Çin’de kaybolan kaybolana: Şi Cinping kendi ordusuna neden güvenmiyor?
ABD Hazine Bakanlığı, Aralık 2022'ye kadar son bir yılda Çin’in de aralarında olduğu hiçbir büyük ticaret ortağının haksız ihracat avantajı için parasının değerini düşük tutmadığını açıkladı
ABD Hazine Bakanlığı’nın “ABD’nin Başlıca Ticari Ortaklarının Makroekonomik ve Döviz Politikaları Raporu”nda, ABD mal ve hizmet ticaretinin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan başlıca ticaret ortaklarının Aralık 2022’ye kadar son bir yılda ülkeye yaptıkları ihracatta haksız rekabet üstünlüğü elde etmek için kendi ulusal para birimlerinin değerini dolar karşısında manipülatif olarak düşük tuttuklarına ilişkin belirtiye rastlanmadığı ifade edildi.
ABD Hazinesi’ne göre başlıca ticaret ortakları arasında bulunan Çin, Güney Kore, Almanya, Malezya, Singapur, İsviçre ve Tayvan para birimi uygulamalarına ve makroekonomik politikalarına yakından dikkat edilmesi gereken başlıca ticaret ortaklarının bulunduğu 7 ülkelik ‘izleme listesi’nde yer alıyor.
Hazine’nin raporunda, İsviçre’nin Aralık 2022’de sona eren bir yıl boyunca ilgili yasa kapsamında gelişmiş analiz için 3 eşikten birini aştığının belirlendiği ve tüm eşik değerlerin altına indiği ortaya çıkıncaya kadar da İsviçre’nin analizinin yapılmaya devam edileceği aktarıldı.
Açıklamada ayrıca Hazine’nin İsviçre makamlarının dış dengesizliklerinin altında yatan nedenleri ele almaya yönelik politika seçeneklerini tartışmak üzere ülke ile güçlendirilmiş ikili ilişkisini sürdüreceği vurgulandı.
Raporda ABD’nin geçmişte sıkça manipülasyonla ve ihracatta rekabet avantajı elde etmek için yuanın değerini düşük tutmakla suçladığı Çin’e şeffaflığı artırma çağrısı tekrarlandı. Hazine dış ticarette ABD’ye karşı 400 milyar dolar fazla verdiği, döviz işlemlerindeki yetersiz şeffaflık ve piyasaya yaptığı müdahalelere ilişkin verileri açıklamadığı için Çin’in izleme listesinde tutulduğunu ifade etti. Ancak Hazine yetkilileri Çin’in geçen yıl yuanı zayıf tutmak için piyasalara yoğun müdahalesi bulunmadığını düşündüklerini söylediler.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, konuya ilişkin son rapor sırasında küresel ekonominin pek çok kişinin tahmin ettiğinden daha dirençli olduğunu kanıtladığını ifade ederek, “Bununla birlikte, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, görünüm üzerinde ağırlık oluşturmaya devam ediyor ve enerji ve gıda güvensizliğini artırıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Yellen, farklı büyüme ve enflasyon görünümlerinin, ülkeler arasında faiz oranı farklılıkları, ticaret haddi şokları ve uzun vadeli büyüme beklentileri gibi temel unsurlarla birleştiğinde para birimleri üzerinde büyük etkilere sahip olan bir dizi politika eylemine yol açtığına işaret etti.
Geçen yıl ABD ticaret ortaklarının döviz müdahalelerinin çoğunun, para birimlerini güçlendirmeye hizmet eden eylemler olan dolar satışı şeklinde olduğunu anlatan Yellen, “Hazine, ülkelerin para birimi uygulamaları ve politika ayarlarıyla bunların güçlü, sürdürülebilir ve dengeli küresel büyüme ile tutarlılığı konusunda tetikte olmaya devam ediyor” dedi.
Kur manipülatörlüğü kavgası en çok Çin ile ABD arasında çıkıyordu. ABD “kur manipülasyonu” ifadesini, bir ülkenin kendi para birimine Amerikan doları karşısında bilinçli bir şekilde değer kaybettirmek suretiyle uluslararası ticarette haksız bir avantaj sağlaması anlamında kullanıyor.
İki ülke arasındaki kavga genelde ABD’nin Çin’in ihraç ettiği mallara ek gümrük vergisi koymasından sonra başlıyor. ABD Çin’in para birimi Yuan’ın çeşitli yöntemlerle değer kaybetmesini sağlayarak ihraç mallarının ucuzlattığını ve gümrük vergilerinin etkilerini yok ettiğini öne sürüyor.
ABD, Çin’i daha önce 1994’te Bill Clinton döneminde yine “kur manipülasyonuyla” suçlamıştı. Son olarak da 2019’da Başkan Trump’ın 300 milyar dolar değerinde Çin ithal ürünü için yüzde 10 ek gümrük vergisi koymasından sonra ABD, Yuan’a kendi ifadesiyle ‘değer kaybettirilmesinin” ardından sonra Pekin’i kur manipülatörü ilan etmişti.