Girişimci olarak batsanız yenisini kurar mısınız?

“Girişimci olarak endişeli değilim, batarsa yenisini kurarım.” Bu cümle hiç kurumsalda çalışmamış ve daha üniversite yıllarında girişimciliğe dalmış genç bir girişimcinin kurumsalda çalışan ya da ayrılmış ama girişimcilik konusunda harekete geçmek isteyen profesyonellere konuşmasının sonunda söylediği sözlerdi.

Yine diğer bir girişimcinin “Neden kurumsaldan ayrılıp girişimci oldun” sorusuna cevabı kulaklarımızda çınladı: “Girişimcilik tutku ve çok istenerek yapılan bir iş, kurumsalda vizyonunuz ve alanınız patronunuzun vizyonu ile limitli. Ama girişiminizde vizyon ve hareket alanı sizin. Gidebildiğiniz her yere gitme, düşünebildiğiniz her fikri deneme ve üretme şansı sizin elinizde.”

Bu hafta başında bir günde üç moderatörlük yaparak kariyer rekorumu kırmış oldum. Genelde teke tek ya da grup panellerine konuşmacı olarak davet edilirim. O da konular ve kariyer hikayen tek olduğu için daha kolaydır. Sorulara ve katılımcı profiline göre hikayeni evirip çevirip anlatabilirsin. Çoğu zaman sorular önceden hazır geldiği içinde kurumsal iletişim departmanı 10 yıl önce yazdığı metinde küçük değişimleri döküp vererek “Lütfen bu cevapların içinde kalalım” mesajıyla sizi yönlendirir. Hatta cevapların içinde kaldığınızı daha yakın takip için toplantıda ya yanınıza ya da tam karşınıza oturup göz teması kurar.

Kurumsaldan sonra giriştiğim işlerde yeni yeni moderatörlük ve ev sahipliği rolünü de üstlenmeye başladım. Kesinlikle konuk olmaktan daha zevkli. Kurumsaldan çıktıktan sonra da konuk konuşmacı olduğunuzda, kurumsal hazırlanan metni ve cevapları ile birlikte “Bunu konuş, bu konuya girme” uyarılarını kafanızda döndürmeden boş kafa bildiğinizi, düşündüğünüzü ve yaşadığınızı anlatmak hem stressiz hem keyifli.

Ama moderatörlük için daha da pozitifim. Bir kere paneli açış ve insanların ilgisini çekmeyi başarma senin elinde.

Çok iyi konuşmacılarınız olsa bile siz de kendinizden, işinizden bahsederek konuya dahil olabiliyorsunuz. İstediğiniz soruları seçerek ve konuklara sürpriz sorular hazırlayarak kasvetli havayı dağıtabiliyorsunuz. En önemlisi de izleyicilerin konuya hakimiyetini soru ve yorumlarınızla daha açık ve eğlenceli hale getirebiliyorsunuz.

Günün ilk iki moderatörlüğünü Girişimci Kurumlar Platformu olarak bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Kurumsal Girişim Sermayesi-CVC Bosphorus’24 konferansında deneyimledim. Dünyadan ve Türkiye’den katılan 27 farklı konuşmacı ile girişim sermayeleri konusunda gelişmeleri ve katılan farklı grup, banka ve şirketlerin kurumsal girişim sermayesi alanında yatırım konularını, yatırım kriter ve tutarlarını, gelecek ile ilgili beklentilerini dinledik.

500’e yakın katılımcı ile çok verimli bir konferans oldu diyebilirim. En keyifli tarafı da üniversiteden, şirketlerden, genç girişimcilerden, eski şirketimden birçok arkadaşımla buluşma şansı yakalamış olmam. Konferansın ana sponsoru Fiba Grubu kurucusu Hüsnü Özyeğin’in açılış panelinde “Şimdi nelerle uğraşıyorsunuz” sorusuna “Tavla oynuyorum” diye başlayıp “Bankanın risk komitesindeyim” diye devam eden açıklaması işini seven ve tutkulu iş adamlarının işe ve hayata bakışını da biraz özetlemiş oldu.

“Çalıştığım her yöneticinin girişimlere yatırımcı olmasını istiyorum” diyerek kendisi de kurumsaldan gelen eski bir profesyonel olarak işinin ve şirketlerinin başarısının arkasındaki en büyük sebeplerinden birini paylaşmış oldu.

Yöneticilik yaptığı bankanın patronundan yüzde 1 hisse isteyip alamadığı için evini satarak ve eşten dosttan yüz yüze konuşup ikna ederek bulduğu kaynakla banka kurup sonra da Türkiye’nin bugüne kadarki en yüksek değerli satışını gerçekleştiren iş adamımız tüm katılımcılara konuşmasıyla ilham oldu.

Patron ve üst düzey yönetici ilişkisinin önemini ve güzelliğini bu kez canlı olarak sahnede yaşadık. Hüsnü Bey bankanın yönetimini öven güzel sözleriyle genel müdüre ve yönetimine ne kadar güvendiğini herkese göstererek örnek oldu.

