İmamoğlu’ndan Kurum’a ‘köfteci’ yanıtı: Her yediği köftede İstanbul seçimini hatırlayacak
Ortak demek, belli bir amaç doğrultusunda hareket etmek, birlikte çalışmak, düşünmek ve üretmek demektir. En güzeli de seçtiğiniz kafa ya da iş ortaklarınızla ‘hayal ortağı’da olmak.
Hayalinizi hayata geçirmek için ‘kafa ortak’larınızı bulmaya başlayın.
Ortaklık kelimesi yıllarca bana iş dünyasını hatırlattı. Hatta daha çok kötü giden ve batan işlerden sonra biten arkadaşlıkları. Uzun zamandır listemde olan ama yeni fırsat bularak izlediğim BlackBerry filmindeki İstanbul doğumlu Mihalis ve Douglas adlı iki arkadaş ve kurucunun hazin ayrılış hikayesi gibi.
Zaman geçtikçe ortaklık kelimesini daha çok sevmeye ve kullanmaya başladım. Aslında ortak olmak için arada iş ya da para alışverişi olmasına gerek olmadığına kanaat getirdim.
Aslında geriye dönüp baktığımda ilkokuldan beri tanıştığım yüzlerce arkadaştan bugüne az sayıda insan taşıdığımızı görüyorum. Yani her arkadaşımız dost veya ortak olmuyor, olamıyor. Sürekli tanışıp sonrasında kafamızda eleme işlemi yapıyoruz.
Dün yine öyle günlerden biriydi, otuz seneden fazla görev yaptığım kurumdan bile en fazla beş veya altı dostla görüşmeye devam ediyorum. Araya başka işler, ülkeler, ekipler girse bile o kurulan dostluk ve ortaklık ne olursa olsun bozulmuyor. Aynısını yaşadık, üç arkadaş sohbete otuz sene öncesinden başlayıp günümüze kadar getirdik.
Kurumsalda çalışırken kendime koyduğum bariyerler yüzünden çok da yeni dert ‘ortaklar’ı edinememiştim.
Ama yıllarca çalıştığım ve danıştığım bir koçum oldu. Hala da en çok danıştığım, yürüyüşlere çıktığım kafa ortaklarımdan biri o. Demek istediğim şu, dostlukların illa ki on yıllık, otuz yıllık olması gerekmiyor. Genelde kırk yıllık arkadaşım veya ilkokul birden beri arkadaşız demekten çok keyif alırız. Ama unutmamak lazım ki yeni başlayan dostluk ve ortaklıklar da hayatlarımızda çok fazla etki yaratıyor.
Ortaklık konusuna geri dönersek, en son bir yerlerden arakladığım ve çok sevdiğim tanım ‘kafa ortağı’.
İlla sermaye ortağı olmamıza gerek yok, ama ‘kafa ortak’larımız olursa kurumsalda veya kendi işinizde hayat kolaylaşabilir. Kolaylaşmak doğru tanım olmaz, kişisel amaçlarımıza ulaşırken fikirlerimize ortak ve eyleme geçerken destek bulmak paha biçilemez.
İnsan hayatının her döneminde akıl soracağı, fikir paylaşacağı dostlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç kafamız çalıştığı müddetçe bitmez. Bazen işimizle, bazen çocuğumuzla bazen de finansal meselelerimizle alakalı akıl almaya ihtiyaç duyarız. Bazen de uzman olduğumuz alanlarda fikir alışverişinde bulunmak ve insanlara destek olmak ruhumuzu besler.
İşte bu anlarda yanımızda kafa ortaklarımız yada akıl ortaklarımızın olması çok önemlidir.
Adı üstünde ortaklık, sadece isteyerek ve sorduklarımızın cevaplarını alarak, oradan uzaklaşıp bir sonraki ihtiyacımız ortaya çıkana kadar aramamaktan bahsetmiyoruz. Kafa ortağımızın ihtiyaç ve dertlerini çözmek için biz de her zaman hazır olmalıyız. İş dünyasındaki iş ortaklarından farkı biraz burada. İş dünyasındaki iş ortaklarımız bizim meselelerimizi çözmek için oradalar ve bunun için maaş alırlar.
