Hayatımıza yeni giren kavram: Longevity

Unutmayalım, uzun yaşam, yalnızca genetik şans değil; sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, düzenli egzersiz, doğru beslenme ve mental sağlıkla yaşam sürenizi uzatabilir, daha kaliteli hale getirebilirsiniz. Nasıl bir yaşlılık geçireceğiniz sizin elinizde.

28 Ocak 2025
Fotoğraftaki Okinawa (Japonya) , Sardinya (İtalya), İkaria ( Yunanistan) Loma Linda (Kaliforniya, ABD) ve Nicoya Yarımadası (Kosta Rika) gibi bölgelerde yaşayan insanlar, sağlık alışkanlıkları ve sosyal yaşam tarzları sayesinde 100+ yaşına kadar yaşayabilmekte.

Size göre de son dönemde, uzun yaşam yani “longevity” konusu giderek daha fazla ilgi görmeye başlamadı mı? İnsanlar, artık daha uzun , aynı zamanda sağlıklı bir yaşam sürmenin önemini keşfettiler. Uzun yaşam, sadece bireylerin hayat sürelerini uzatmakla ilgili değil; aynı zamanda kaliteli, sağlıklı ve dinç bir yaşam için yapılan bilinçli tercihler ve yaşam tarzı değişiklikleriyle de ilgili.

Longevity, kelime anlamı olarak uzun yaşamı ifade ediyor. Ancak, modern tıbbın ve bilimsel araştırmaların gelişmesiyle birlikte, uzun yaşamın kalitesi de önemli bir ölçüt haline geldi. Bir kişi 80 yaşına kadar yaşayabilir, ancak bu sürenin nasıl geçirileceği, fiziksel ve zihinsel sağlığı, hayat enejisi ve motivasyonu da yaşam kalitesini belirleyen unsurlardan bazıları. Bu nedenle, uzun yaşam sadece süre ile ilgili değil, sağlıklı ise bir anlam ifade ediyor diyebiliriz. Günümüzde daha uzun yaşamayı mümkün kılan pek çok tıbbi ve teknolojik gelişme olsa da, hala bazı engeller mevcut. Bu engellerin başında;

Yaşlanma Süreci: Yaşlanma, vücuttaki hücresel ve biyolojik değişimlerle kendini gösteriyor. Bu değişimler, organların işlevlerini azaltabilir, metabolizma hızını yavaşlatabilir ve hastalık riskini artırabilir.

Genetik Faktörler: Genetik mirasımız, yaşadığımız çevre, beslenme alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız, sağlıklı ve uzun yaşam için önemli konuların başında geliyor. Kanser, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıklar, bireylerin yaşam süresini kısaltabilir.

Çevresel Etkenler: Hava kirliliği, stres, kötü yaşam koşulları ve yanlış beslenme gibi çevresel faktörler, sağlığı olumsuz etkileyebilir ve yaşam süresini kısaltabilir.

Tüm bunların bilinci ile uzun yaşamak ama bu yaşamı sağlıklı bir şekilde geçirmek için yapılabilecek pek çok şey var:

Dengeli ve Sağlıklı Beslenme: Yüksek şekerli, yağlı ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, bol miktarda sebze, meyve, tam tahıl ve sağlıklı yağlar içeren bir beslenme planı oluşturmak, vücudu genç tutmanın temel adımlarından. Ayrıca yeterli su tüketimi de çok önemli.

Düzenli Fiziksel Aktivite: Hareketsizlik sizi feci bir yaşlılık dönemine sürükleyebilir. Hiçbir şey yapamıyorsanız yürüyün. Günde en az 20 dakika yürürseniz kaslarınız ve kemikleriniz güçlenecektir. Stresiniz azalacak ve tüm bunlar kalp sağlığınızı destekleyecektir. Ayrıca egzersiz, zihinsel sağlık üzerinde de olumlu etkiler yaratır.

Zihinsel Sağlık ve Sosyal Bağlantılar: Zihinsel sağlığı korumak, uzun yaşamın önemli bir parçası. Düzenli olarak zihni meşgul eden aktiviteler yapmak, sosyal bağlantılar kurmak, dostlukları güçlendirmek ve aile ile vakit geçirmek de sağlıklı bir yaşam tarzının önemli bir parçası.

Yeterli Uyku: Yeterli uyku almak, vücudun ve zihnin yenilenmesini sağlar. Uyku eksikliği, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Stresten Uzak Durmak: Kronik stres, vücutta iltihaplanmalara neden olabilir ve kalp hastalıkları, diyabet gibi sorunları tetikleyebilir. Meditasyon, yoga veya doğada vakit geçirmek gibi rahatlatıcı aktiviteler, stresle başa çıkmaya yardımcı olabilir.

Bu noktalara dikkat etseniz de etmeseniz de yaşam süresinin uzadığı bir gerçek. Mühim olan bu yaşam süresini sağlıklı, hareketli ve genç hissederek geçirmek.

