Dün geceden itibaren dolaştığım bütün mekanlarda ve arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla hemen her yerde tek konuşma konusu Metin Akpınar olmaya başladı.
Ben bunu Dilan-Engin Polat çiftinin şansı olarak görüyorum. Çünkü Dilan-Engin Polat çifti artık bir magazin konusu veya bir fenomen vakası olarak değil potansiyel suçlu, karanlık bağlantıları olan bir ikili olarak konuşulmaya başlanmıştı. Hatta bir arkadaşım onları ‘magazinsel Bonnie-Clyde’ olarak bile tanımlıyordu.
Onları bir anda herkes unuttu, şimdi gecelerin tek konusu varsa yoksa Metin Akpınar ve onun yeni ortaya çıkan çocukları.
Buradan Metin beye haddime olmadan küçük bir şey söylemek istiyorum.
Metin bey, konuşulanlardan gördüğüm kadarıyla ne kadar açıklama yaparsanız yapın sizin o çocukların varlığından haberdar olmadığınıza bizim alemde inanan pek yok. Hatta anlatılanlara göre kızların annesi Suphiye hanım doğumdan önce bile sizi görmeye gelmiş, ama doğru mu bilmiyorum, siz onu bir şekilde başınızdan savmışınız.
Haydi o anlatılanlar da yalan diyelim ama Metin bey siz kızlardan en azından 10 yıldır haberdardınız. Onlardan haberdar olmanıza rağmen kızlardan bir tanesi mahkeme kararı alıncaya kadar susmayı tercih ettiniz.
Emin olun bütün bunları gerçekten üzülerek yazıyorum ve yazıklarımın yanlış olmasını bile umuyorum ama ne yapayım ben sadece etrafta konuşulanları yani gece fısıltılarını aktarıyorum.
Bunları söylemekle birlikte ortaya çıkan kızın konuşmaları benim kafamda bir şüphe uyandırdı. Bu kuşku gecelerimizde sık görmeye alışık olduğumuz orta yaşlardaki bir avukat abi ile yaptığımız konuşmadan sonra oluştu. Bunu da bir sokak fısıltısı olarak aktarmalıyım.
İçkilerimizi alıp oturduğumuz masada şöyle başladı sohbetimize avukat bey:
“Şimdi biliyorum ki bana erkek dayanışması yapıyorsun diyeceksin ama konu bu değil inan, bu yüzden eğer soruların olacaksa kısa konuşacağım, o nedenle bir kesmeden dinlersen memnun olurum.”
Ve başladı anlatmaya saçları yavaştan kırlaşmaya başlayan yakışıklı arkadaşım:
“Vallahi kızın açıklamalarının hepsinin videosunu dikkatle izledim sanıyorum. Sen de dikkat ettin mi, kız hep hayatının ne kadar zor geçtiğini üzerinde önceden düşünülmüş gibi cümlelerle devamlı tekrarlıyor. Bir tanesini not aldım, şöyle dedi kız: ‘Güneş görmeyen yerlerde acılar içinde büyüdüm.’ Bunlar olmadı demiyorum ama kız sanki bir senaryo doğrultusunda konuşuyormuş gibi geldi.
“Tabii ki kız bu gibi durumlarda kaçınılmaz olanı da eklemeyi unutmadı, büyürken kendisine şiddet uygulandığını da vurguladı.
“Bunları dinledikten sonra şöyle düşündüm. Ben bu kızın avukatı olsaydım, davayı kazandıktan sonra ona tam da böyle konuşmasını tavsiye ederdim, hatta avukatı olarak eline cümleleri ben yazıp verirdim. Çünkü görünen o ki şimdi mesele Metin Akpınar’ın baba olup olmadığı değil, o iş kesinleşmiş gibi. Şimdi asıl mesele babanın kızlarına ne kadar para ödeyeceği. Meslektaşlarımı katiyen suçlamak istemiyorum ama bu aşamada her avukatın normal olarak yapacağı kızların babadan mümkün olduğunca fazla tazminat alabilmelerini sağlamaktır. Hatta bazen avukatın ücreti de alınacak tazminatın bir oranı olarak belirlenebiliyor. Bu da şu anda sadece onların nasıl konuşacağına, geçmişi nasıl anlatacaklarına bağlı. Kamuoyunun duyguları da normal olarak onlardan yana olduğundan Metin beyin işi zor gibi gözüküyor bana.”
Evet tecrübeli avukat arkadaşımın bana söyledikleri bu kadardı. Henüz anne olmamış bir genç kadın olarak gönlümün kızlarla olduğunu, onların acılı bir geçmişleri olduğunu tahmin ettiğimi bilin lütfen. Ama arkadaşın dediklerinden sonra kızın konuşmalarını tekrardan izledim. Vallahi arkadaşım haklı gibi gelmeye başladı bana. Kız bazen önceden yazılanları ezberlemiş gibi hissedilen cümlelerle anlatıyordu hayatını hakikaten.
Emin olun bunu bile kınamıyorum bu aşamada, onların da hakkı yüklü bir tazminat beklemek, bunun gereğini yapıyor olabilir.
Metin bey de tecrübeli çok akıllı, tecrübeli bir insandır, bu anın bir gün geleceğini önceden görmüş olmalı değil mi?
Vallahi çevrede konuşulan bir şey daha var. Bunu da söylemek zorundayım. Metin beyin hayli güçlü olan mal varlığını beş yıl önce satıp nakde çevirmiş olduğu da konuşuluyor. Bu, kızlarının varlığını öğrendikten sonra mı oldu bilemiyorum. Öyle olduğunu da düşünenler var, benden söylemesi.
Ne düşündüğünü bilmem mümkün değil ama mal varlığını nakde çevirmiş olsa da kızlara bir miktar ödeme yapmaktan kaçınılması artık zor gibi geliyor bana. Metin beyin açıklamasını da okudum, o da bazı şeylere avukatlarından aldığı tavsiyelerle hazırlanıyormuş gibi geldi sanki bana. Hep birlikte izleyip göreceğiz neler olacağını.
Ben gecelerin fısıltılarını aktarmayı sürdüreceğim tabii ki…