Aziz Yıldırım: Uğur Dündar’ı istifaya davet ediyorum!
Itoudis yönetiminde yeniden yapılanan Fenerbahçe, Euroleague'de normal sezonu birinci bitiren Olympiakos engelini aşamadı. Ancak sakatlara, aksiliklere karşın verilen mücadele umut verdi. İlk düğmeyi doğru ilikleyen sarı lacivertliler kadroya doğru eklemelerle geleceğe damga vurabilir.
İnişler, çıkışlar, beklentiler, eleştiriler ve daha nicesi… Fenerbahçe’nin bir sezonuna herhangi bir Euroleague takımının başına gelebilecek neredeyse her şey sığdı. Transfer edilen yıldızdan alınamayan verimden, sezon ortasında yapılan flaş yıldız transferine kadar her şeyi yaşayan takım, çeyrek final serisini son maça kadar taşımayı başardı. Dimitris Itoudis projesinin ilk yılında olan Fenerbahçe adına hedef tanımı sezon boyunca tam anlamıyla yapılamadı. Ancak şartlar, yaşananlar ve yolun başındaki beklentiler göz önüne alındığında bu sezonu tanımlayacak tek kelime ‘başarı’ olur.
Fenerbahçe sezona ilk 10 maçının 9’unu kazanarak başladı. Bu süreçte neredeyse her parçasından verim alan sarı-lacivertlilerde özellikle Johnathan Motley ve Nick Calathes’in performansları göz dolduruyordu. Motley’nin bu girişi, Jan Vesely’nin gidişi sonrası yüreklere su serpti. Itoudis projesinin ilk sezonunda motoru soğumak bilmeyen, mücadeleci, iyi bitirici bir uzun alabilmiş olmak mükemmeldi. Onun performansı yanıltıcı değildi belki ancak Nick Calathes’in üç sayı yüzdesi göz boyuyordu.
Calathes, sezonun ilk 17 maçında 46’da 20 üçlük attı. Fenerbahçe’nin düşüşe geçtiği ve liderlikten son olarak 8.’liğe kadar düştüğü sezonun son 17 maçlık bölümünde ise Yunan gard 57’de 15’le üçlük attı. Fenerbahçe, Calathes’in üçlük denemediği iki play-off maçını kazandı ancak bir tane dahi üçlük denemesinde bulunduğu her maçı kaybederek Olympiakos’a elendi.
Sezon ortasında başlayan şutu olmayan gard sorunu, flaş Tyler Dorsey transferiyle çözülmeye çalışıldı. Ancak hem oyuncunun sakatlığı hem de Wilbekin’in sakatlıkları sezon sonunda Fenerbahçe’yi 8. sıradan kurtaramadı. Sezon boyunca takıma bir türlü adapte edilemeyen Carsen Edwards’ın patlayıcılığı, en kritik anda, Olympiakos serisinin ikinci maçında kendini gösterdi ancak Carsen’dan sezon boyu alınamayan verim belki de Fenerbahçe’nin lidere karşı play-off oynamasına sebep oldu. Kısacası Fenerbahçe’nin yanıltıcı başlangıcı, bilhassa kısa rotasyonunda gün yüzüne çıkması işten olmayan gerçeklerin görülmesiyle anlamını kaybetti.
Evet Motley transferi Avrupa’da sezonun transferlerinden biriydi. Peki ya gerisi? Tonye Jekiri kasık ameliyatıyla iki ay sahalardan uzak kaldı. O süreç için transfer edilen Kostas Antetokounmpo neredeyse daha Jekiri dönmeden rotasyon dışı kalmıştı. Takımın en çok kazananlarından, hücumda iyi bir pasör ve şut silahı Devin Booker, sahada olduğu her an rakip gardların hedeflediği savunma zaaflarına sahipti. Oyuncu sezon sonunda sakatlığa kurban giden isimlerden biri oldu. Ancak en büyük hayal kırıklığı kuşkusuz Nemanja Bjelica’ydı. NBA’de şampiyon olduktan sonra Avrupa’ya dönen oyuncu bir türlü sağlığına kavuşamadı. Şutu olan ve oyun kurabilen hatta ribaunt alıp top getirebilen nitelikteki Bjelica’nın sağlıklı hali, Fenerbahçe’nin hücumuna birden fazla boyut katacaktı, olmadı. Sarı-lacivertliler toplamda hemen hemen 2.5 milyon Euro maaşı olan iki uzununun birinden play-offta diğerinden sezon boyu hiç yararlanamadı.
