Threads’e kaydolan 100 milyon kullanıcının yarısından fazlası uygulamayı bırakmış ama Zuckerberg hâlâ iyimser
Mark Zuckerberg eşi Priscilla Chan'a olan sevgisini göstermek için devasa bir heykelini yaptırıp evinin arka bahçesine yerleştirdi. Aşkı ispatlamanın yolu gerçekten büyük jestler midir? Aşkın izlerini başka nerelerde bulabiliriz?
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, eşi Priscilla Chan’a olan sevgisini göstermek için bir Roma geleneğini canlandırmış ve eşinin devasa bir heykelini yaptırmış. Heykeli, dünyaca ünlü heykeltıraş Daniel Arsham’a sipariş eden Zuckerberg, bu düşünceli hediyesi Instagram’da paylaşınca ‘tüm kocalar için çıtanın yükseltildiği’ yorumlarına yol açmış.
Mark Zuckerberg, Harvard Üniversitesi’nde sınıf arkadaşı olan ve şimdiki eşi olan Priscilla Chan ile üniversite partisinde tuvalet sırası beklerken tanışmış. Zuckerberg o dönemde üniversitenin en yakışıklı ve en güzel öğrencilerinin seçilebilmesine imkan tanıyan Facemash sitesini kurmuştu.
Web sitesinde okuldaki bütün öğrencilerin fotoğrafları bulunuyordu. Mark bunun için okulun veri tabanına izinsiz bir şekilde giriş yapmıştı ve bu nedenle Harvard’tan atılmasına karar verilmişti. Kendisi de okuldan ayrılmadan önce, son bir kez üniversite partisine gitmeye karar vermiş ve o gece, tuvalet sırasında müstakbel eşine çarptıktan sonra şunları söylemiş: “Üç gün içinde kovulacağım, bu yüzden hemen bir yemeğe çıkmamız gerek”.
Çift olarak tıp, eğitim, eşitlik, istihdam ve çevre araştırmalarını desteklemek ve çalışmalar yapmak için birlikte milyarlarca dolar harcayan çift çok takdir ediliyor hatta Priscilla Chan, 2017 yılında Forbes tarafından paylaşılan dünyanın en güçlü 100 kadını listesinin 69. sırasında yer aldı.
Bütün bunlar iyi güzel de düşünün, siz bir Romalı imparator edasıyla sabah kahvenizi içerken bahçenizde eşinizin mermerden bir suretiyle göz göze geliyorsunuz… İnsanı düşündürmüyor değil: Aşk böyle mi ispatlanır? (Yoksa Zuckerberg’in bilmediğimiz bir suçu var da onu mu affettiriyor?)
Antik Roma’da imparatorlar, sevdiklerini ve kendilerini ölümsüzleştirmek için devasa heykeller yaptırırlardı. Ama onlarınki biraz gösteriş meselesiydi. Zuckerberg’in heykel hamlesi ise sevgi dolu bir jest mi, yoksa “bahçede bir heykel, işte gerçek aşk” diyen Zuck’vari romantizm mi?
Burada asıl önemli olan soruyu sormadan edemiyorum: Aşkı ispatlamanın yolu gerçekten büyük jestler mi? Bu soruyu düşündüğümde, genellikle romantik filmlerde veya masallarda gördüğümüz büyük ve etkileyici hareketler akla geliyor: Kış ortasında sevgilinin evinin önünde gitarla serenat yapmak, havaalanında son dakikada uçağa yetişip “Gitme, seni seviyorum” diye bağırmak ya da Mark Zuckerberg gibi bahçeye sevgilinin heykelini dikmek… Ancak gerçek hayatta aşkı sadece büyük jestlerle tanımlamak ne kadar doğru?
Büyük jestler, elbette ki aşkın bir parçası olabilir ve ilişkiyi renkli kılabilir. Fakat büyük hareketlerin, aşkın temel göstergesi olduğunu söylemek yanıltıcı olabilir. Aşkın asıl gücü, günlük hayatta yapılan küçük jestlerde saklıdır. Sabah kahvaltısında hazırlanan bir fincan kahve, uzun bir günün ardından birbirine sarılmak, zor zamanlarda destek olmak… Aslında aşk, sürekli olarak küçük ama anlamlı hareketlerle beslenir.
Büyük jestler genellikle anlık bir heyecan yaratır ve bir “wow” etkisi bırakır. Ancak bu etkiler bir ilişkinin kalıcılığı ve derinliğiyle aynı şey değildir. Önemli olan bu büyük hareketlerin ardındaki niyettir. Eğer büyük jestler, aşkın gerçek bir yansımasıysa elbette ki anlamlı olabilir. Ancak aşkı yalnızca gösterişe indirgeyen ilişkiler biraz eksik kalır. Esas olan her gün birbirine gösterilen sadakat ve güven, aşkı köklü hale getirir.
Güven, büyük hareketlerle gösterilemeyen ama günlük hayatın her anında hissedilen bir şeydir. Birbirinize duyduğunuz güven, her şeyin temelinde yatar ve bu güven olmadan büyük jestler de içi boş hale gelebilir. Aşkı gösteren en büyük şey, iki kişinin birbirine verdiği destektir; zor zamanlarda el ele tutuşabilmek, sıkıntıları birlikte göğüsleyebilmek… Hatta bir kadına sevildiğini hissettirecek romantik jest örneği ver dediğinizde aklıma beş karat bir yüzükten ziyade yatakta kahvaltılar, telefon duvar kağıdı olarak ayarlanmış fotolar, onu işyerinden almalar, aşk mektupları hatta vücut masajları gelir.
Aşkın asıl kanıtı, bir ömre yayılan küçük anlarda gizlidir. Birlikte kahkaha atmak, sıradan bir günde birbirine destek olmak, birbirinin duygularına saygı göstermek… İşte bunlar, aşkın asıl göstergeleridir.Heykel dikmek belki sadece Instagram’da konuşulacak bir şey ama gerçek aşka dokunan şeyler daha derindir. Zuckerberg belki de bahçesinde Priscilla’yı anıtlaştırarak aşkını gösterdi, ama çoğumuz için aşkı göstermek demek sabah kahvesi yaparken “seni seviyorum” demek. Yani, benim cevabım aşkta büyüğü değil, küçüğü makbul.