Benim için her şeyin başlangıç tarihi 1993’te Washington’daydı.mHangi aydı bilmiyorum ama o gün şehrin büyük kitap dükkanından bir tanesine biblical fiction(incil temalı kurgu) kavramı altında bilinen bir kitabı sormaya gitmiştim. yazarının adını ve kitabın başlığını verdiğimde satıcı kız bana uzaydan gelmişim gibi bakmıştı.
galiba bu tür kitaplar arayanlar Amerika’nın incil kuşağı (Bible belt) denilen güney bölgelerinde olabildiğinden kız benim yanış şehirde yanlış zamanda olupumu düşünmüş olmalıydı.( o günlerde Clinton Abd başkanıydı)
kızcağız tabii ki o gün çalıştığı yere çok yakın olan bir sokakta ilerde amerikan Evanjelizminin en sert unsurlarının bir araya geldiği bir düşünce üretim merkezinin olacağını ve hatta bu merkezde Trump’ın başkan seçildiği resmen açıklanmadan saatlerce önce bir kutlama partisinin yapılacağını ve o partiye bütün kurumlardan önemli isimlerin de (daha sonra dışişleri bakanı ve savunma bakanı olacak kişiler de dahil olmak üzere) katılacağını tabii ki tahmin edemezdi.
Benim neden durup dururken dini hikayelere merak sardığımı soracak olursanız onu da hemen anlatayım. Çünkü bir gün önce Pentagon’da bana İsrail ve amerikan çifte vatandaşı olan bir sivil görevli tarafından, Türkiye’den de toprak alınacağı da görülen bir alanda kurulması düşünülen kürt devletinin haritası gösterilmişti. Pentagon’daki bu görüşme sonrasında o yetkiliyle Dupont Circle’daki çin lokantasında yediğimiz yemekte, aşırı dindar ve evanjelist kesime da çok yakın olan o yetkili, reel politik açıklamalar dışında ilerde dini yazılara göre bir kopma (rupture) olduktan sonra İsrail’de ilk savaşın yaşanmasından sonra, ikinci ve nihai savaşa kadar geçecek geçici barış döneminde yahudilerin bir kısmının güvende yaşayacağı bir ülkeye ihtiyaçları olacağı ve bunun da sınırımızda kurulacak kürt devleti olacağını anlatmıştı.
ben gayet tabii ki o gün adamın saçmaladığını düşünmüştüm ama dediği her şeyi tam anlayayım diye anlattığı olayların yer aldığı bir kitabı bulmak için ertesi gün kitap dükkanına gitmiştim.
saçmaladığını düşünmüştüm dedim ama anlatılanlar hem ilgimi çekmiş hem de beynime kazınmıştı. Sonra ilerdeki yıllarda baktım ki Amerika’daki gerçek gücü elinde tutan bir çok isim bana anlatılan hikayedeki olaylara inanıyorlardı.
inanmak bir yana hem de çoğu İsrail ve Gazze’de bugün yaşanan türdeki olaylarla başlayacak bir Armageddon (nihai savaş) veya tüm zamanların sonu kavramına ciddi biçimde inanıyorlar ve kendi görevlerinin de bu sonu hazırlamak olduğunu düşünüyorlardı.
hala daha onların çoğunun saçmaladığını düşünüyorum ve ciddiye almamaya da çalışıyorum. Ama tabii ki benim ne düşündüğüm önemli değil. bana saçma ve gayrı-ciddi gelse de bunlara gönülden inanan ciddi güçlü insanlar grubu ve onları takip eden milyonlarca insan var. Bu yüzden başlıkta dediğim gibi ‘Ben kendim katiyen cidiye almam ama bunu (en azından bugünlük) sizlerin yapmasını rica ediyorum’ çünkü bugün size çoktan başlamış olduğu yönünde bir çok işareti alınmakta olan bir Armageddon(Son savaş) süreci inancını anlatmaya çalışıyorum.
özelikle amerikan Evanjelist çevrelerde ve Israil’deki aşırı dindarlar ve kabalaya inanlar arasında anlatılan ve maalesef inanılan, dini metinlerle de desteklenen hikayeye göre, Türkiye ile israil arasındaki savaş kendi başına sonu getirmeyecek ama sonu getirecek büyük savaşa (Armageddon) giden süreci başlatacak.
Bunlara göre Armageddon günü aynı zamanda İsa mesihin dünyaya indiği gün de olacak. Bu inanç olduğu için Amerika’da aşırı dinci çevreler İsrail’e canları pahasına destek verirler. İsrail açıklarına yaklaşan savaş gemilerinin temelinde de bu destek var. ABD’de seçim yaklaştığından ve evanjelist çevrelerin başkanıymış gibi hareket eden Trump’ın gücü yükselmekte olduğundan başkan Biden bu çevreleri kendi tarafına çekmek için bu şekilde davranmaya başladı.
