Ademi iktidar ve bel gevşekliği

Önce çok etkilendim sonra da doğrusu gülümsememe engel olamadım. Etkilenme sebebim bundan neredeyse 70 yıl önce bugün konuşulan sorunların aynısının konuşulması ve önerilerin o zamana göre oldukça mantıklı olması.

Ancak aşağıda alıntı yapacağım kısımlar anlatım dili ile Haydar Dümen’e taş çıkartacak nitelikte.

Daha başlangıçta kitap bizi cinsel sorunların çiftleri yıpratan dünyasına sokuyor: “İktidarsızlık ve bel gevşekliği bazı hallerde, büyük aşk ve arzu içinde kurulan koskoca yuvayı kulakları sağır edici çatırtılarla yıkar. Yıllarca birbirini canı gibi seven iki insan birbirinden nefret ederler. Hele kadın… Cinsiyetinin coşkunluğunu kara bir kabus ile karanlıklara ve bahtsızlıklara boğan erkeğinin bu hallerinden dolayı önce sinirli, sonra bedbaht nihayet yüreği nefretle dolu olarak tiksinti duymaya başlar.”

Bir de erken boşalma yaşayan erkekleri ve eşlerini anlatışına bakalım. Ben bu kadar net bir anlatım görmediğimi söyleyebilirim, ve her söylenene kalıbımı basarım:) “Erkeklerin kendini tutma başarısı- Evlilikte ahenksizim tevlibeden başlıca sebeplerden biri erkeğin çabucak inzal olması (belinin gelmesi) dir. Kadınlar erkeklere nazaran daha uzun zamanda orgasm olurlar. Cinsel münasebeti başarı ile sona erdirebilmek için, kadınla erkeğin aynı zamanda orgasm olması, hiç değilse, penisin mihbile girişiyle sertliğini kaybettiği an arasındaki devrede kasının orgasm erişmiş olması sağlamak icabeder. Bazı erkekler kendilerini tutmaya ve kadının da orgasm olmasını beklemeye muvaffak olurlar. Fakat pek çok erkekler de, bütün iyi niyetlerine rağmen, kadını yarı yolda bırakarak , cinsi birleşmenin sonuna geliverirler. Bu yüzden bir çok evli kadınlar evlilik hayatında sinirli olur ve hatta zamanla cinsi soğukluğa düşerler.

Kadınla erkeğin böyle birbirine uymamaları, cinsi ve gayri cinsi amillerin müşterek tesirleri neticesidir ki, bunların başında kadının heyecan bakımından cinsi birleşmelere kafi derecede hazır olmaması, her ikisinin de bilgisizliği ve baş başa verip konuşmaktan, bilgili kimselere, hatta icabederse esaslı bir doktora başvurmaktan çekinmeleri gelir. Halbuki devamlı bir saadete erişmek isteniyorsa, bu meseleyi mutlaka halletmek lazım gelir. Esasen bazı çarelere başvurduktan sonra bu, giderilmeyecek bir hal değildir. Karı koca elbirliği ile hareket ettikten ve birbirlerine karşı anlayış gösterdikten sonra, çok daha güç meseleler dahi halledilebilir.”

Dokunur dokunmaz inzal olan erkekler

Bence yıllar sonra yapılan araştırmalar Amerika’yı tekrar keşfetmekten öteye gidememiş. “Dickinson adlı bir hekimin yaptığı araştırmalara göre bazı erkekler, tenasül uzuvları  kadının tenasül uzvuna daha dokunur dokunmaz inzal olmaktadırlar. Diğer bazıları, penisleri mihbile girdikten 2 dakika sonra inzal oluyorlar. Bazıları üç dakikaya kadar dayanabiliyorlar. Bu hekimin tetkik ettiği 362 erkekten yüzde 17’si belinin gelmesini istediği kadar uzatabiliyormuş”

Daha sonra yazar “çabuk inzal olmanın sebeplerini” ele alıyor: “İster umumi korkaklıktan, ister lüzumsuz telaştan, ister muvaffak olamayacağım diye endişe ederek işe başlamasından, isterse eşlerden birinin diğerine karşı ruhi yakınlık göstermemesinden ileri gelsin, sinirlilik bel gelmesini idare etmek kabiliyetini zayıflatır”

Bel gevşekliğinde penisin rolü

Yazar bazı erkeklerin penislerinin tam ve devamlı sertleşemediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Bunun en büyük sebeplerinden biri, cinsi münasebet esnasında kadının hararetli bir arzu ve alaka göstermeyişidir. Kadının cinsel soğukluğu, sertleşmeyi güçleştirir. Öbür taraftan penisin iyi sertleşmemesi de kadının soğukluğunu arttırır. İşte böyle bir mesele karşısında da anlayışlı ve kocasına bağlı bir kadın, erkeğe çok yardım eder ve faydalı olur. Kadının erkeğin tenasül uzuvları ile kurnazca oynaması, pek çok hallerde erkeğin penisinin iyice sertleşmesini temin eder.”

