‘Kredi notu görünümünde artış olumlu ama yabancı sermaye çekmeye yetmez’
Fitch'in yılbaşından bu yana ekonomide bozulmaların görüldüğü ve kısa bir süre sonra seçim yaşayacağımız bir dönemde not artışı yapması sürpriz. Ayrıca not artırımı gerekçelerinin büyük çoğunluğu geleceğe yönelik iyimser tahminlere dayanıyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Türkiye’nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunun “B”den ‘B+’ya yükseltildiğini ve not görünümünün “pozitif” olarak belirlendiğini açıkladı. Böylece uzun zaman sonra Türkiye’nin rating notu yükselmiş oldu.
Öncelikle söylenmesi gereken Türkiye’nin bu yükselmeye rağmen yatırım yapılabilir ülke düzeyinin oldukça altında olması. Dolayısıyla bu olumlu bir gelişme olmakla birlikte yetersizlik. Fitch değerlendirmesinde ele alınan konular özet olarak şöyle:
-Fitch Ratings’in açıklamasında not artırımını sağlayan olumlu noktalardan biri olarak Haziran 2023’ten buyana izlenen para politikaları, dış likidite risklerinin azalmakta olması ve enflasyonun hâlâ yüksek olmakla birlikte düşme potansiyeli olarak gösteriliyor. Bu konuyla bağlantılı olumlu sayılanlar arasında rezervlerdeki iyileşme, cari işlemler açığındaki daralma ve kur korumalı mevduatların gerilemesi yer alıyor. Fitch bu yöndeki gelişmelerin devam edeceğini beklediğini belirtiliyor.
-Fitch özellikle rezervlerdeki iyileşmeyi olumlu karşılıyor. Açıklamada rezervlerin Haziran 2023’e göre önemli ölçüde arttığı belirtiliyor. Fitch’e göre yılbaşından bu yana rezervlerde yaşanan düşüş ise kur korumalı mevduat ödemelerinden, mevsimsel dış ödemelerin yüksekliğinden ve seçime bağlı oluşan belirsizlikten kaynaklanıyor ve geçici olarak değerlendiriliyor.
-Olumlu görülen bir başka durum da faiz oranlarına ilişkin. Fitch Merkez Bankası’nın politika faiz oranını yüzde 45’e yükseltmesini ve dolayısıyla parasal sıkılaşmayı olumlu karşılıyor. Fitch’e göre enflasyon beklentilerindeki hafifleme ve genel kredi büyümesindeki yavaşlama olumlu ancak bireysel kredilerdeki artış yüksek kalmaya devam ediyor.
-Fitch bu noktada para politikasında erken bir gevşeme ya da maliye tarafında ek teşvikler getirilmesinin, olumlu gelişmelerin etkilerini zayıflatacağını söylüyor.
-Fitch 2024’te enflasyonun ortalama yüzde 58 olacağını ve yılı merkez bankasının yüzde 36 olan hedefinin üzerinde yüzde 40 seviyelerinde tamamlayacağını öngörüyor.
Fitch Ratings yukarıda anlatılanları olumlu gelişme olarak görürken, bazı konuları orta düzeyde gelişim olarak görüyor. Fitch bu konuları şöyle açıklıyor:
-Azalan dış talep ihracatı sınırlayacağından, dış açıktaki düzeltmenin büyük kısmının yavaşlayan iç talep ve politika yeniden dengeleme sürecinin devam etmesi nedeniyle azalan tüketim ve altın ithalatından kaynaklanacağı öngörülüyor. Cari açığın 2023’te GSYH’nin yüzde 4,2’sinden 2024’te yüzde 2,6’sına düşeceği tahmin ediliyor.
-Gelecek 12 ayda vadesi dolacak toplam dış borcun 2023 sonunda 226 milyar dolar olması Türkiye’yi yatırımcı duyarlılığındaki değişikliklere karşı hassas hale getiriyor.
-Merkezi yönetim bütçe açığı GSYH’nin yüzde 5,2’sine yükselmiş ve bu 2009’dan bu yana en büyük rakam olmakla birlikte deprem harcamaları sonrası bunun düşmesi bekleniyor.
