Depremde yakınları ‘kayboldu’, bayramda ziyaret edebilecekleri bir mezar bile yok: ‘Unutulduk’
Kahramanmaraş depremlerinde yakınlarını kaybedenler hâlâ yas tutuyor. Yakınları kaybolanlar ise çocuklarını, torunlarını, eşlerini, kardeşlerini aramaya devam ediyor. Rönesans Rezidans enkazında bulunamayan 55 kişinin fotoğrafı ise acılı bir annenin evinin önüne pankart oldu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde, Hatay’ın Antakya ilçesindeki Rönesans Rezidans da yıkıldı. Uzmanlardan oluşan bilirkişi heyeti, yıkımın nedenleriyle ilgili düşük kalitede beton kullanılması, inşa sürecindeki hatalı işlemler gibi gerekçeleri raporladı. ‘Cennetten bir köşe’ sloganı ile daireleri satılan rezidansta yüzlerce kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi enkazdan çıkamadı. Çocuğu ve torunları hâlâ kayıp olan Suna Öztürk ise en sonunda evinin önüne çaresizliğin pankartını astı.
Depreme, rezidansın A2 blokunda yakalanan özel eğitim öğretmeni Tuğba Koşar ile 2 çocuğu Mustafa Kemal ile Mehmet Akif’ten de haber alınamadı. Tuğba’nın annesi Suna Öztürk, kızı ile torunlarının da aralarında olduğu kayıp 55 kişinin ismi ile fotoğraflarının yer aldığı bir pankart yaptırıp, Aksaray’daki evinin önüne astı.
Suna Öztürk, “Depremi televizyondan öğrendikten sonra hemen kızımı aradım ama ulaşamadım. Bunun üzerine polis olan damadımı aradım. Trafik nedeniyle eve doğru koştuğunu ve arayacağını söyledi. Yarım saat sonra evin yıkıldığını haber verdi. Aksaray’dan yola çıktık, gittiğimizde enkazla karşılaştık. Sonra yangın çıktı ve 2 gün kendiliğinden yandı. Hiç kimse enkaza yaklaşamadı.
Yanacak bir şey kalmayınca yangın kendiliğinden söndü. Yanmış cesetler çıktı. Tanımaya çalıştım tanıyamadım. Enkaz kaldırıldı. Daha sonra tüm cesetlere baktım. ‘DNA işlemi yapılıyor, bekleyin’ diyorlar.
Sağlıklı bir şekilde haber alamıyoruz. Mezarlıklara, hastanelere baktık ama eşleşme yok, ulaşamıyoruz. Belki birileri görür, bize yardımcı olur diye evin önüne kendilerinden haber alınamayan 55 kişinin pankartını yaptırıp, astım. Ancak hiçbir bilgi yok. Hiç kimse için bir gelişme yok. Sanki herkesin üzerinde ölü toprağı var gibi. Seçimlerden sonra Meclise gideceğim. Mitinglere de balkonuma astığım pankartın küçüğünü yaptırıp, götürüyorum” dedi.
Rönesans Rezidans’a hiçbir zaman güvenmediğinin altını çizen Öztürk, “Çocuğumu çok zor okuttum. Eşim pazarcıydı. Evde salça yapıp, sattım. Fitrelerle, zekatlarla büyüttüm. Kızım doğum yaptığında 6 ay yanında kalmıştım. Garaja girip, çıktığımda kolonların döküldüğünü fark ettiğim için kızıma taşınması gerektiğini söylüyordum. Yangın merdiveni olmadığını, herhangi bir durumda itfaiyenin giremeyeceğini söylüyordum. Bir an önce enkazın taranmasını ve kayıplarımızın bulunmasını istiyoruz” diye konuştu.