Kılıçdaroğlu’ndan vekillere rest: Bundan sonra müsaade etmem!
İmamoğlu’nun değişim konusunda Kılıçdaroğlu'na yönelik "Bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor" diyerek sürenin dolduğunu işaret ettiği gün, Kılıçdaroğlu “Ekrem İmamoğlu görevine devam edecektir. Tartışma bitmiştir” dedi.
CHP’de değişim rüzgarı, fırtınaya dönüştü; polemikler ulu orta yapılmaya başlandı.
Olası bir değişimde adı genel başkan adaylığı konusunda en çok geçen isim olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün kararlılığının altını çizen konuşmalar yaparken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da adeta O’nun ismini eleyen açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Tele1’de ‘Gündem Özel’ programına konuk oldu. CHP lideri gazeteciler Merdan Yanardağ, Evren Özalkuş ve Zeynel Lüle’nin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Bu kadar kirli bir seçim kampanyası bizim cumhuriyet tarihinde olmamıştır. Yani yalan, sahtekarlık üzerine bir kampanya hiç olmadı. Sahtekarlık yapan, montaj videolarına sığınan cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturamaz. Ben bunları söyledim. Öncelikle Saray’ın ahlaki meşruiyeti sorgulanması gerekir dedim. Medya bunu tartışmadı. Niye tartışılmıyor? Bunun ahlaki zeminde tartışılması gerekmiyor mu? Yasal olarak YSK kararıyla kazanmış olabilirler mi? Ama bu kazanmanın arkasında ahlak, adalet yoktur. Devletin valisi, jandarmasını, komutanını yanına alacaksınız; köy köy Erdoğan’ın bildirisini dağıtır mı ya? Hangi gerekçeyle bu tartışılmıyor mu? Eğer gazeteciler, toplum bunu tartışmıyorsa ahlaksızlığa prim verilmiş olur. Verilen de odur.”
“Gazeteciliğin etik kurallarını benden iyi bilirsiniz. Yeni Şafak diye bir gazete 3 milyon liradan fazla parayı Erdoğan harcadı. Allah aşkına siz benim için bu kadar parayı harcadınız mı? Yeni Şafak gazetecilik mi yapıyor, tetikçilik mi yapıyor? Gazetecilik yapmıyorsanız ahlaksızlık yapıyorsunuz? Açıklasınlar 3 milyon TL’yi nereden buldunuz? Mehmet Şimşek’e çağrı yaptım; Yeni Şafak o parayı nereden aldı, nerelere harcadılar? Facebook yayınladı, biz de oradan öğreniyoruz. ‘Dile getirmediniz’ diyorlar bir de… Bize destek verdiği söylenen TV kanalları neden bunları konuşmuyorlar?”
“Değişime en açık parti CHP’dir. Şimdi için değil tarih boyunca böyleydi. Bütün değişimin önünü açacağız eve dönüşümün de önünü açacağız. Cumhuriyet Halk Partisi elbet değişecek. Tek kişiyle olmaz. Hukuki zeminde olur. Kurultay olur, adaylar çıkar. Kim eleştiriyorsa kimsenin sözünü kesmem çünkü eleştirinin bu parti için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ancak bu parti disiplini çerçevesinde olur. Biz sosyal demokrat partisiyiz, biz ötekileştirilenin partisiyiz, biz halkta hiçbir ayrım yapmayan bir partiyiz. Biz vatansever bir partiyiz.”
(İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’în de dile getirdiği ‘parti sağa kaydı’ eleştirisine ilişkin) “Biz sosyal demokrat partiyiz, biz ötekileştirilenin partisiyiz, biz halkta hiçbir ayrım yapmayan bir partiyiz. Biz vatansever bir partiyiz. Biz sadece CHP’lilerin hakkını savunan parti değiliz. Biz sıradan parti değiliz. Parti nereye kaydı? Ben işçileri, taşeronları savunmadım mı? Onların hakkını başka kim savundu? Parti hiçbir yere kaymadı. Can Atalay’ın, düşünce suçlusu diye tanımlanan tutsakların, tutuklu avukatların partisiyiz. Onların da hakkını da savunanların partisiyiz. Biz Sinan Ateş’in de, eşi ve çocukları öldürülen Emine Şenyaşar’ı da savunan bir partiyiz. Herkes kendi penceresinden ‘yok sağa kaydı’, ‘yok şuraya kaydı…’ Bunlar günlük kaygılar… İnanca, yaşam tarzına ve etnik kökenine müdahale varsa onu savunmak benim görevim.”