Armageddon, İsrail’in kuzeyinde bulunan Megiddo tepesinin olduğu yerde yaşanacak. Bu insanlara göre kutsal kaynaklar bunu hem emrediyor hem de mutlaka olması gerektiğini söylüyor.
Armageddon günü İsrail’e düşman olan bazı ülkelerin Megiddo’ya gelip koalisyonlar kuracakları düşünülüyor. Aralarında Türkiye ve İran’ın mutlaka olacağına inanılan bu koalisyon, İsrail’le çok kanlı ve mutlaka nükleer silahların da kullanılacağı bir savaşa girişecek.
Bu hikâyeye gerçeği anlatıyormuş gibi inananlar o gün dünyada iyi ve kötünün savaşı olacağını söylüyorlar. Bazıları bu taraflara GOG ve MAGOG adlarını veriyor. Bizler de bunlara YECÜC ve MECÜC diyoruz.
Savaşları tetikleyen aşırı dinci çevreler, o savaşta gökten yere inecek İsa mesihin iyiden yana taraf olacağını, kötüler koalisyonunu yeneceğini ve İsrail’in zaferinin yaşanacağını düşünüyorlar.
bence deliliğin sınırlarında olması gereken bu insanlar İsa dünyaya gelmeden önce üçüncü tapınağın inşa edilmesi gerektiğine inanıyorlar. Bu üçüncü tapınağın gök kubbede olduğuna inanılıyor ve yeniden inşanın o gök kubbedeki görünümün yere izdüşümünün olduğu yere yapılması gerektiğini söylüyorlar.
Şimdi yine sıkı durun, o izdüşümünün olduğuna inanılan yerde şimdi Mescid-i Aksa bulunuyor. yani bunlara göre nihai savaş öncesinde Mescid -i Aksa’nın yıkılıp yerine yeni bir mabedin yapılması gerekeceğine inanılıyor. olacağı yok ama bu yeni mabedin hem yahudilere hem de hristiyanlara hitap edecek türde masonik bir mabed olması bekleniyormuş.
Biblical fiction kavramı altında türkiye ile Israil’in gireceği büyük savaşı anlatan bir çok roman da var. bunlardan bir tanesi maalesef benim de sadece meraktan okuduğum ’Turkey invades Israil: Halfway to Argameddon(High Time to Awake)’ Craig White’ın yazdığı olduğu bu kitap 2014 yılında piyasaya çıktı.
Bugün yaşananları da anlatıldığı öne sürülen bu anlatıların hepsinde Türkiye’nin kötülerin tarafında tanımlanması ilginçtir. Sadece bununla da kalınmıyor ABD’deki Hıristiyan Evanjelik çevrelerin dergilerinde radyolarında Türkiye ve onun bütün liderleri isimleri verilerek kötünün yanında duranlar olarak tanımlanıyor.
bu yayınların dozu Rahip Brunson Türkiye’deyken son derece artmıştı. bu çevreler onu kötünün elinde tutsak olarak tanımladıklarından bu çevrelere gösteri olsun diye Trump onu Oval Ofiste kabul etmişti.
anlayacağınız bugün israil ve Gazze’de yaşanılanları esoterik bilimler ve dini metinlerle, gelen sembollerle çözmeye çalışan önemli miktarda insan var.
bunların sembollere verdikleri önemi göstermesi açısından şunu da anlamalıyım. son savaşın İsrail’deki Megiddo’da olacağını düşünenler olduğu kadar bunun Amanos dağlarının eteklerinde Amik ovasında olacağını düşünenler de var. bunlara göre Türkiye’de son yaşanan deprem de bu geleceği söylenen son savaşın bir işaretiymiş.
Aslında sayısı fazla olmayan prensiplerim gereği mizah dışında yazmayı istemediğimden bu yazıda da arada bir espiri yaparım diye düşünmüştüm. ama konu o kadar ciddi ve vahim ki yazarken ben de olumsuz havaya kapıldım ve bugünlük bunu başaramadım ne yazık ki.
ama bitirken bir espiri girişimi yapmak illa da zorundayım. İsrail’deki Megiddo tepesinde yıllardır Mesih’in gelmesini bekleyen gruplar bulunur. bunlar için Mcdonald’s orada bir şube açmış bulunuyor. Yani anlayacağınız eğer mesih gerçekten gelirse ilk göreceği Big Mac ilanları olacak. hatta aç ise bir big mac, yanında french fries da yiyebilir Armageddon’a başlamadan önce.
23 Aralık 2024 - Yanı başımızdaki tehlikenin bilemiyorum farkında mıyız?
22 Aralık 2024 - Düşünmeyi besleyen tartışma… Yeniden
21 Aralık 2024 - Yılbaşı yaklaşırken
20 Aralık 2024 - Sokak sanatının büyük sanatçısı
19 Aralık 2024 - Serdaramus’un 2025 yılı için 10 Beyaz Türk kehaneti