Kara para aklama dahil birçok suç işledikleri iddia edilen Engin-Dilan Polat’ın aynı zamanda güzellik salonları işletmecisi de olması ve onlar gibi oldukları şüphesi bulunan birçok sosyal medya fenomeninin de güzellik salonu işletmesi ne yazık ki bunları işletenlerin tümünü şüphe altında bırakmaya başlamış.
Arkadaşlarım arasında güzellik salonu sahibesi kadınlar da olduğundan onların zaten ne kadar zor koşullar altında çalıştığını ve işini dürüst, ahlaklı yapan bu insanların başka insanların işlediği suçlar nedeniyle şüpheli birileri gibi görülmeye ne kadar üzüldüklerini ve ne kadar zor durumda kaldıklarını görüyor ve biliyorum.
Bu salonlar zaten pandemi döneminde en ağır darbe yiyen işletmelerdi. O dönemin getirdiği ağır yüklerden, borçlardan yeni yeni toparlanmaya çalışırken şimdi de Dilan Polat ve diğer fenomenler yüzünden korkup çekilen müşterilerini kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıyalar.
Arkadaşlarımla sohbetlerimden biliyorum, pandemi bittikten sonra Türk Dermatoloji Derneği’nin Danıştay’a güzellik salonlarında foto-epilasyon gibi bazı tıbbi cihazlar kullanılmaması için açtığı davayla bir darbe daha yemişlerdi.
İş kadını arkadaşlarım artık lazer epilasyonu yapamamanın kendilerine pandemiden sonra vurulan en büyük darbe olduğunu anlatıp duruyordu.
Lazer işlemleri tek seans değil paket olarak satılıyormuş, paketin tamamlanması en az bir seneyi bulabiliyormuş. Yasak gelince paketi daha önce zaten satılmış müşterileri paralarını geri istemeye de başlamış.
Bunun yanında tüm güzellik salonlarının elektrik faturaları da olağanüstü boyutta olabiliyor. Kullanılan makinelerin neredeyse tümü elektrikle çalıştığından faturalar çoğunun belini bükebiliyor.
Arkadaşlarımın bana aktardığı bilgiye göre güzellik salonlarının çoğunun sahibi kadınlar ve ülkede şu anda sayısı 100 bini aşan işletme sahibesi kadın çıkan son olumsuz haberlerden son derece üzgün ve mağdur.
Güzellik salonlarını adeta suç merkeziymiş gibi sunan bazı haberlere umarım son verilir, çünkü zaten zor durumda olan bir sektörün tümden çökmesine de yol açabilir bu.
Kadınlara bir çağrı yapmak istiyorum. Vücudumuza itina göstermekten vazgeçmeyeceğimize göre siz de benim gibi yapın ve güvendiğiniz güzellik salonuna gitmeye, randevularınızı tutmaya özen gösterin. Bu hem adil bir davranış olur, hem de güzel bir kadın dayanışması örneği oluşturur. Örneğin ben bu yazıyı bitirdikten sonra arkadaşımın Şişli’deki salonuna gideceğim biraz bakım için.
Bu sektörde olan arkadaşlarım İstanbul Güzellik Uzmanları ve Güzellik Salonu İşletmecileri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ayşe Kurtönal’dan sıkça bahsederdi bana. Şu aralar sektörünü resmen bir felaketten kurtarmak için çalışan Ayşe hanımın söylediklerine de bu aralar dikkat etmek doğru olacak galiba.