Emre Mor ‘Alioski ile evlenirim’ espirisinden pişman oldu
Fenerbahçe yöneticileri, 4 Nisan 2015'te sarı lacivertlilerin otobüsüne yapılan saldırıya karıştıkları iddia ettikleri iki kişinin HTS kayıtları, silah ve birçok delil olmasına rağmen peşinin bırakıldığı iddia etti. Hak ihlali nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını açıkladı.
4 Nisan 2015… Fenerbahçe, Rizespor deplasmanından 5 gollü galibiyet almış, otobüsle Trabzon Havalimanı’na doğru gidiyordu. Sürmene yolunda Fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı yapıldı. Otobüs camı paramparça olurken, şoför ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Otobüsün kurşunlandığı yer bir viyadüktü. Sürücü, aldığı yaraya rağmen canı pahasına otobüsü yolda tutmayı becerdi, büyük bir trajedinin önüne geçti. Olayın üzerinden 8 yıl geçti. Saldırının failleri bulunmadı.
Saldırının yıl dönümünde Fenerbahçe yöneticileri Fethi Pekin, Can Gebetaş ve kulübün avukatı İrfan Coşkun söz konusu saldırı ve savcılığın yaptığı soruşturma konusunda Fenerbahçe TV’ye açıklamalarda bulundu. Yöneticiler ve avukat Coşkun’un söyledikleri özetle şöyle…
– Bugün 4 Nisan 2015 saldırısıyla ilgili yeni bir sürecin ilk adımı. Ateşi bugün yakıyoruz. Bunun devamı da gelecek. Başkan Ali Koç nezdinde de gelecek, devam ettireceğiz.
– Bu eylemi gerçekleştirenler kadar adli yargıda, idari tarafta ve sportif alanda da bu olayın üstünün kapatılmasına sebep olanlar da bu eylemi gerçekleştirenler kadar suçludur.
– Kamuoyu bilgisinin aksine dosya kapsamında eylemi gerçekleştirenlerin kimler olduğu, nasıl gerçekleştirdikleri, eylemi gerçekleştirirken hangi aşamalardan geçtikleri konusunda herhangi bir eksiklik yok. Tümü tespit edilmiş vaziyette ama son kararlar bunun aksini gösteriyor. Dosya içerisinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri 2 asli, 3 adet de tali olarak değerlendirebileceğimiz şüpheli tespit ediyorlar.Bunları da HTS kayıtlarıyla ve yan delillerle birlikte dosyaya ekliyorlar.
– 10 Nisan 2015 tarihinde soruşturma savcılığı ve kolluk kuvvetleri bir fezleke hazırlanıyor. Fezlekede şüphelilerin tespit edildiği ve bu şüphelilerin adam öldürmeye teşebbüs suçunu işlediklerini tespit ediyor ve buna istinaden 2 asli şüpheli tutuklanma talebiyle Sulh ve Ceza Hakimliğine sevk ediliyor. Dosyaya müdahale bu aşamadan itibaren başlıyor. Bununla da kalmıyor dosyaya gizlilik kararı veriliyor. Suçtan zarar görenler, o anda otobüsün içinde bulunan şahıslar da dahil olmak üzere hiç kimse dosyadaki gelişmelerden haberdar olmuyor. Dosyaya giren delil ve belgelerden haberdar olmayacak. Ne zamana kadar, soruşturma sonuna kadar. Bizim dosyamızda da tutuklama talebinin reddi ile gizlilik kararı oluşturuluyor. Dosyaya erişim engelleniyor.
– Tutuklama talebinin ret kararını veren ilgili Sulh ve Ceza Mahkemesi hakimi 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kanun hükmünde kararname ile ihraç edildi ve örgüt üyeliğinden tutuklanarak yargılama sonrasında hapis cezası aldı.
– Gizlilik kararı sebebiyle kulübümüz dosyaya müdahil olamadı. Dosyadaki gelişmelerden hiçbir şekilde haberdar edilmedik. Gizlilik kararından 4 ay sonra bir başka savcının yazdığı yazıda fail veya faillere ait iz ve emare tespit edilemediğinden şüpheli şahıslarla ilgili soruşturmaya devam edildiği yazıyor. Gizlilik kararı ile birlikte dosyanın seyri değişmeye başlıyor. 2020’de takipsizlik kararı veriliyor. Biz takipsizlik kararından sonra müdahil olduk.
– Takipsizlik kararıyla birlikte Fenerbahçe’nin tamamıyla hukuki alanını daraltmaya, hatta bırakın daraltmayı tamamen hukuki alanını yok etmeye yönelik bir hamle yapılıyor. Emsallerde gizlilik kararı olan dosyalar var, olmayan var ama en azından beklenti gizlilik kararıyla birlikte iddianamenin hazırlanıp yargılama sürecine geçilmesiydi. Takipsizlik kararı başlı başına skandal, hukuki bir garabet.