“Biz elimizden geldiği kadar mücadele ettik. 4+4+4 geçerken Meclis’teki mücadeleyi en çok CHP verdi. Başka hangi parti bunun mücadelesini verdi. Yine suçlanan biz olduk. Çünkü en rahat eleştirilen parti biziz. Zaten anlayamadığım da bu. Parçaya bakılıyor ama bütüne bakılmıyor. Biz Milli Eğitim Bakanlığı’nı da eleştiriyoruz. Bakanlık, milli değil. Boğaziçi’ni görüyorsunuz nerede bir çapsız varsa Boğaziçi’nde artık. Eğitim sisteminden AKP seçmeni de rahatsız.”
“Herkes cumhurbaşkanı adayı olabilir. Ekrem Bey de aday olabilir. Şirketler ayrıdır. Partiler ayrıdır. Ekrem Bey elbet de aday olabilir, başarılı bir isimdir. Son seçimler biz 22 ilçeyi aldı. O ilçeler ve İBB Meclisi alınır. Ama ben asla ve asla halkın oylarıyla alınmış bir belediyeyi AKP’ye teslim etmem! Yani Ekrem İmamoğlu görevine devam edecektir… Tartışma bitmiştir. Önümüze bakacağız.
AK Partili kadınlar pazarlara çıkıp, başörtülü kadınlara hakaret ettiler. Bunu hazır olan kameralar yakaladı. ‘Siz bizi mahvediyorsunuz’ diye hakaretler yağdırdılar. Bunu yapan AK Partili kadınlardı. Başörtülü kadınlara yaptılar. Başı açık kadınlar CHP’li diye hep algılanıyor, dolayısıyla öyle bir algıyı yaratmak için yaptılar. Bunu tespit ettik.”
“Büyük bir başarısızlık asla yok. Parti çalıştı, belli bir çizgiyi yakaladı. Başka belediyeleri de kazanacağız. Kimsenin gereksiz tartışmalarla partinin enerjisini tüketmesini istemiyorum. AK Partili kadınlar pazarlara çıkıp, başörtülü kadınlara hakaret ettiler. Bunu hazır olan kameralar yakaladı. ‘Siz bizi mahvediyorsunuz’ diye hakaretler yağdırdılar. Bunu yapan AK Partili kadınlardı. Başörtülü kadınlara yaptılar. Başı açık kadınlar CHP’li diye hep algılanıyor, dolayısıyla öyle bir algıyı yaratmak için yaptılar. Bunu tespit ettik. Ama kimsenin gereksiz yere partinin enerjisini tüketmesini istemiyorum. Biz mücadele edeceğiz ve bunu yapmak zorundayız. Bu mücadele demokrasi meselesidir. Tartışmaları kışkırtanlar var, o tuzağa kimsenin düşmemesini istiyorum. PM’de MYK’da rahatlıkla tartışabiliriz. Biz tek adam partisi değiliz. Kurallarını gereğini yapan bir partiyiz.
25 milyonu aşkın vatandaş demokrasiden yana, haktan yana, özgürlükten yana, gelir dağılımında, adaletten yana oy kullandı. Bu çok değerli bir rakam. Tabii onu büyütmemiz gerekiyor. Karşı taraf her türlü kirli propagandayı yaptı, ahlakı, erdemi bir tarafa attı. Ben onları sahtekarlık yapan bir insanın cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmasını doğru bulmuyorum. Bu ülkeye yazık. Bunlar bizi umutsuzluğa sürüklememeli. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Biz yine demokrasiyi savunacağız, hayatın sonu değil.”
