İstanbul gecelerinin ve hatta gündüzlerinin merak konularından biri, Ozan Güven ile Deniz Bulutsuz arasında karşılıklı açılan davaların nasıl sonuçlanacağı. Kadınların gözü kulağı bu davada.
Bir süredir söylemek istediğim ama içime atıp durduğum bir konu vardı. Onu bugünkü konu vesilesiyle içimden nihayet atacağım. Magazin programlarını izleyenler, sosyal medyadan takip edenler özellikle biz kadınların modern olmaktan, batıyı takip etmekten sadece modayı, trendleri takip etmeyi anladığımızı sanıyor olabilirler.
Bunları yapıyoruz tabii ki, utanılacak bir şey değil bu, fakat batıyı gayet yakıdan tanıyan ve bir çok metropolde geçmişte yaşamış bir kadın olarak ben ve bir çok yakın arkadaşlarım gibi batı yaşam kültürünü çok iyi bilen kültürü ve sanatı çok yakından takip edenlerin de var olduğunu en azından bilin istedim.
Gündüz buluşmalarımızda da gece rastlaştığımızda da, Me Too hareketi ve bizdeki yansıması üzerine sohbetler aramızda sıkça oluyor.
Bu konuda duyarlı olan kadın arkadaşlarım, içinde şiddet uygulandığı suçlaması da olduğundan tam net bir me too davası aslında sayılmayacak olan Ozan Güven hakkında Deniz Bulutsuz tarafından açılmış davanın sonucunu merakla bekliyorlar.
Hatırlayın geçenlerde Cem Yılmaz benim de katılmış olduğum Do Not Disturb filminin lansman gecesinde Ozan Güven ile ilgili sorulan bir soruya cevap verirken ‘Onunla oynamayı çok özlediğini ve inşallah gelecekte buna tekrar fırsat bulmayı umduğunu’ söylemişti.
Olan bitenleri bilmeyenler için kısaca özetleyeyim durumu, Ozan Güven 3 yıl önce deniz Bulutsuz’a şiddet uyguladığı gerekçesiyle gündem olmuş ve hakkında dava açılmıştı. O günlerde Deniz Bulutsuz kendisine uygulanan şiddetini sonuçlarının açıkça görüldüğü haliyle foto muhabirlerinin karşısına bile çıkmıştı.
Bu konuda açılmış olan dava sürüyor ve yakına sonuç alınması da bekleniyor.
Biz kadınlar ve o geceki tavrının da gösterdiği gibi Cem Yılmaz gibi erkekler bu davadan farklı sonuç çıkmasını bekliyor olabiliriz.
Tarafların olaya ne kadar farklı yaklaştığı lansman gecesinde Cem Yılmaz’ın konuşması sürerken bile ortaya çıkmıştı. Cem Yılmaz açıklamasına başlarken yanındakilerin arasında olan Nilperi Şahinkaya konunun açılacağını anladığından olsa gerek önce bir kahkaha atmış ve sonra da Cem konuşmasını sürdürürken gözlerini devirerek etrafa bakmıştı.
Yani Cem Yılmaz, Ozan Güven’in yakında aklanacağını umuyor gibi konuşurken Nilperi de bunun kadınlar tarafından pek beklenmediğini ifade eden davranışlar sergilemişti.
Uzun süredir ortada fazla görünmeyen ve hata İstanbul’u terk ettiği ve Ayvalık’a yerleştiği söylentileri çıkarılan Ozan Güven de davanın kendisini aklayacağına eminmiş gibi davranmaya başladı.
Geçenlerde Bebek’te magazin muhabirlerine yakalanmış ve İstanbul’u terk ettiği haberlerinin doğru olmadığını anlatmış ve hatta o gün yapımcı Faruk Aksoy ile de buluştuğu anlaşılan Ozan Güven süren dava hakkında ‘Yakında her şey netleşecek ve herkes her şeyi bilecek. Davanın sonuçlanmasına çok az kaldı’ ifadelerini de kullanmış.
Olabilir tabii ki her davada suçlayan taraf da suçlanan da kendisine güvenebilir ve davanın kendi lehine çıkacağını düşünebilir. Neyin ne olduğu yakında karar açıklanınca ortaya çıkacak.
İsterseniz kadın içgüdüsü deyin. Ben şahsen Cem Yılmaz o gece bir şeyler duymamış olmaydı o şekilde konuşmazdı diye düşünüyorum. Keza Ozan Güven de kendinden çok eminmiş gibi konuşmaya başladı.
Ama şu da bir gerçek: Ozan Güven’in eskiden bir öfke kontrolü sorunu vardı. Hatta bir ara Bodrum’da benim de tanıdığım bir kız arkadaşımla birlikteyken fotoğraflarını çeken muhabirlerin üstüne, yanındaki kadının ‘yapma’ uyarılarılarına rağmen, yürümüş ve sert bir biçimde konuşmuştu onlarla.
Benim kendisiyle bir alıp veremediğim gayet tabii ki yok umarım öfke kontrolünü sonunda başarmıştır ve eğer dava kendi istediği gibi sonuçlanırsa bununla ilgili bir sorunum da gayet tabii ki olamaz.
Ama Ozan bey de bu ülkede bu tür konularda duygusal ibrelerin artık yavaşça kadınlardan yana dönmeye başladığını bence görmeli artık.
Bu duygusal ibrenin son örneği sosyal medyada Kızılcık Şerbeti adlı dizideki bir sahnede yaşananlara gösterilen büyük tepkiden bile görülebilirdi. Sosyal medyada oluşan duyguları okuyunca o bölümünü izlememiş oluğum diziyi bulup izledim.
Duyguları kabartan o sahnede kızının “Kendime gelemiyorum, bittim ben bittim” demesine sinirlenen Kıvılcım “Bitemezsin. Kendin için sonra kızın için benim için kardeşin için anneannen için baban için bitemezsin. Yumruk mu yedin? Silkeleneceksin. Yaralandın mı? Doğrulacaksın. Düştün mü? Tekrar ayağa kalkacaksın. Bu dünyada kadın olmak bu demek! Sen hiçbir şey yapmadın, sadece haksızlığa uğradın. Şimdi sakın ağlayayım deme” ifadelerini kullandı.
Eğer bu dramatik sahneye sosyal medyada verilen kadına destek tepkilerine bakarsak memlekette hemen herkesin haksızlığa uğramış kadınların yanında olduğunu filan düşünebiliriz. Ama hepimiz gerçek yaşamda maalesef işlerin böyle yürümediğini de biliyoruz. İbre biz kadınlardan yana dönüyor olabilir ama bu dönüş yeterince hızlı olmuyor bence.
Sonuç olarak Ozan Güven kendisine tabii ki güvensin ve gelecek için şimdiden yeni projeler, hatta Cem Yılmaz ile birlikte yeni bir proje düşünsün ama konu hakında pek konuşmayan Deniz Bulutsuz’un da diyecekleri olduğunu unutmasın. Ozan Bey, Bulutsuz, söyleyeceklerini acaba dava sonuçlandıktan sonra mı söylemeye hazırlanıyor diye düşünse iyi olacak gibi geliyor bana.