Kitapta o kadar gerekli bilgi var ki, seçmekte zorlanıyorum. Bence herkesi ilgilendiren “Beraber Orgasm Olma Şartları”nı bakın nasıl yazıyor:

“Çabuk inzal olan erkeklerin ekserisi, penisleri mihbile girince çok gıcıklandıklarını ve bu sebeple de çabucak inzal olduklarını hissederler. Bunun için hemen harekete geçmeyip, penisi yavaş yavaş ithal etmek ve sonra da bir müddet hareket etmemek şâyanı tavsiydir. O zaman görülür kü gıcıklama geçer ve hemen oluverecek gibi görünen inzal hissi yavaş yavaş izâle olur. Bu sırada erkeğin zihnini başka şeylerle meşgul etmesi lazımdır. Artık kadın da sessiz ve hareketsizdir. Erkek ise penisini yavaş ve kısa kısa hareket ettirir. İnzal olacağını hissederse durur dinlenir. Bu esnada eşlerin birbirlerini sevmeleri, okşamaları duyacakları tatmin ve hazzı arttırır. Erkek de inzale hakim olduktan sonra daha emin, daha da yorucu, eşini orgasma götürücü bir hal alır. Kadının heyecanı da en yüksek mertebeye ulaşır ve nihayet her ikisi de beraber orgasma ulaşarak saadet ve hazzı tam manası ile birlikte tadarlar.

Yalnız bel gevşekliğinden kurtulmak hemen bir günde, bir haftada olmaz. Sabırlı olmak ve iki üç ay aynı şekilde hareket etmek icabeder. Bu müddet zarfında yavaş yavaş ilerlendiği ve belki her defasında inzalin biraz daha geciktirdiği görülecektir. İnzal olmadan penisi tam bir şekilde mihbile ithal etmeye muvaffak olunca, dava yarı yarıya kazanılmıştır.”

En keyifle okuduğum kısımlardan biri “tenasül cihazının tutukluğu” oldu. Bakın şöyle anlatıyor: “Tenasül cihazı da bir sıra frenlere maliktir. Bu tutukluklar üzerinde teheyyücü temsil eden Nilay yuvarlanacak ve amudu fıkariye inmeden evvel bu manialardan geçecektir. Bu frenler bütün insanlarda mevcuttur lakin herkeste muhtelif kuvvette, inkişaf etmiş ve vaziyete göre de muhtelif kuvvette gerilmiştir. Malumdur ki alkol, umumiyetle sinir sisteminin tutukluk frenlerini gevşetir. Tenasül cihazında frenlerin gevşemesi insan tenasüli teheyyüç haline girdiği zaman vukubulur. Tenasül cihazının fren kudretini tanzim eden esas kuvvetler ise daha ziyade ruhi motiflerdir. Ahlak telakkisi, din telakkisi, gebelikten veya bulaşık hastalıklardan korkmak, mazide yaşanmış hadiselerin hatırlanması, ansızın görülmekten çekinmek vesaire… Bütün bu tutucu motiflerin tesir etmesi icap eder. Bunlar olmasaydı insan cemiyeti çerçeve içinde muntazam bir tenasül hayatı yaşamaya imkan olamazdı. Fakat öyle insanlar vardır ki, onlarda tenasüli teheyyüç haklı olduğu ve temenni edildiği zamanda dahi bu frenler son derece kuvvetle gerilir ve onlarda temsili bilya; gayesine , intiaz merkezine bir türlü varamaz ve intiaz vukubulmaz.Bu nevi insanlara (ruhi iktidarsızlıktan muzdarip) adı verilir. Ruhi iktidarsızlık öyle bir iktidarsızlıktır ki bunda erkek; uzvi bakımdan sağlam ve cinsi münasebet icrasına tamamen kabiliyetlidir. Lakin tutukluk frenleri o derecede gerilmiştir ki, tenasüli teheyyücü temsil eden bilya dimağdaki normal mukavemetlerden aşamaz ve dimağ kışrından mırdar iliğe kadar imtidat eden yol üzerinde , dimağın dirinlikleri de tutulup kalır. Tenasüli sahada , hastalık addedilecek derecede kuvvetli tutuklukların ekseri sebebi , gençlikte elde edilmiş olan ihtisaslar ve fakat her şeyden evvel , yanlış telkin edilmiş ahlak telakkileridir.