Altılı Masa zaman zaman bazı çevrelerce eleştirildi. Aslında işin kolaycılığına kaçarsanız her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz. Ama bana bu eleştiriyi yapanlar suçumu söyleyebilirler mi? Ortak mutabakat metnini okudular mı? Oradaki demokrasi vurgusunu gördüler mi? Anayasa’da yapacağımız değişiklikleri içselleştirdiler mi? Sıradan vatandaşa söylemiyorum. Mürekkep yalamış, gazetede köşe yazısı yazan arkadaşlar bunları içselleştirdiler mi? Hayır. Oturdular masalarının başına biz CHP’yi nasıl eleştiririz diye yazdılar. Eleştiriye saygım vardır ama haklı eleştiriye. Sadece ben değil altı lidere de saygı göstermeniz lazım.
Bu ülkenin aydınlığı için, huzuru için, herkesin kazanacağı bir ortamı yaratmak için 6 değil yeri gelirse 16’lı da 26’lı da masa kurarım. İşin felsefesini anlamış değiller. Demokrasinin ne olduğunu, demokrasiyi savunmak için insanların bir araya gelmesi gerektiğini hala içselleştiremediler. Olaya bireysel pencereden bakıyorlar, ‘ben yoksam hiçbir şey yok demektir’, olmaz. Demokrasi için bir araya geleceğiz. Düne kadar kavga ettik de ne oldu? Cumhuriyet tarihinde ilk kez birbirinin rakibi olan partiler bir araya geldiler, demokrasiyi savundular.”
(HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında) “Ben hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü hapse atılmasını doğru bulmam. Düşünce şiddete dönüşmediği sürece saygı göstermelisiniz. Bunu yapmazsanız ülkenizde demokrasi olmaz. Demokrasi için en önemli unsurlardan birisi de farklı düşüncelerdir, aykırı düşüncelerdir. Her zaman saygı duymamız lazım. Dünyanın gelişmesini sağlayanlar da aykırı düşüncelerdir. Katılırsınız veya katılmazsınız saygı duymalısınız. Farklı düşünceler toplumun ilerlemesine katkı verir. Belki sıradan vatandaşımız bunu görmeyebilir ama devleti yönetmeye talip olanların bunu bilmesi lazım.”
Tartışmanın diğer tarafındaki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da dün söylemini biraz daha sertleştirip, belirginleştirdi. Değişim konusunda Kılıçdaroğlu’na yönelik “Bu haftayı önemsediğimi kendileri biliyor” diyerek sürenin dolduğunu işaret eden İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun şimdiye kadarki ‘değişim’ hamlelerinden memnuniyetsizliğini gizlemedi: “Beklentileri karşılayan bir grup toplantısı olmuş mudur ya da olmamıştır, O tabii CHP’lilerin takdiri. Ama benim beklentilerimi karşılamamıştır. Ben tamamen bir değişim sürecine talip olduğumu ve buna liderlik etmeye hazır olduğumu ifade ettiğim doğrudur. Ama bu bir süreç tarifidir kişisel bir makam tarifi değildir. Partimiz olarak ortaya koyduğumuz iki husus var MYK değişimi ve kurultay takvimi. Bu asla benim değişim ile tariflediğim sürecin yüzde 3’ü bile değil.”
İmamoğlu’nun dünkü konuşmalarını tüm ayrıntılarıyla derlediğimiz haberimizi bu linkten okuyabilirsiniz.
Kılıçdaroğlu’nun önceki gün 81 il başkanıyla buluşmasının ardından yapılan ortak metin açıklamasına dair de tartışmalar sürüyor. Özetle “değişim” kavramının kişiler bazında ele alınmaması gerektiğinin altının çizildiği ‘ortak metni’, 10Haber CHP’li il başkanlarına sordu.
10Haber’e konuşan il başkanları ortak metnin 4 kişi tarafından yazıldığı iddialarını doğruladı ve tüm il başkanlarının metne imza atmadığını söyledi.
Konuya ilişkin haberimizin detaylarını bu linkten okuyabilirsiniz.