Ukrayna savaşı Sudan’a sıçramış: Ukraynalı askerler Wagner avında
Sudan'da fiilen devlet başkanlığı yapan General Abdulfettah Burhan önderliğindeki silahlı kuvvetler ile Hızlı Destek Güçleri adındaki paramiliter grup arasında çatışmalar başladı. Çatışmaların ilk gününde 56 kişi hayatını kaybederken, 595 kişi ise yaralandı.
Sudan’ın başkenti Hartum’un dört bir yanında cumartesi günü başlayan silah sesleri ve patlamalar, ülkeyi 30 yıl boyunca otokratik bir şekilde yöneten Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir’i devirmek için 2019’da sokaklara dökülen Sudanlıların devrim umudunu yerle bir etti.
General Abdulfettah Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Dagalo önderliğindeki Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında patlak veren bu çatışmalar, sadece 18 ay önce askeri darbeyle iktidarı ele geçirmek için bir araya gelen iki liderin arasında son aylarda yükselen gerilimin bir yansıması.
İki taraf arasındaki son gerginlik RSF’nin silahlı kuvvetlere nasıl entegre edileceği ve demokrasiye giriş sürecini hangi makamın denetleyeceği konusundaki anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Dagalo’ya göre ordu safları hâlâ demokrasi sürecini baltalayacak otokrasi yanlılarıyla dolu.
Sudanlı Doktorlar Merkez Komitesi ülke genelinde yaşanan çatışmalarda en az 56 sivilin öldüğünü ve 595 kişinin yaralandığını bildiriyor. Yaralananlar arasında sivillerin olup olmadığı ise belirtilmiyor. Ateşi ilk kimin açtığı da bilinmiyor, taraflar bu konuda birbirlerini suçluyor.
RSF başkent, kuzeydeki Merowe şehri, El Fasher ve Batı Darfur eyaletindeki başkanlık sarayını, ordu komutanlığı konutunu, devlet televizyon istasyonunu ve havaalanlarını ele geçirdiğini iddia etse de ordu bu iddiaları yalanlıyor.
Ordunun Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, RSF dağılmadığı müddetçe müzakere masasına oturulmayacağı vurgulandı. 100 bin kişilik bir askeri güce sahip olduğu tahmin edilen paramiliter örgütün lideri Dagalo ise Burhan’ı ‘suçlu’ ve ‘yalancı’ olarak itham ederek, çatışmaların devam edeceğinin sinyalini verdi.
Başta Türkiye olmak üzere ABD, Rusya, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği, Afrika Birliği ve Arap Birliği gibi uluslararası güçler, çatışmaların derhal sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Suudi, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlarının telefon görüşmesi yaptığı ve demokrasiye geçişle ilgili çerçeve anlaşmaya geri dönülmesi konusunda hemfikir oldukları söylenildi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de el Burhan ve Dagolo ile görüştüğü, diyaloğa geri dönülmesini talep ettiği bildirildi.
Çad, Sudan sınırını kapatırken, Etiyopya ve Kenya da itidal çağrısında bulundu. Öte yandan Suudi Arabistan havayollarına ait bir uçağın, Hartum havaalanında ateş altına alındığı ve havayolu şirketinin Sudan’a giden ve Sudan’dan gelen uçuşlarını askıya aldığı ifade edildi.
Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi, Sudan’a dışarıdan yapılacak bir müdahaleyi kesinlikle reddettiklerini, böyle bir müdahalenin olmasının ülkedeki durumu daha da karmaşık bir hale getireceğini söyledi.
Öte yandan BM Dünya Gıda Programı’nın (WFP) üç mensubunun çatışmalar sırasında hayatını kaybetmesi sonucu, gıda ajansının Sudan’daki faaliyetlerini geçici süreliğine durdurduğu bildirildi.
Yüzölçümü bakımından Afrika’nın üçüncü büyük ülkesi olan Sudan, 45 milyondan fazla nüfusuyla Mısır’ın hemen güneyinde stratejik bir noktada yer alıyor. Arap Birliği üyesi olan Sudan, son yıllarda Rusya ile Batı arasındaki güç mücadelesinde kritik bir nokta haline de geldi.