Fenerbahçe, iki kanadı Nigel Hayes-Davis ve Dysahwn Pierre’le Euroleague’e damga vurdu. Nigel, Olympiakos serisinde 200 dakikanın yaklaşık 188’inde sahada kaldı. Oyuncu, Barcelona’dan düşüş yaşayarak ayrılmıştı. Fenerbahçe’ye transferi benim gibi bazılarını Dyshawn’ın süresinden çalma ihtimaliyle korkuttu. Ancak Itoudis’in ilk sezondaki en büyük başarılarından biri ikiliden aldığı verim oldu. Savunmada 1’den 5’e her pozisyonun karşısında kalan ikili, hücumda sırtı dönük oyunlarıyla rakiplerinin başlarını ağrıttı. Fenerbahçe, uzun vadede kullanabileceği iki öldürücü silah elde etti.
Fenerbahçe’de gelecek adına yapılması gerekenleri Olympiakos maçı ardından Marko Guduric dile getirdi. Rakip Olympuakos’un 3 yıldır birbiriyle oynadığına vurgu yapan (geçen sezondan temelde tek farkları Isaiah Canaan-Tyler Dorsey değişikliği) Marko, benzer şeyi kendilerinin de yapmaları gerektiğini söyledi. Guduric, “Uzun süre bu yapıyı korumalı ve üstüne eklemeler yapmalıyız. 2-3 yıl sonra şampiyon olacak seviyeye gelebilecek bir takımız” dedi.
Obradovic projesi, ikinci senesinde dörtlü final yapmış, dördüncü sene şampiyon olmuştu. Itoudis projesi ilk senesinde dörtlü final yapmaya bir galibiyet uzaklıktaydı. Kostas Sloukas’ın yıkıcı son saniye üçlüğü olmasa belki de şu an Kaunas senaryoları yazan taraf sarı-lacivertliler olacaktı. Aynı Marko’nun da dediği gibi, Fenerbahçe doğru yolda olduğunu, bunca çetrefilli yoldan geçilen sezonda dörtlü finalden yalnızca bir maç uzakta kalarak kanıtlamış oldu.
Sezon başı medya gününde Fenerbahçe Genel Menajeri Derya Yannier’e, o dönemin taze EuroLeague yönetiminin, ligdeki düşük gelirlere ne gibi çözümler getirmeyi planladığını sormuştum. Derya Bey, henüz görüşmediklerini ancak bu projenin uzun vadeli bir proje olduğunu ve uzun yıllar içinde kazancın son derece yüksek şekilde kasaya gireceğini belirtti.
Olympiakos serisinde ve sezon boyunca birçok farklı maçta gördüklerim bunun tersini kanıtlar nitelikteydi. Sadece tartışmalı hakem kararları değil, Ali Koç’un lazerle Fenerbahçe benchini ve arkasını rahatsız eden Olympiakos taraftarlarını uyarması için salon görevlileriyle münakaşa yaşamasına gerek kalması dahi bir şeylerin asla değişmediğini gösteriyor. Zira 2016 finalinde de dönemin başkanı Aziz Yıldırım benzer münakaşayı, sahadaki oyuncu Nikola Kalinic’e müdahale eden CSKA Moskova başkanıyla yaşamış, yetkililer duruma müdahale etmekte yetersiz kalmıştı.
EuroLeague’in organizasyonel boyutta yaşadığı sıkıntılar, hakem kalitesine, dolayısıyla sahada oynanan basketbolun ritmine kadar yansıyor. Olympiakos lehine beşinci maçın bilhassa ilk yarısında çıkan kolay düdükler bir yana, Avrupa basketbolunun kimliğine aykırı yönetimler artarsa, NBA fersah fersah gerisinde olan bu organizasyon, ürünün kalitesini hiçbir zaman geliştiremeyecek. Bu arada salı akşamı oynanan maçın, ESPN uygulaması tarafından yayın hakları alındıktan sonra Amerikalı izleyiciyle buluşan ilk Euroleague maçı olduğunu da hatırlatalım.
Kısacası Fenerbahçe Beko, taraftarı ve kendisi adına son derece yorucu bir Euroleague sezonunu geride bıraktı. Play-off’ta 8. sıraya düşülmüş normal sezonun ardından play-off serisini yeniden Pire’ye götürmek dahi, uzun vadeli ve başarılarla dolu olma potansiyeli gösteren Dimitris Itoudis projesinin ilk yılı adına son derece yeterli. Şimdi, Marko Guduric’in söylediklerini uygulama vakti…