Konferansta konuşulan ana başlıklar ise dünya ve Türkiye’de ekonomik anlamda yaşanan gelişmeler neticesinde girişimlere yapılan yatırım miktarı ve tutarının ancak 2020’yi yakalayacak gibi tahmin edilmesi oldu. Ama büyük haber girişimlere yapılan yatırım tutarının yüzde 50’sinin kurumların kurduğu girişim sermayeleri ve fonlar üzerinden yapılıyor olmasıydı.

Artık kurumlar girişimlerin önemini ve birlikte büyüme ve inovasyon yapma modelini ve uygulamasını iyice sindirmeye başlamış görünüyor. Girişimlerle iş yapmayan, beraber çalışmayan büyük kurumların zamanla küçülecek ve listelerden düşecek olmalarını anlaması sevindirici haber. Eyleme geçen şirketlerin sayısının her sene arttığını görmek, bu iş için uğraşan GKP yönetim ekibi olarak bizi mutlu ediyor.

En çok duyduğumuz sıkıntı ise iyi eleman bulma konusunda yaşanan zorluklardı. Farklı öneriler getirilse de burada ben şirketlere de çok büyük işler düştüğüne inanıyorum. Özellikle genç yetenek konusunda her türlü hazırlığı ve yatırımı yapan şirketlerin işi iyi bilen ve tecrübeli daha kıdemli gruba yeteri kadar önem vermediğini görüyorum.

Deneyimli ustalardan öğrenen ve üstüne hız ve yeni teknolojiyi katarak birlikte üreten farklı kafa ve kuşakların yaratacağı sinerji ve gücün, kurum kültürü ve performansı için eşsiz bir deneyim olacağına inanıyorum.

CVC konferansında iki panelde girişim sermayeleri yöneten farklı kurumlardan beş farklı konuşmacıyı ağırladıktan sonra akşam son toplantım için Genwise Baharı adını verdiğimiz ve bugüne kadar mezun ettiğimiz yedi farklı gruptan 50’ye yakın girişimci adayı ile buluştuğumuz toplantımıza katıldım. Aslında mezun sayımız 100’ü geçti ama iş seyahati veya farklı nedenlerden dolayı canlı veya online olarak yarısına yakını ile birlikte olduk.

Buluşmanın son bölümünde ise davet ettiğimiz ve yeni tanıştığımız üç başarılı girişimciyi, mezun girişimci adaylarımızla buluşturduk. Harika üç konuğumuz vardı: Mükellef kurucusu Kenan Açıkelli, Glocalzone kurucusu Doğan Turan ve Ekmob kurucusu Sunay Sener.

Kenan ve Sunay’ın geçmişlerinde şirket deneyimi olması konuyu daha da heyecanlı hale getirdi. Genwise mezunlarının ağırlığı hala kurumsal çalışanı olduğu için paylaştıkları deneyimleri bizim için çok değerliydi. Hatta bazen karşımızda girişimci kurucusundan çok, bir şirket genel müdürü oturuyor diye düşündük. Benim açımdan oldukça keyifli bir moderasyon oldu. Ekiple ilk defa tanışmamıza rağmen toplantı sonrası Kadıköy’de sohbete devam ettik.

Girişim kurucularından Forbes araştırmasına göre en başarılı ve uzun süren girişimlerin 40 yaş üstü kurucular tarafından kurulan girişimler olduğunu bir kez daha duyduk. Özellikle bu yaşlarda kurulan girişimlerde o güne kadar kazanılan deneyimin ve oluşan network’ün girişimin başarısını en başta yukarı çektiği paylaşıldı.

Kurum içi girişime yatırım yapan şirketlerin bu işin büyümesine katkı sağladığını duymak ve bu programlardan çıkan girişimcilerinde başarı oranının yüksekliği iyi bir veri oldu.

Endişe ve korkunun girişim kurucularında da olduğu ama iyi bir ekibe sahipseniz bunları birlikte aşacağınız duygusunun endişeyi yok etmediğini ama azalttığını duyduk. Bu bana kurumsal deneyimimle çok benzer geldi. Kurumsalda da girişim kuruculuğu gibi endişeli ve uykusuz gecelerimiz çok oldu, gerçekten iyi bir ekip ve takıma güven en büyük rahatlama nedeni.

Ama kurumsal deneyimi olmayan Doğan Turan’ın “Endişe ve korkularım yok çünkü bu iş olmazsa başka bir iş kurarak başarılı olma şansım hâlâ var, tıpkı daha önce batan işlerimden sonra bu işi kurmam gibi” cevabı benim için gecenin sözü oldu.

Stratejik sektörlere ve teknolojiye yatırım yapacak girişim fonlarına ‘destek’ geliyor

Teknoloji girişimcisi genç olur diye bir kural yok… 55 yaşında, dünyanın en önemli teknoloji şirketini kuran adamdan öğrenecek çok şey var