– Olayda toplanan deliller, elde edilen veriler, HTS kayıtları, şüphelilerin çelişkili ifadeleri, fezlekeyi doğruladığı halde takipsizlik kararı veriliyor. Biz takipsizlik kararıyla birlikte tekrar dosyaya müdahil olabildik ve dosyayı incelediğimiz zaman aslında ilk bir haftalık süreçten sonra dosya üzerinde hiçbir çalışma yapılmadığını gördük. Hiçbir yeni delil toplanmadı. Hiçbir yeni ifade alınmadı. Gizlilik kararı ile takipsizlik kararı arasında geçen 5.5 yıllık sürede hiçbir yeni işlemin yapılmadığını gözlemledik. Savcılık şüphelilerin lehine ya da aleyhine hiçbir yeni işlem yapmamış. Buna rağmen ilk fezlekenin tümüyle tersi bir karar vererek, takipsizlik kararı vermiş.Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nün yazılı evrakı bulunurken, yine soruşturma aşamasında fezleke, tutuklanma talepleri vaken hiçbir yeni delil, bilgi gelmeden takipsizlik kararı veriliyor.
– Dosyayı incelediğimizde takım otobüsünün Rize’den hareketi ile birlikte eylemi kurgulayanların harekete geçtiğini, otobüsle hareket eden bir grubun olduğunu yine eylemin gerçekleştiği alanda bekleyen bir grubun olduğunu açıkça dosya içerisindeki verilerden görmekteyiz. (Çaykur Rize Stadı ile Trabzon arasındaki mesafe haritası ekrana getiriliyor) İtiraz dilekçesine bunu bir simülasyon olarak sunduk, dosyaya. Bu haritalarda takım otobüsü ile birlikte hareket eden şüphelilerin baz istasyonlarından aldıkları sinyallere göre bulundukları aşamaları yani otobüsün hareketinden itibaren ve bu andan itibaren olayın oluş saatine kadar geldiği noktaları tek tek gösterdik ve izah ettik. Bizim dilekçemizde hangi kayıtların hangi dakikada hangi konumdayken konuştuğunu burada tespit etmiştik.
– Burada iki tane şüpheli var. Bunlardan bir tanesi Rizespor maçının ardından takım otobüsümüzün Rize’den Trabzon’a hareket ettiği an itibarıyla otobüsümüzü takip ettiğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var. İkincisinin de olay yerinde beklediğine dair HTS kayıtlarında güçlü emareler var ve bu ikisi, bu yolculuk esnasında ki az önce ekrana gelen haritadaki uçlar arasındaki 35-40 dakikalık yolculuk sürecinde defalarca telefonla yaptıkları görüşmeler sabit bir şekilde görünüyor. İki şüpheliden birisi takipte, birisi olay yerinde beklemede ve olaya iki dakika kala 22.16 civarında bu iki şüpheli arasında 3 ayrı görüşme oluyor. Şüpheliler arasındaki görüşmenin olay yerine yakın bir yerde gerçekleştirildiği baz istasyonundan alınan frekanslardan tespiti yapılıyor.
– Bunun haricinde elimizde ne var? Olayda kullanılan tüfek. Tüfek olay mahalline 200 metre mesafede bulunmuştu. Bu tüfekle ilgili de ilginç bir durum var. Şüphelilerden bir tanesinin daha önceki sosyal medya paylaşımlarında bu tüfeğe benzer bir tüfekle paylaşımlarının olduğu emniyet mensupları tarafından tespit ediliyor. Ama savcılık ne hikmetse bunun üzerinde de bir araştırma yapmıyor.
– Bu dosyadaki açık hak ihlalleri sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne müracaat ettik ve değerlendirme devam ediyor. Aynı zamanda bu süreç hakkında çizdiğimiz yol haritası kapsamında atılacak olan adımlarımızla ilgili diğer müracaatlarımız da hazırlanmış ve bir kısmı yapılmıştır. Bunların içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil olmak üzere birçok adım atılacaktır. Yine mevcut ve yürüyen bir tazminat sürecinde İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı sürece dahil edildi. O süreç de ayrıca devam etmektedir.
– En kısa zamanda Ankara’da bazı ziyaretler yapmayı planlıyoruz. Üst düzey yetkililerle görüşmeler yapacağız. Burada bir garabet var. Eminim onların da konuya bizler tarafından bir daha duyduktan sonra daha farklı bakacağına inanıyorum. Dediğim gibi diğer hukuki aksiyonlar da alındıkça bir araya geleceğiz. Özellikle Başkanımız bu noktada konuyla çok yakından ilgilendiği için o da yakından takip edecek. Muhtemelen bir sonraki aşamada ziyaretlerimizi başkanımızla birlikte yapacağız. Fezlekede her şey belli. Bu işte savsaklama mı dersiniz, iş bilmezlik mi dersiniz, kasıt mı dersiniz bilmiyorum ama onlar da ortaya çıkacaktır. Ama bir yanlışlık olduğu kesin ve net.