Bu Ramazan bütün dünyada ilginç bazı şeyler oluyor…
(*) BİR: Frankfurt Belediyesi şehirde Ramazan ışıkları yaktı.
(*) İKİ: Londra Belediyesi zaten daha geçen yıl bir caddeyi Ramazan için ışıklandırmıştı.
(*) ÜÇ: New York Times gazetesi yine geniş bir Ramazan yemekleri mönüsü verdi…
(*) VE SON OLARAK Spotify, Ramazan için ana sayfasına çok geniş ve çeşitli Ramazan “playlistleri” koydu.
Kendimce bunu nasıl yorumladığımı anlatacağım.
Ama önce Spotify’daki Ramazan playlistlerini anlatayım.
Ramazan ana sayfasını açınca karşınıza 50 farklı playlist geliyor.
Playlist, müzik listeleri anlamına geliyor.
Karşınıza çıkan “Ramazan Müzikleri” başlıklı listede neler var bir bakalım.
Bu sıralamalar Spotify abonesine göre değişiyor, ben açtığımda şu listeler çıkıyordu.
Birincisi “Hiler…”
Bu listede “Kabe Yolları”, “Tevhide Gel”, Allah-u Allah” “Ya Resulallah Şefaat Eyle”,”Muhammed Dünyaya Geldi” gibi müzik parçaları var.
Bu listenin 17 bin takipçisi görünüyor.
İkinci liste “Tatlı Huzur…”
Buradaki şarkılar çok farklı.
“Menekşelendi Sular”, “Fincanı Taştan”, ”Yine Bir Gül Nihal”,”Yosun rengi Gözlerin”, “İnan İnan Ki Kimse”, “Ey Muhabbet Kuşu…” gibi şarkılar.
Bunun takipçisi daha fazla. 23 Bin…
Sayfadaki ikinci bölüm “Ramadaniyet…”
Burada Türkçe dışında şarkılar var.
Benim en ilgimi çeken liste bu oldu.
Çünkü Türkiye dışındaki Müslüman dünyadan çok iyi parçalar var.
Bu listenin takipçi sayısı 67 bin.
Bunun dışında Ramazan Ruh Halleri ve Anları adlı ilginç bir bölüm daha var.
“Welcome Ramadan” adlı şarkıyla başlıyor…
Biraz “New Age” tarzı ruhani şarkılar gibi geldi bana.
10 bir takipçisi var.
Listeler arasında “Duaa” diye bir liste var.
9 bin 500 takipçi görünüyor.
“Cooking Time” (Yemek pişirme saati) takipçisi ise 2 bin 500…
Tabii Ramazan fitresi de unutulmamış.
Nedense Ramazanda sporun pek meraklısı yok.
2 bin 300 takipçi…
En az takipçisi olan listeler ise “İftar Sofrası” (2 bin takipçi) ve “İftar” (7 bin takipçi).
Buna karşılık “Sahur” listesinin takipçi sayısı 24 bin…
Şimdi sıkı durun…
Müslüman alemine 50 listelik özel bir bölüm ayıran küresel Spotify’da en çok takipçisi olan Ramazan playlistine geliyorum.
“Chill-Oud…”
Evet listenin adı bu…
Ne mi demek?
20’nci Yüzyıl sonlarında başlayan bir müzik akımı olan “Chill-Out”tan üretilmiş bir kelime.
“Gevşetici, rahatlatıcı müzik” anlamına geliyor.
Burada “Out” kelimesinin” yerine “Oud” yani ud kelimesini koymuşlar ve bu tür üretilmiş.
Bütün Ramazan playlistleri içinde en çok takipçisi olan liste bu.
80 bin takipçisi var.
Mohamed Douane’nin “Souvenir” adlı udla çaldığı enstrümantal parçayla başlıyor.
İkinci parça Brian Keane ile Ömer Faruk Tekbilek’in çaldığı “Kolaymi…” (Kolay mı demek acaba)
Çok sevdiğim bir sanatçı olan Anouar Brahem’in “Vague/E la nave va” adlı harika bir parçası da var listede.
Munir Bachir’in ud’la çaldığı “Johnny Guitar” da bayağı iyi olmuş.
Ara Dinkjian’ın” “Even If You Leave” parçası da dikkatimi çekenlerden.
Ramazan ayının başında asıl fenomen ise Zeynep Bastık’ın “Lan” şarkısı oldu tabii…
Ramazanın ilk günlerinde çıktı ve daha şimdiden sadece Spotify’da 17 milyon kere dinlendi.
Global Spotify Top 50 listesinde 2 numaraya kadar çıktı.
Bütün bunlar bize ilginç bir sosyolojiyi haber veriyor.
Müslüman dünyanın genç kuşakları hızla sekülerleşiyor.
Ramazan müzikleri de dinin bağlayıcı pratiklerinden bugünün müziğine yaklaştıkça, bugünün müziğine yakın yorumlandıkça ilgi de artıyor.
Ama asıl büyük ve global mesaj yazının başında anlattığım gelişmelerde.
Özellikle Batı’nın demokratik coğrafyasında Müslümanlığa kulak veren insanların sayısı artıyor.
Müslümanların Ramazan ayı sanki oralarda Hristiyanların Noel ayı gibi ışıklı, renkli ve huzurlu bir aya dönüşüyor.
Önümüzdeki asıl soru şu:
Demokratik Batı dünyası böyle bir karşılıklı anlayışa hazır.
Peki Müslüman dünya hazır mı buna cevap vermeye…
Bana göre Körfez’deki Müslüman ülkeler giderek bu anlayışa yaklaşıyor.
Ama ne yazık ki Türkiye için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Akşamları Bein içindeki bazı kanallarda yapılan Ramazan sohbetlerini izliyorum.
İnanın bugüne kadar hiç bu kadar hurafeleştiğini, insanlardan uzaklaştığını ve fanatikleştiğini görmedim
Güya Ramazan ayı huzur ve kardeşlik ayıydı değil mi…
Türkiye’de tam aksine yılbaşı kutlamalarını bile yasaklayan bir zihniyet yayılıyor.
Başlarda buna fanatik çevrelerin azınlıkta kalan tepkileri olarak bakıyorduk.
Ama bunlara devletin resmi Diyanet’i katıldı.
Ve son olarak geçen yıl sonunda Milli Eğitim Bakanlığı okullarda yılbaşı kutlamalarını bile yasaklar hale geldi.
Şimdi söyleyin bana…
Yakışıyor mu bu tavırlar güya Müslüman aleminin en seküler ülkesine…