Rus paralı asker örgütü Wagner, Sudan ordusunu desteklemek için ülkeye ekipler gönderdi. Ayrıca orada büyük bir altın madeni işletiyor. Kremlin, Rus savaş gemilerinin Kızıldeniz kıyı şeridindeki limanlara yanaşması için de Sudan’a baskı uyguluyor.
Sudan’ın Türkiye için de önemi büyük. Daha 3 ay önce Sanayi Bakanlığı’na bağlı KOSGEB finansmanıyla 18 Türk firması, tohum, traktör ve tarım aletleri konusunda El Cezire’de işletme ve alan incelemelerinde bulundu. Bu kapsamda TakyaKa Genel Sekreteri Mahmut Şahin, bölgede ayçiçeği ve tohumun üretimiyle ilgili anlaşmalar yaptıklarını ve yine aynı bölgeye kurdukları traktör fabrikasının haziran ayında üretime geçmeyi planladığını aktarmıştı.
Peki zamanında El Beşir’e karşı birlik olan ve şu andaki çatışmanın başını çeken Dagalo ve El Burhan kim, gelin hep beraber kısaca bir göz atalım.
Dagalo, deve ticareti yapan bir kabilenin şefinin yeğeni. Okulu üçüncü sınıfta bırakmış, sonra da deve tüccarı olmuş. Dagalo hakkındaki en bilindik hikaye yaşadığı kabilenin olduğu bölgede çıkan çatışmalarda ailesinden 60 kişinin ölmesi ve develerinin yağmalanması sonucu silahlanarak Cancavid milislerine katılmış olması.
Cancavid’de başarılı olup yükseldikçe El Beşir’in dikkatini çekmiş ve kısa sürede de komutan olmuş. Cancavidler 2003 yılında Darfur’da yönetime karşı ayaklanmaya başlayan Arap olmayan halkla savaştı. İnsan hakları örgütleri, Darfur’daki çatışmalar boyunca Cancavid’i cinayet, tecavüz ve işkence dahil olmak üzere pek çok savaş suçu işlemekle suçladı.
RSF, 2013 yılında Dagalo öncülüğünde kuruldu. El Beşir’in ve Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi’nin gözetimi altında Cancavid’dekileri de buraya katarak yeni bir güç oluşturdu. El Beşir yönetiminde tabiri caizse ekmek elden su gölden yaşayan Dagalo, bunlara rağmen 2019’daki darbede rol oynadı. El Beşir’e ihaneti kendisinin yararına oldu. Zira Sudanlı lider ve diğer üst düzey yöneticiler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde insanlığa karşı suç işlemekten ve soykırımdan yargılanırken, Dagalo’ya karşı herhangi bir suçlama yöneltilmedi.
El Burhan ise 2019 yılında daha fazla askeri eğitim almak için Ürdün ve Mısır’a gitmiş ve Şubat 2018’de Sudan ordusunun genelkurmay başkanı olmuşu. Darbenin yapıldığı Nisan 2019’da El Burhan ordu genel müfettişiydi, Sudan’ın en kıdemli üçüncü generali unvanını taşıyordu. El Beşir sonrası yönetimin nasıl olacağı tartışılırken Askeri Geçiş Konseyi’nin (TMC) başına El Burhan getirildi. Birkaç ay sonra da uluslararası baskıların bir sonucu olarak TMC yerine bu yıl yapılması beklenen seçimler için bir sivil-asker ortaklığı olan Egemen Konsey (SC) kuruldu.
SC’nin de başkanı olan El Burhan, ülkedeki sivil demokrasi yanlısı güçlerle birlikte çalışarak fiili devlet başkanı oldu. Ne var ki 2021 yılında bir darbe yaparak iktidarı ele geçirdi ve Sudan’ın kısa ömürlü demokrasi denemesi de raydan çıkmış oldu.