Miami mucizesi… Play-off canavarı Bucks’ı yedi
Dışarda neler var ve beni hangisi heyecanlandıracak? Bulmak çok zor değil. Sadece sokağa çıkmanız, yeni insanlarla tanışmanız ve denemeniz yeterli.
Yeni ortamlara girdiğim zaman iş dışındaki muhabbetlere katılamıyorum, o ortamda iş konuşulmuyorsa farklı konulara giremiyorum. İşimi ve iş sonuçlarını anlatırken iyiyim ama…
Son zamanlarda hem gençlerden hem de üst düzey arkadaşlarımdan çokça duyduğum yakınmaların başında geliyor. İş ve iş problemleri dışında başka ne meselemiz var, neyi değiştirmek için çalışıyoruz sorusuna cevap bulmayı önemsiyorum. Ya da işte çalıştığımız arkadaşlar dışında kaç arkadaşımız var?
Sanırım iş yaşam dengesi dediğimiz şey biraz da bu. İş ve günlük operasyonlar dışında neleri merak ediyoruz ve kendimiz için ne kadar zaman ve bütçe ayırıyoruz? Şirketin yolladığı ve verdiği eğitimlerden bahsetmiyorum, kişisel olarak işten bağımsız neler yapabilirim ve o konularda kendimi nasıl geliştiririm? asıl derdim bu.
Çoğu zaman merak ettiğimiz bu işler ve konular, bizi farklı düşünmeye yönlendirirken, çevremizdeki insan ağının büyümesine de olanak sağlıyor. Davranış ve iş yapış biçimimizi değiştirebiliyor. İş sonuçlarımıza ve iş ilişkilerimize hatta kariyerimize olumlu yansıyor. Hem fayda yaratıyor, hem de yeni ve bizim kafamızdaki insanlarla tanışmamızı sağlıyor. Belki de gelecekteki işimizi kurmanın temellerini atıyor. Hatta iş görüşmelerinde bile sadece iş konuşan insanları çok tercih etmiyoruz, başka neleri iyi yaptığına ve çözdüğüne bakıyoruz. İş hayatında hangi kademede olduğumuzdan bağımsız, merak ettiğimiz, öğrendiğimiz ve parçası olduğumuz uğraşların olması, bence iş ve özel hayatımızı çok olumlu etkiliyor.
Genelde etrafımda olmasından keyif aldığım insanlar, işin dışında başka alanlarda tutkulu ve cömert olan insanlar. Yıllardır çevremde birlikte çalıştığım veya arkadaşlık yaptığım insanları, farklı özelliklere sahip oldukları için seçtiğimi görüyorum. Çevremizdekileri, işinde çok iyi sonuçlar alıyor veya çok hırslı, en üst seviyelere hızlı gelen insanlar olduğu için tutmuyoruz. Farklı alanlarda ilgisi olan, kendine ve topluma fayda sağlayan insanlar hem işte hem özel hayatımızda bize ve işimize daha çok değer katıyor.
Son yıllarda beraber çalıştığım hatta yeni tanıştığım ve iyi anlaştığım insanlardan duyduğum iş dışı uğraşlara örnekler vermek gerekirse;
-Yaz başında üniversiteden mezun olup, bir bankada işe başlayan genç arkadaşın en büyük merakı, NBA oyuncularının tüm istatistik bilgilerini takip etmek, hayali ileride bu işi yapan az sayıda şirkette işe girmek,
-Geleceği şekillendiren teknolojileri öğrenmek ve kullanmak için kendini geliştiren yönetici ve öğrenci arkadaşlar, kripto ve AI gibi,
-Üst düzey pazarlama pozisyonunda çalışan bir arkadaşım ise, iş dışındaki tüm zamanını botanik çizimi gibi zor ve zahmetli bir konuya ayırmış durumda, aylardır bu konuda dersler alıyor ve çalışmalar yapıyor,
-Hem gençlerde hem de üst düzeylerde farklı şekillerde girişimlerle birlikte çalışma, mentorluk yapma ve yatırımcı olarak, ekosistemin içinde olma tutkusunun her geçen gün arttığını gözlemliyorum.
-Gönüllülük işleri de çevremde son yıllarda büyük bir artış gösteriyor. Geçen hafta tanıştığım bir İnsan Kaynakları direktörünün uzun dönem yaratıcı drama eğitimleri aldığını ve köydeki öğrencilere drama eğitimleri verdiğini duyunca ayrı bir sevindim.
-Dün akşam tanıştığım bir satış profesyonelinin ise en büyük tutkusunun, hem yurt içi hem de yurt dışı motor sürücülerini ve rutlarını her gün en az 1 saat stalkladığını ve ismen hepsini takip ettiğini öğrendim.
-Spor sanırım özellikle en yaygın uğraşlardan biri, hem kişisel olarak yapmak hem de takım olarak takipçisi olmak gibi.
-Yine kültür ve sanat, merak ve takip listelerinin başında geliyor. İş hayatındayken drama ve oyunculuk eğitimleri alıp ya da çok yakından takip edip, iş hayatını bitirdikten sonra oyun yazarlığı ve tiyatro yapımcılığı yapan yakın arkadaşlarım var.
