Antalya ‘Dişi Fatih Terim’ Selen Erdem’le yolları ayırdı
Fatih Terim, Arda Turan, Emre Belezoğlu gibi isimleri 80 milyon dolar dolandırdığı iddia edilen Seçil Erzan'ın öyküsü 2011 yılında sevgilisinden aldığı borç parayı borsada batırmasıyla başlamış. Eski sevgilisinin borcunu ödemek için kurduğu saadet zincirindeki ilk büyük meblağı Terim vermiş
Denizbank’ın bir şubesinde müdür olarak görev yapan Seçil Erzan’ın futbolcular başta olmak üzere birçok ismi 80 milyon dolar dolandırdığı iddiası gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Büyük yankı yaratan bu dolandırıcılık öyküsü 2011 yılında başladı.
Seçil Erzan 2011 yılında o dönemki sevgilisinden aldığı 800 bin lira ile borsaya girdi. Borsada yatırdığı borç parayı kaybeden Seçil Erzan, eski sevgilisinden aldığı bu borcu ödemek için önce yakın çevresinden borç almaya başladı. Ancak bu borç sürecini döndüremeyen Seçil Erzan bir çıkış yolu aradı ve buldu: Özel kapalı fon!
Yazdığı senaryoda büyük kar getirisi olduğunu söylediği bu fona önce yakın çevresini dahil etti. Kendisine verilen paralarla bir döngü kurdu ve sistem bozulana kadar da sorunsuz işliyordu.
Ancak para aldığı kişilere daha çok kazandırmak ve sistemin dönmesi için daha yüksek paralara ihtiyacı vardı. Bunun için de en iyi kapı Galatasaray’dı. 2010 yılında Denizbank’ın Florya Şube Müdürü iken Galatasaray’ın teknik ekibi ve oyuncularıyla aralarında bir güven ilişkisi kuruldu. Bu özel fon meselesini 4 yıl önce ilk olarak Fatih Terim’e açtı. Fatih Terim kabul ederek iddiaya göre ilk başta 1.5 milyon dolar parayı Seçil Erzan’a verdi. Süreç sorunsuz işliyordu.
Para verenler para kazanıyorlardı. Fatih Terim’den sonra Galatasaraylı futbolcular da Seçil Erzan’a para verdiler.
Sistemin döngüsü ise basitti. Kar payı olarak alacaklılara verilen para örneğin şöyle dağıtılıyordu:
Fatih Terim’den aldığı parayı, kar olarak Arda Turan’a, Arda Turan’dan aldığı parayı, kar olarak başka bir isme veriyordu. Büyük karlar kazanma ümidiyle Seçil Erzan’a verilen milyonlarca dolar çantalarla banka şubesi içinde teslim ediliyordu. Şube müdürü olduğu içinde çantalarla verilen bu paralar dikkat çekmiyordu.
Güzel bir kar getirisi olduğu için saadet zinciri giderek genişledi ve dönen para iddia makamına göre 80 milyon dolara kadar çıktı.
Öte yandan bu saadet zincirinde mağdurların önemli bir bölümü belli bir süre iyi para kazandılar. Milyonlarca dolarla oynayan Seçil Erzan da sadet zincirinin saadetini sürdü. Seçil Erzan bu süreçte lüks ve bolluk içinde bir hayat yaşadı.
Ancak her saadet zincirinde olduğu gibi sistem tıkandı. Parasını yatıranlara kar payları ödenmemeye, ana parayı çekmek isteyenlere bahaneler bulunarak paraları verilmemeye başlandı.
Seçil Erzan yıllardır kurduğu tezgahı artık sürüdüremiyordu. En son 2022 yılında bir iş insanından aldığı 3.5 milyon dolar ortalığı karıştırdı. Vadesinde kar payını alamayan iş insanı Seçil Erzan’ı sıkıştırmaya başladı. İş insanının iddiasına göre Seçil Erzan parasını daha hızlı alabilmesi için 1.5 milyon dolar daha istedi. İş insanı bunu da verdi. Seçil Erzan bu iş insanına Deniz Bank antetli kağıtla aldığı para tutarlarının yazılı olduğu bir kağıt gönderdi. Ancak iş insanını bu da tatmin etmeyince savcılığa başvurdu.
Diğer alacaklılar da Seçil Erzan’dan sürekli vadesi gelen kar paylarını istiyorlardı. Seçil Erzan hepsine değişik bahaneler söylüyordu. Bu son sürecin son kurbanı ise Emre Belözoğlu oldu.
Bundan yaklaşık bir buçuk ay önce Seçil Erzan’a daha iyi para kazanmak için 4.2 milyon dolar para verdi. Ancak ana parasını da kaybeden mağdurlar arasına girdi.
Süreç artık içinden çıkılamaz bir hal aldı. Seçil Erzan panik halindeydi. Denizbank yönetimine durumu iletti. Tutuklanmasından iki hafta önce bankanın teftiş kurulu olayı soruşturmaya başladı. Bankanın teftiş kurulu için ilk öncelik bu para alışverişinde banka sisteminin kullanılıp, kullanılmadığıydı. Bankanın kullanılması durumunda daha büyük bir olayın patlak vermesi kaçınılmaz olacaktı. Teftiş kurulu Seçil Erzan tarafından alınan bu paralar da banka üzerinden bir işlem yapılmadığını tespit etti. Seçil Erzan’ın gözaltına alınmasından sonra da teftiş kurulu raporunu soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Yılmaz’a sundu. Basında 80 milyon dolarlık vurgun olarak geçen bu olayla ilgili birçok belirsizlik hala devam ediyor. Dava sürecinin ilerlemesiyle birlikte sürecin karanlık noktaları da aydınlanacak.
Banka ise tüm kamera kayıtlarının incelendiğini ve para dolu çantaların şubede teslim edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığını ifade ediyor.
Bir diğer itiraz ise şube müdiresinin lüks hayat yaşadığına ilişkin. Edinilen bilgiye göre Seçil Erzan’ın evinin ipotekli bulunuyor.
Bu arada ulaştığımız kaynaklar soruşturmanın Seçil Erzan’ın şikâyetiyle değil mağdurlardan birinin bir cuma akşamı yaptığı başvuru üzerine başladığını belirterek ‘Hafta sonu teftiş yapıldı ve ardından da pazartesi sabahı Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruldu” dedi.