Özellikle iş hayatında son yıllarda danışmanlık firmalarından başlayan ve globalden mahalle şirketlerine kadar yayılan ‘çözüm ortağı, iş ortağı’ gibi tanımlar türedi.
Oysa gerçek hayatta kafa ortaklığı için ücret alınmaz, iki taraf da birbirlerinin sorunlarını çözmek için vardır. Bir çeşit yazısız anlaşma gibi.
Ya da ortaklık kelimesini evliliklerimiz için de kullanabiliriz, hayat arkadaşı gibi hayat ortağı. Yine birbirimiz için elimizden gelen her şeyi yapma, birbirimizin sorunlarını paylaşma ve çözme, üstelik istersek ömür boyu.
Ortaklık olabilmesi için ‘çözüm insanı’ olmak önemli, sorun çözen ve işi ortada bırakmayan, sündürmeyen, ortaya cevaplar vermeyen. Net, anlaşılır ve eyleme geçilebilir insanlardan seçeriz ortaklarımızı. En azından benim seçtiklerim bu kafada olanlar. Diğer kafada olanlar beni daha çok yoruyor ve enerjimi alıyor.
Kafa ortağından benim anladığım çözüm insanı olmak, sorunları ve meseleleri çözen bir kafada olmak. Eyleme geçmek konusunda hazır olmak. Hatta bu ortaklıklarda soru veya cümlenin sonu gelmeden nasıl bitireceğini tahmin bile mümkün olabiliyor.
İster iş ortağımız olsun, ister kafa ortağımız, isterse hayat ortağımız, bize çok benzemesine de gerek yok. Birbirimizde eksik olanı tamamlamak, farklılıklardan öğrenmek için daha faydalı olacaktır.
Ortaklık ciddi bir konu, başından sonuna kadar birine ortak diyebilmek için tüm testlerden geçmemiz gerekiyor. Deneme sürüşleri, farklı konularda görüşlerinizi paylaşma, sık ve odaklı konularda bir araya gelerek birbirinizi iyi anlamak ve sonra karar vermek önemli. Bizim Zeynep’le olduğu gibi iş ortaklığına da dönebilir. Dönerse de harika olur. O zaman iş ortağınız kafa ortağınız da oluyor. Sadece iş ile alakalı değil, çocuğunuzla ilgili başınız sıkıştığında da, aile büyükleri ile ilgili bir konu olduğunda da ilk arayacağınız kişi yine ortağınız olabiliyor.
İyi ortakların kapısı size hep açıktır, başınız sıkıştığında her zaman kapısını çalabildiğiniz insanlardır.
Konuyu tam bilmese bile kafasındaki ipuçlarından bir şeyler üretendir, sana sorduğu sorularla cevabı sana buldurandır. Kafanın karışıklığını ve kafandaki sisi ortadan kaldırandır. Doğru düşünmeni ve doğru adımlar atmanı harekete geçirendir. Her zaman etrafınızda olması gerekenlerdir.
İyi özellikleri çoktur, sadece işin ve fikrin değil, kalplerin de baş tacıdır (Antakyalıların en sevdiğim sevgi ifadesi). Sadece işe ve konuya hakimiyeti için değil, insanlar inandıkları, sevdikleri ve en çok da güvendikleri için birlikte olmak isterler. O yüzden ortaklık yapmak istersiniz, iş dışında da birlikte vakit geçirirsiniz. İşte veya şirkette iseniz, onunla çalışmak için onun ekibine ya da projesine katılmak istersiniz.
Örgütleyici, bütünleştirici, toparlayıcıdırlar. İnsanları bir araya getirir, beklenmedik insanlardan işler yaratır, kimsenin el atmadığı işlere kendi el atar. Meraklıdır, çalışkandır, durmayı bilmez. Bir dostta, arkadaşta, iş arkadaşında olması gereken tüm özellikler kafa veya akıl ortağınızda toplanmıştır.