-Yine son yıllarda açılan yeni müze ve sergilerle çağdaş sanatla ilgilenen ve bu konuda eğitimler alan hatta değerleme yapacak kadar konuya hakim olan insanlar var çevremde.
-İş hayatının içindeyken ya da çıktıktan sonra ilk aklımıza gelen konulardan biri de tarım. Zeytin ve zeytin yağı konusu sanırım en çok ilgi çeken işlerden biri. Bu konuda da kendini geliştiren, çalışırken arazi alıp zeytin, ceviz, badem ağaçları ekerek hasat yapıp hatta işten sonra işe dönüştürenler oldu.
-Tarih ve doğa yürüyüşleri benim de sevdiğim bir alan. Biz her sene başka bir bölge seçip, gitmeden 6 ay önce tarihini, kültürünü çalışmaya başlayıp ve güzel bir rut hazırlayıp yaklaşık 10 senedir bu yürüyüşleri küçük bir ekiple tekrarlıyoruz. Bazen sadece 10 günlük yürüyüşler olurken, bazen de hedeflediğimiz tarihi yerleri görmek için uzun seyahatler yapıyoruz. Az bilinen ama çok eski tarihe sahip olan bölgelerde hem yürüyüp hem de tarih bilgimizi artırıyoruz.
-Son yıllarda, kişisel gelişim ve koçluk alanındaki eğitimlere katılımların (çok fazla) arttığını gözlemliyorum. Hem kişisel gelişimine fayda sağlamak hem de B planı hazırlamak isteyenler için popüler bir yolculuk.
-Yine bana iş hayatında günü unutmak için yardımcı olan ve keyif almamı sağlayan işlerin başında yemek yapma ve aşçılık merakım var. Dünya mutfakları konusunda araştırmalar yaptıran, gittiğim her yerde farklı mutfakları denememi sağlayan da bu merakım oldu. Bu konuda ileride başka iş kapıları açabilir. İş dünyasından çıkıp eğitimler aldıktan sonra iyi işler çıkaran şefler tanıyorum.
-Veteriner olarak hayatına devam eden yeğenimin 10’lu yaşlardan beri en büyük tutkusu, kelebek türlerini öğrenmek ve koleksiyonunu yapmak. Dünyada hangi kelebeğin nerede yetiştiğini, latince isimlerini, ezbere bilmekle kalmayıp, doğru zamanlarda otostopla değişik şehirlere ve ülkelere giderek kelebeklerin yaşadığı bölgelere gidip onları gözlemlemesi, bana hep keşke biz çalışanlarda işimizi böyle büyük tutkularla yapabilsek dedirtmiştir.
İster gönüllülük, ister girişim, ister koleksiyon, ister kültür ve sanat, ister spor dalları, ister kişisel gelişim alanlarına meraklı olalım, bu meraklar hem bizi, hem çevremizi hem de işimizi olumlu etkiliyor.
Özetle bana iş dışında bulaştığım bu farklı ve güzel işlerin katkıları şöyle oldu;
-yeni insanlarla tanışıyorum ve ufkum genişliyor,
-her sabah daha mutlu ve bir amaçla kalkıyorum,
-işten daha büyük ve heyecanlı bir dünyanın kapılarını açıyor,
-her gün düşünce ve davranış şeklimi değiştiriyor,
-gelecek için kurduğum hayallerimi çeşitlendiriyor,
-hatta belki de gelecekte yapacağım işleri bulduruyor,
-gençleri ve benden farklı düşüncede olanları daha iyi anlamamı sağlıyor,
-toplum için faydalı işler yapmak iyi geliyor,
-önyargılarımdan kurtarıyor,
-kendime ve dünyaya güvenimi artıyor,
– iş dışı zamanlarda işi düşünmemi engelliyor,
-belki de en önemlisi, umudumu canlı tutuyor,
Atladığım, unuttuğum, yazmadığım onlarca yüzlerce merak konusu vardır eminim. Yazı yazmak, podcast yapmak, mentorluk yapmak, mahalleyi yeşillendirmek gibi.
En önemli soru, sadece işe gitmek ve iş konuşmak için mi yaşamak istiyoruz. Dışarda neler var ve beni hangisi heyecanlandıracak? Bulmak çok zor değil.
Sadece sokağa çıkmanız, yeni insanlarla tanışmanız ve denemeniz yeterli.
21 Kasım 2024 - Risk al, duvara tosla ve Deli Dumrul ol
18 Kasım 2024 - Sana mı kaldı? Üstüne vazife olmayan işlere girme
14 Kasım 2024 - Kurumsal dünyadan yeni dünyaya geçiş atlasım
11 Kasım 2024 - Otostopçunun Galaksi Rehberi: En son ne zaman ilk defa yeni bir şey yaptın?
Tuğrul Ağırbaş Kimdir?
30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.
Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.
İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.
Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.
Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.
İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.
Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.
2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.
Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.