Hangi bölgelerdeki insanlar 100+ yaşına kadar yaşayabiliyor?

Dünyanın bazı bölgelerinde, insanların ortalama yaşam sürelerinin oldukça yüksek olduğu söylemek mümkün. Bu bölgeler, genellikle “mavi bölgeler” olarak adlandırılıyor. Okinawa (Japonya), Sardinya (İtalya), İkaria ( Yunanistan) Loma Linda (Kaliforniya, ABD) ve Nicoya Yarımadası (Kosta Rika) gibi bölgelerde yaşayan insanlar, sağlık alışkanlıkları ve sosyal yaşam tarzları sayesinde 100+ yaşına kadar yaşayabilmekte.

Türkiye’de ise, uzun yaşam süresinin son yıllarda arttığını görebiliyoruz.  Ancak, yaşam tarzı değişiklikleri, sağlık hizmetlerine erişim ve çevresel faktörler gibi etmenler bu konuda belirleyici olmakta. Konumuz uzun yaşam değil, sağlıklı ve uzun yaşam. Bunun için insanlarımızın hayat tarzlarına gerçekten dönüp bakmaları gerekiyor.

Yaşlanma süreci doğal bir evre, bu süreçte sağlıklı ve dinç kalmak için yapmanız gerekenleri yaparsanız sizi uzun ve sağlıklı bir yaşamın beklediğinden emin olabilirsiniz. Gelecekte daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek için erken yaşlardan itibaren bilinçli tercihler yapmak, sadece bireylerin değil, toplumların da daha sağlıklı bir geleceğe adım atmalarını sağlayacaktır.

Unutmayalım, uzun yaşam, yalnızca genetik bir şans değil; sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, düzenli egzersiz, doğru beslenme ve mental sağlık ile yaşam sürenizi uzatabilir ve bu süreyi daha kaliteli hale getirebilirsiniz.  Nasıl bir yaşlılık geçireceğiniz tamamen sizin elinizde.

Peki; ülkemiz ve sistemlerimiz uzun ve sağlıklı yaşama ihtimali olan insanlarına hazır mı? Bu başka bir yazının konusu.

Okinawa adası ve İkigai felsefesi ile uzun ve mutlu yaşam arasında bir bağ olabilir mi?  Okinawa adası ve İkigai felsefesi ile uzun ve mutlu yaşam arasında bir bağ olabilir mi?  

Yaşam süresi en uzun il Tunceli, en kısa il KilisYaşam süresi en uzun il Tunceli, en kısa il Kilis

Feza Turunçoğlu Kimdir?

Feza Turunçoğlu, Türkiye’de marka, pazarlama ve reklam sektöründe uzun yıllarını geçirmiş deneyimli bir profesyoneldir. Marka yaratma, spor pazarlaması, marka yönetimi ve iletişim konularında derin bilgi birikimine sahiptir.
Reklam ajanslarında yönetim ekibinde çalışmış, yürütme kurullarında yer almış, ülke için önemli birçok markanın büyüme süreçlerine katkıda bulunan ekipleri yönetmiştir.
Feza Turunçoğlu’nun kariyeri boyunca edindiği deneyimler ve sektördeki bilgisi, markaların stratejik iletişimini yönetme yeteneği ve kriz dönemlerinde markaların nasıl yönetilmesi gerektiğine dair görüşleri sektörde önemli bir referans niteliği taşır.
Bu dönemde; finanstan otomotive, gıdadan içecek markalarına, kamu projelerinden kişisel bakıma Türkiye’nin en önemli ve büyük bütçeli markaları ile çalışma, stratejilerinde söz sahibi olma ve değer yaratma şansı yakalamıştır.
Daha sonra Türkiye’nin bilinirliği ülke dışına da taşan ve ülkenin en değerli markalarından biri olan Vestel’de 10 sene boyunca Vestel Pazarlama iletişimi ve Perakende Pazarlama Liderliği yaparak; pazarlama iletişimi ve sponsorlukların yanı sıra, markanın stratejisi ve bütçe yönetiminde de söz sahibi oldu.
Vestel döneminde en sevdiği işlerinden biri “Biz Voleybol Ülkesiyiz” stratejisinin oluşturulması ve hayata geçişinde üstlendiği rolü oldu. ‘Biz Voleybol Ülkesiyiz’ iletişimi ile marka, hem tüketicinin gönlünü kazanırken hem de sayısız ödül kazandı.
Türkiye’de ‘Spor Pazarlaması’ denince, akla ilk gelen isimlerden.
Feza kendisini; reklam, pazarlama ve iletişim stratejisi alanlarında 30 yıllık deneyimi ile “ marka danışmanı” olarak tanımlıyor.
Vestel sonrası, bağımsız marka danışmanı olarak farklı projelerde ‘sevdiği ve inandığı’ markalara katkı sağlamaya keyifle devam ediyor.
Ve halen en çok voleybol izlemeyi seviyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.