Genç bir delikanlı, mürebbiler tarafından aşağıdaki ahlaki telkinler altında terbiye edilir, Tenasüli ve cinsi zevke düşkünlük (korkunç ve fena bir ahlaksızlıktır; cinsi münasebet çocuk yapmaya matuf olmadığı sürece bir günahtır) Yahut da bu delikanlı, daha pek genç iken bir aile faciası yaşamıştır: Büyük ağabeyi belsoğukluğuna tutulmuş bir halde üniversite sömestr tatilinden eve gelmiştir veya ablası kendisine kur yapan biri tarafından gebe kalmıştır. Bu hadiseler erkekliği ancak uyanmıya başlayan tecrübesiz çocuğa tenasül hayatını karanlık iştiyaklar sahası ve korkunç günahlar silsilesi şeklinde tanıtmıştır. Bu tasavvurlar veya çocukluğunda yaşadığı bu hadiseler onda birer tutukluk şeklinde tesir eder ve frenleri sıkar.”

Kitapta mutluluk çubuğu da var!

O yıllarda bu tedavi çığır açıcı idi ve bu kitapta yer almasına hakikaten şaşkınlıktan ağzım açık kaldı doğrusu:

“Ruhi tedavi ve hormon tatbiki çok defa ademi iktidara sahip olan bir erkeğin normal vaziyete gelmesine yardım edememektedir. Son îcâd edilen ve (cimayı temin edici alet) denilen bir vasıta ile ruh ve hormon tedavisiyle iyileşmiyen erkeklere cinsi münasebet temin edilmektedir. Bu yolla, yetersiz intiaz etmiş bulunan , yani kafi derecede sertleşmemiş erkek uzvu, cinsi münasebeti tamamlamaya muvaffak olmaktadır.”

Kitapta uzun vadeli ilişkiler hatta andropoz dahi es geçilmemiş: “İzdivaçta erkeğin iktidarının azalmaya başlayışının ilk sebebi, erotik teheyyüç duygusunun zayıflamaya başlamasıdır. Erkek yavaş yavaş karısının tehyiçlerine alışır ve zamanla bu tehyiç edici şeyler artık tehyiç edici olmaktan çıkarlar. Erkek yaşlanır ve gittikçe daha kuvvetli tehyiç edici şeylere muhtaç olur; halbuki diğer taraftan kadın da yaşlanır ve tehyiç edicilik hassası zayıflar. Bu suretle karı kocanın tenasül muvazenesinde gittikçe artan bir eksiklik hasıl olur. Tecrübe ile sabit vakıalardır ki karılarına karşı çok iktidarsız bir hale gelmiş olan birçok erkekler, sevgi oyununda mahir, diğer bazı kasımlarla münasebette bulundukları zaman tam bir iktidar arzederler. Napoleon, ahlaki bakımdan bir hayli zayıf olmakla beraber tamamen yanlış olmıyan şu cümleyi söylemiştir: İktidarsızlığa götüren en emin yol, zevceye gösterilen sadakattir. Bu söz doğru olmamalıydı. Ne çare ki garp dünyasında hakikate tamamen uymaktadır. Ta ki garp dünyasının kadını, kendini tamamen değiştirebilsin. Böyle bir değişiklik ise, Kopernik’in dünya nazariyesini değiştirmek kadar güç bir şey olacaktır. “

Bu açıklamaları kadınlara çeşitli önerilerle devam ediyor. Avrupalı kasımlar gibi kendine özen göstermekten “ tenasül cihazını genç ve tehyiç edici bir halde muhafazaya” gayret etmesine kadar.

Diğer pek çok başlıktan özellikle Mesane Nezlesi ve Tenasül Hormonları da hatırlamaya değer:) Konuların yazımı bir tarafa başlıklar da merak uyandırıcı ve zamanına göre gerçek bir iletişim harikası! İçerdiği bilgilerden sadece tetkik ve tedavi kısmı bugünün standartlarına göre modası geçmiş sayılabilir. Onun dışında cinsel sağlığa dair halen geçerli büyüleyici bir bakış sunuyor.