İstanbul Barosu seçimine İstiklal Marşı krizi damga vurdu: Adaylar kim, vaatleri ne?
9 milyon 900 bin seçmenin bulunduğu Yunanistan dün yüzde 48,76'lık bir katılım oranıyla sandığa gitti. Tren faciası ve dinleme skandalının büyük yankı uyandırdığı ülkede sandığa giden seçmenler, bir kez daha Kiryakos Miçotakis'i seçti. Ancak Miçotakis'in partisi çoğunluğu sağlayamadı.
Erken parlamento seçimlerine giden Yunanistan’da sandıktan mevcut Başbakan Kiryakos Miçotakis çıktı. Miçotakis partisinin büyük zaferini ‘siyasi bir deprem’ olarak yorumladı. İçişleri Bakanlığı 9 milyon 900 bin seçmenin bulunduğu Yunanistan’da genel seçimlere katılım oranının yüzde 48,76 olduğunu açıkladı.
Merkez sağ Yeni Demokrasi (YDP), oyların yaklaşık yüzde 41’ini alarak mecliste çoğunluğu yakalamakta beş sandalye eksik kaldı. Merkez soldaki Syriza ise YDP’nin 20 puan gerisinde kalarak yüzde 21’de kaldı. Aslında Miçotakis’in seçimi kazanması zaten yapılan anketlerde de bekleniyordu. Ancak alacağı yüzdelik oranın 32.5 olacağı tahmin ediliyordu. Yine anketlere göre Aleksis Çipras’ın partisi Syriza’nın yüzde 26 alacağı öngörülüyordu. Anketlerde arada sadece 6,5 puan farkı vardı.
Seçim kampanyaları şubat ayında meydana gelen ve çoğu öğrenci 57 kişinin ölümüne neden olan tren faciasının gölgesinde gerçekleşti. Muhalefet partileri bu felaketi, yıllarda süren ekonomik kriz ve yetersiz yatırımların bir sonucu olan ‘işlevsiz bir devletin’ belirtisi olarak yorumladı.
BBC’ye demeç veren 47 yaşındaki Giorgos Adamopoulos’un açıklamaları ise ilginç. Yunanistan’ın daha iyi bir siyaset şeklini hak ettiğini söyleyen Adamopoulos, yine de dört yıllık başbakanlık döneminden sonra Miçotakis’in performansından etkilendiğini söyleyerek ona oy verdiğini belirtti.
Yunanistan’da mecliste 151 sandalyeyi kazanan parti tek başına iktidar olabiliyor. Hiçbir parti bu 151 milletvekili sayısına ulaşamazsa cumhurbaşkanı en çok oyu olan parti liderini hükümeti kurmak üzere görevlendiriyor ki burada da Miçotakis en çok oyu alan lider olduğu için hükümeti kurabilir. Miçotakis tek başına iktidar olmak istiyorsa ikinci kez seçime gitmesi gerekiyor.
Seçim sonrası açıklamalarında koalisyon seçeneğine karşı çıkan Miçotakis, Yunanistan’ın istikrarını ve tahvillerinin yatırım yapılabilir seviyeye geri dönmesini sağlamak için güçlü bir hükümete ihtiyacı olduğunu söyledi. 2009-2018 mali krizini hatırlatan Miçotakis, ikinci bir seçime gitmenin kendisi için uygun olacağını ancak gerekirse üçüncü bir seçimin de söz konusu olabileceğini belirtti. Miçotakis’in bu açıklamaları hükümeti başka bir partiyle paylaşmak istemediğini açık bir şekilde gösteriyor.
Seçimin en büyük kazananlarından biri de Syriza’nın oylarının yüzde 12’sini alan sosyalist rakibi Pasok oldu. Miçotakis, bu açıklamalarına rağmen koalisyon görüşmelerine başlamaya karar verirse Pasok en olası parti olacak.
Ancak yine de bunun pek olası olmadığının altını çizelim. Zira sosyalist lider Nikos Androulakis de geçen yıl patlak veren dinleme skandalının hedefindeki siyasetçilerden biriydi. Bu skandal sebebiyle Miçotakis’in özel kalem müdürü olarak çalışan yeğeni istifa etmek zorunda kaldı. Androulakis ise Miçotakis’in dinleme skandalından haberdar olduğuna inanıyor.
Olası yeni seçim haziran sonu ya da temmuz başında ve yeni bir seçim sistemiyle yapılacak.
Eski bir banka yöneticisi olan 55 yaşındaki Miçotakis, aynı zamanda Harvard mezunu. Miçotakis ailesinin en az üç kuşak siyasetçi yetiştirdiğini söylemek mümkün.
Zira Miçotakis’in babası YDP’nin eski lideriydi ve 1989-1992 yılları arasında başbakanlık yapmıştı, ablası ise YDP hükümetlerinde 2006-2009 yılları arasında dışişleri bakanlığı görevinde yer almıştı. Son olarak yeğeni Kostas Bakoyanni de Atina belediye başkanlığına seçildi ve eylülde göreve başlayacak.
Miçotakis 2016’dan bu yana YDP’nin liderliğini yaparak, partiyi reform ve iş dünyası yanlısı bir politikayla siyasi merkeze yaklaştırdı. 2019’da başbakan seçilen Miçotakis döneminde patlak veren Covid-19 pandemisinde 6 milyon 44 bin 517 kişi hastalığa yakalanmış ve bunlardan 36,863’ü hayatını kaybetmişti. Başbakanlığı döneminde dinleme skandalı ile tren felaketi ülke çapında protestolara yol açmıştı.