-Borçlanma nispeten istikrarlı kalacak olmakla birlikte, faiz ödemeleri artacaktır.
2024’ün ilk çeyreğinden sonra iç talep ve özel tüketim üzerinde güçlü bir etki yaratacak daha sıkı bir politika izleneceğinden ve bunun nispeten zayıf dış taleple birleşmesiyle, büyümenin 2024’te gerilemesi bekleniyor.
Buraya kadar yapılan açıklamalar Fitch Ratings’in Türkiye ekonomisine ilişkin genelde iyimser beklentiler içinde olduğunu ve gelişmelerin bu beklentilere uygun gerçekleşeceğini varsayıyor. Zaten Fitch bu açıklamaların ardından bütün bu tahminlerinin mart ayındaki yerel seçimlerin sonucunun politika değişikliğine yol açmayacağını varsayarak yapıldığını söylüyor. Raporda riskler olarak gösterilenler ise özet olarak şunlar:
-Enflasyonda önemli bir düşüş de dahil olmak üzere, makroekonomik ve finansal istikrara yönelik risklerin azaltılmasına yönelik tutarlı bir politika bileşiminin sürdürülememesi.
-Piyasanın tutarlı makroekonomik politikalara olan güveninin azalması sonucu uluslararası rezervlerin düzeyi ve bileşiminin iyileştirilememesi.
-Ekonomiyi ve dış finansmanı etkileyen iç siyasi veya güvenlik durumunun veya uluslararası ilişkilerin bozulması.
Fitch değerlendirmesinde ekonomi yanında diğer bazı göstergelerin de esas alındığını söylüyor. Buna göre Fitch, Dünya Bankası tarafından ölçülen yönetişim göstergelerine göre Türkiye’nin son on yılda sürekli olarak zayıfladığını ve emsal ülkelere göre zayıf olduğunu belirtmektedir. Fitch açıklamasında, Dünya Bankası Yönetişim Göstergeleri, Fitch’in ülke değerlendirmesinde yüksek ağırlığa sahip olduğundan, Türkiye’nin;
-Siyasi istikrar ve haklar alanında ilgili yönetişim göstergelerinde yüzde 50’nin altında yer almasının,
-Hukukun üstünlüğü, kurumsal ve düzenleyici kalite ve yolsuzluğun kontrolü alanlarında ilgili yönetişim göstergelerinde yüzde 50’nin altında yer almasının,
-İnsan hakları ve siyasi özgürlükler alanında ilgili yönetişim göstergelerinde yüzde 50’lik dilimde yer almasının kredi profilini olumsuz etkilediği belirtiliyor.
Sonuçta baktığımızda Türkiye’nin rating notu bir kademe yükselmekle birlikte halen yatırım yapılabilir düzeyin gerisinde bulunuyor. Bu nedenle yatırımcıların hızla Türkiye’ye akın etmesini beklemek hayalcilik olur.
Not artırımının zamanlaması da ilginç. Yılbaşından bu yana ekonomide bozulmaların görüldüğü ve kısa bir süre sonra seçim yaşayacağımız bir dönemde not artışı yaşanması sürpriz.
Fitch not artırımı yaparken dayandırdığı gerekçelerin büyük çoğunluğu iyimser bakış açısı taşıyor ve geleceğe yönelik iyimser tahminlere dayanıyor. Gerçekleşme olasılığı zayıf olan bazı tahminleri gerçekleşmediği taktirde acaba nasıl bir tavır içine girecek?
Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve siyasi özgürlükler, yolsuzlukların kontrolü vb. alanlarda sık sık karşımıza çıkan olumsuzlukları burada da görüyoruz. Bu alanlarda olumsuzlukların giderek arttığını düşünürsek rating notlarımızın daha yukarı çıkmasında da bir engel teşkil edeceğini söyleyebiliriz. Yani ekonomi ne kadar iyiye giderse gitsin bu alanlarda iyileşme olmadığı sürece çok yukarılara gitmek mümkün görünmüyor.