feci bir laf…

Anında tepkiler gelmeye ve WOKE çağının “İptal kültürü” harekete geçmeye başladı…

Elon John ve menajeri Wenner’i eleştiren ağır bir bildiri yayınladı.

Kardeşim iyi de, o dönemde Bob Dylan çok mu derin filozoftu

New York Times”da bununla ilgili çıkan ikinci haberin altında şöyle bir okur tepkisi vardı:

“Tamam John Lennon’ı anladık. Mülakatın yapıldığı tarihte de siyasi bir aktivisti. Ama o dönemde Bob Dylan’ın henüz hiç bir siyasi tavrı yoktu…”

Ben de ekleyebilirim.

Mesela “Because The Night” gibi harika şarkıyı söyleyen ve “Just Kids” adlı o harika edebi kitabı yazan Patti Smith de giremez miydi bu listeye…

O dönemde Joan Baez’in şarkıları felsefi açıdan çok daha derin değil miydi…

Stevie Wonder ve Marvin Gaye gibi siyah müzisyenlerden biri yer alamaz mıydı…

Hadi Miles Davis’i falan cazcı diye bir yana bırakalım, ama Weather Report grubuyla ‘Fusion Jazz’e geçtikten sonra Wayne Shorter’ın o listede yeri yok mu…

Onun geçen ay streaming  platformlarına konan belgeselini izleyin felsefi derinliğini anında farkedeceksiniz.

Boy’s Club’ı birlikte kurduğu Ahmet Ertegün de hedefte

Wenner tartışması başlayınca birden Ahmet Ertegün dosyası da açıldı.

Çünkü Rock müzik dünyasının küresel hafıza merkezi olan “Rock & Roll Hall Of Fame”i ikisi birlikte kurmuşlardı.

Wenner oranın uzun süre yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştü.  Bu görevi bıraktıktan sonra yönetim kurulu üyesi olarak devam ediyordu.

Son zamanlarda farkedildi ki, oraya çok az kadın ve siyah müzisyen alınmıştı.

Mizoşist bir yapısı vardı bu müzenin…

İkisi burayı bir tür “Boy”s Club”a çevirmişti…”

Yani “Oğlanlar Kulübü…”

Yönetim Kurulu geçen hafta başı acil toplantıya çağrıldı.

Öyle acildi ki toplantı Zoom’la yapıldı.

Ve efsane kurucu Jann Wenner kurduğu kurumun yönetim kurulundan 20 dakika süren bir toplantı sonunda atıldı.

MET sergisinde hiç kadın rockçu gitarı yok mu?

İş orada kalmadı. Dünyaca ünlü müze Metropolitan’a kadar uzandı.

MET her yıl çok konuşulan bir sergi yapıyor.

Önümüzdeki yıl yapılacak serginin konusu “Efsane müzisyenlerin enstrümanları…”

Bu tartışma çıktıktan sonra bir anda farkedildi ki, sergilenecek enstrümanlar arasında hiç bir kadın rockçunun gitarı yoktu.

Kadın adı taşıyan bir kişi vardı ama o da trans bireydi…

Hemen eklenecek kadın müzisyen gitarı aranmaya başladı..

Dergide kurucu olarak yazılan adı da kaldırılacak mı?

Bunlara karşı bu tartışmalı kitabı yayınlayacak olan yayınevi kitabı basacağını ve yayınlayacağını açıkladı.

En çok merak edilen konu ise Rolling Stone dergisinin tavrıydı.

Wenner bu dergiyi kurmuş ve bizzat yönetmişti.

Sonra dergiyi yayıncı bir şirkete satmış ve ayrılmıştı…

Şirket derginin başına genel yayın yönetmeni olarak Wenner’in oğlunu geçirmişti.

Oğlu bir açıklama yaparak babasının yaptığını doğru bulmadığını söyledi..

Ama derginin tepesinde kurucu olarak Wenner’in adı yazılı…

Yeni şirket adının orada  kalmasına karar verdi.

Efsane yönetmen bu ‘Woke’ krizini aşabilir mi?

Tabii bu arada yeni “Woke” kültürünün kanunları işlemeye başladı.

Şimdilik bu “Cancel” kültürün iptal maddesi tam olarak işlemiyor.

Efsane silkelendi ama yıkılmadı.

Benim bildiğim Jann Wenner’in “Ego”su bunun altında öyle kolay ezilmez. 

Çünkü o da bir Rock star…

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.