Hızla yaygınlaşan kara cehalet ve liyakatsızlığı ödüllendirme düzeni Cumhuriyeti içten içe kemirip yok edinceye kadar sürecek gibi görünüyor.
Benim gibi kötümserler yok oluşun çoktan gerçekleştiğini ve daha fazla dibe vurmanın artık mümkün olmadığını söyleyebiliyoruz.
ama hemen her gün yeni bir kurumda yozlaşma, tahribat ortaya çıkabildiğinden bu biz kötümserlere bile sürecin henüz bitmediğini ve bozulmanın, çöküşün süreceğini düşündürebiliyor.
Ancak bozulma, çöküş süreci henüz tamamlanmadıysa bunu geri döndürmenin, bazı şeyleri kurtarmanın belki imkanı vardır diye düşünmek bile bu ülkede artık maalesef imkansız.
Dediğim gibi yeteneksizlik ve cehalet ödüllendirildiğinden artık kimse bu halinden utanmıyor, aksine kendisiyle övünebiliyor.
Gençleri cehaletten çıkarma ihtimali olan üniversite sistemi de artık olmadığından, bu ortamda her şeye rağmen düzeyli kalmaya çalışan üniversiteler marjinalleştirilip yıkıma uğratılarak çoğunluğa benzetilmeye çalışıldığından sosyal, kültürel çürümeyi durdurma imkanı artık yok.
anlayacağınız liyakatın soykırıma uğratıldığı bir entelektüel vahşet ortamı var.
Örneğin durum bu olunca inanılamayacak işler de oluyor ve sadece hukukçular değil anayasayı bizzat yazdığı söylenen kişi bile ülkede anayasanın yok farz edilmesini normal sayabiliyor.
çürümeye uğrayan kurumlar listesine en son meteoroloji bilimi girdi.
bilimsel düşünce ve rasyonalizme değer veren ülkelerde en azından kısa vadeli hava tahminleri neredeyse saat bazında doğru verilirken bizde örneğin yarın için verilen hava durumu tahmini mevsim normallerinin üstünde sıcak ile dondurucu soğuk yelpazesi arasında gidip gelebiliyor.
ertesi gün tahminlerden biri kaçınılmaz olarak doğru çıktığında kimsenin aklına diğer absürt tahminleri yapanlardan hesap sormak gelmeyebiliyor. çünkü artık her kurumda olduğu gibi meteoroloji biliminde de doğruyu bilmek değil daima yanlış tahmin yapmak daha değerli olabiliyor.
inanmam zor oldu ama dolandırıcılık dalında neredeyse Nobel kazanacak kadar yaratıcı olabilen bu ülkede meteoroloji sahtekarı da çıkabildi. her sahtekar, her liyakatsız gibi o da meşhur oldu.
Adam Darülacazeye uğramaya zahmet etse romatizma ağrılarından havayı sözde bilim insanlarından daha iyi tahmin edebilen yaşlılardan doğru bilgi alabilecekken, artık kimsenin doğru bilgiye talebi olmadığından bu zahmete bile girmeyip direkt olarak atmasyon tahmin yaptı. sonuçta cumhuriyet tarihinde bile görülmemiş dondurucu karlı hava yerine yağmurlu hafif soğuk hava yaşanabildi.
Bu kişi atmasyon ‘tahmin’lerini iğrenç bir entelektüel çöplük durumundaki sosyal medyadan yayıyor tabii ki. bu son yanlışından sonra takipçi sayısının artacağından da eminim.
sahte meteorolog nasıl olabilir diyebilirsiniz. bugüne kadar sahte savcı, sahte avukat, sahte doktor, sahte general (yanında emir subayı da vardı o da sahteydi) çıkarabilmiş bir ülkede sahte meteorolog olmaması olacak iş değildi.
23 Aralık 2024 - Yanı başımızdaki tehlikenin bilemiyorum farkında mıyız?
22 Aralık 2024 - Düşünmeyi besleyen tartışma… Yeniden
21 Aralık 2024 - Yılbaşı yaklaşırken
20 Aralık 2024 - Sokak sanatının büyük sanatçısı
19 Aralık 2024 - Serdaramus’un 2025 yılı için 10 Beyaz Türk kehaneti