Ortak demek, belli bir amaç doğrultusunda hareket etmek, birlikte çalışmak, düşünmek ve üretmek demektir. En güzeli de seçtiğiniz kafa ya da iş ortaklarınızla ‘hayal ortağı’da olmak.
Birlikte hayal kurmak ve hayalinizi hayata geçirmek için kafa ortaklarınızı aramaktan vazgeçmeyin.
Çok uzakta olamazlar.
16 Aralık 2024 - Böyle geleceksen bana gelme 2025!
12 Aralık 2024 - Zorunda mıyım?
9 Aralık 2024 - İşimizi sizden mi öğreneceğiz gençler?
5 Aralık 2024 - Orta yaş bunalımı ve bitmeyen kariyer kaygımız
Tuğrul Ağırbaş Kimdir?
30 yılı aşkın süre ile Türkiye, Rusya ve CIS ülkelerinde FMCG alanında değişik görevler alan Tuğrul Ağırbaş, son 20 yıldır Efes’in global marka olma, satınalma ve birleşme projeleri ve yeni pazarlara giriş işlerini yürüten ekipte, büyüme odaklı projelere liderlik yapmıştır.
Pertevniyal Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Tuğrul Ağırbaş öğrenim hayatı boyunca Kapalıçarşı’da değişik alanlarda çalışarak, ticareti ve tüketici davranışlarını öğrenme şansına sahip oldu.
İş hayatına 1990 yılına Anadolu Efes’te Pazarlama uzmanı olarak başlayan Ağırbaş, sırasıyla Proje Geliştirme, Satış ve Pazarlama’da görev aldıktan sonra, son olarak da değişik ülkelerde 16 yıl boyunca Genel Müdürlük görevlerini sürdürdü.
Anadolu Efes’in Rusya operayonunu 10 yıl boyunca yönetti ve dünyanın en büyük bira pazarlarından biri olan Rusya’da satınalma ve birleşmelerle firma pazar payını ikinciliğe taşıyan ekibe liderlik yaptı. Türkiye,Rusya ve çalıştığı diğer ülkelerde büyüme odağıyla çok sayıda yeniliği ve markayı tüketicisiyle buluşturdu.
Efes Türkiye Genel Müdürlük görevini yürüttüğü dönemde ise, marka ve kurumun topluma katkısını büyütme amaçlı, pazarı büyütmeye yönelik, bira kültürü oluşturma ve inovasyon, kültür, sanat, turizm ve spor alanında çok sayıda projeye öncülük etmiş ve tüm paydaşlara katkı sağlayan stratejileri hayata geçirmiştir.
İnovasyon ve yeni ürünlerin hem hızını artırma hem de etkisini büyütme amaçlı, inovasyon ve kurum içi girişimcilik çalışmalarını yapılandırarak ve ekosistemdeki çok sayıda girişimle işbirliği kurarak, Efes’in Start-Up dostu şirket olması yönünde çalışmalara öncülük etmiştir.
Halen çalışmalarını yurtiçi ve yurtdışı şirket ve girişimlere danışmanlık ve üst düzey yöneticilere koçluk yaparak sürdürmekte olan Ağırbaş, Türkiye’de kurumsal şirketlerin, girişimci kurumlara dönüşmesi vizyonu ile 2018’de kurulan ‘ Girişimci Kurumlar Platformu’nun danışma kurulu üyesi ve başkanıdır.
2022 sonunda, ortağı Zeynep Kurmuş ile birlikte, 40+ yaş ve kurumsal deneyimi olanlar için, birikmiş deneyim ve tecrübelerin yeni işlere ve girişimlere dönüşmesini sağlayan, üretim ve paketleme kampı Genwise girişimini hayata geçirmiştir.
Köylerde, çocuktan başlayarak tüm topluma yayılacak yenilikçi bir eğitim anlayışını hayata geçirmek için 2016’da kurulan Köy Okulları Değişim Ağı- KODA’nın yönetim kurulunda görev almaktadır.