Savaşın Türkiye’ye ödettiği bir bedel daha: Emniyet captagondaki artışı Suriye’ye bağladı
BBC Arabic ve araştırmacı gazetecilik ağı OCCRP tarafından yürütülen ortak soruşturmada milyarlarca dolarlık Captagon ticareti ile Suriye Silahlı Kuvvetleri'nin önde gelenleri ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ailesi arasında doğrudan bağlantılar olduğu ortaya çıktı.
Son yıllarda Orta Doğu’nun başına bela olan, aşırı derecede bağımlılık yapan amfetamin benzeri bir uyuşturucu türü olan Captagon’un Avrupa, Afrika ve Asya’da dolaşımda olduğu biliniyor. İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği, aralarında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iki kuzeninin de bulunduğu, Captagon ticaretine karıştıklarından şüphelenilen birtakım kişilere yaptırım uyguladı. BBC Arabic’in OCCRP ile yaptığı araştırma ise, bu listede yer alanlara ek olarak başka üst düzey Suriyeli yetkililerin de uyuşturucu ticaretine karıştığını gösteren kanıtlar buldu.
Suriye’nin güneyindeki Suweyda’da Temmuz 2022’de Suriye rejimine bağlı Raji Falhout’un karargahı başka bir grup tarafından basıldı. Baskın sırasında içinde dağıtıma hazırlanmış Captagon haplarının olduğu anlaşılan torbalar, hap basmak için kullanıldığı düşünülen makineler, Falhout’un Suriye ordusundan olduğunu gösteren bir kimlik kartı ve kilidi olmayan cep telefonu bulundu.
Telefona erişim sağlamayı başaran BBC, Falhout ile ‘Ebu Hamza’ adındaki bir Lübnanlı arasında geçen birtakım mesajlaşmalar olduğunu gördü. BBC, Ebu Hamza denen kişinin gerçek kimliğinin Hüseyin Riyad el-Faytrouni olduğunu öğrendi. Yerel gazeteciler, Ebu Hamza’nın Lübnan’da Suriye hükümetine yakın militan grup Hizbullah ile bağlantılı olduğunu söylüyor.
Esad yönetiminin 12 yıldır devam eden iç savaşında gidişatı değiştirmeye yardımcı olan Hizbullah’ın Suriye’nin her yerinde varlık gösterdiği de belirtiliyor. Uzun zamandır adı uyuşturucu kaçakçılığına karışan grup, bu suçlamaları reddediyor.
Sürgündeki bir Suriyeli gazeteci, “Hizbullah işin içinde ama üyelerinin malların taşınması ve kaçakçılığında kilit rol oynamamasına dikkat ediyor” diyor. Adını vermeyen Suriyeli askerlerden biri, aylık maaşının 60 dolardan az olduğunu, birçoklarının gelirlerini sağlamak için uyuşturucu satıcılığı yaptığını ve bunun bir rutin haline geldiğini söylüyor.
Nasıl bir yöntem izledikleri konusunda ise asker, “Üretim yerine gitmemize izin verilmezdi. Onlar bir buluşma yeri seçerdi ve biz de Hizbullah’tan malı alırdık. Yolculuğumuzu kolaylaştırmak için de Dördüncü Tümen ile koordinasyon halindeydik” dedi.
Hükümeti iç ve dış tehditlere karşı korumakla görevli elit bir birim olan Dördüncü Tümen, 2018’den bu yana Esad’ın kardeşi Mahir Esad tarafından yönetiliyor. Mahir Esad, Suriye’deki iç savaş sırasında protestoculara karşı uyguladığı şiddet nedeniyle Batı’nın yaptırımlarına maruz kalmış ve kimyasal silah kullanma iddialarıyla ilişkilendirilmişti.
Ordudan ayrılmış eski bir subay, “Suriye’deki kontrol noktalarından geçebilen tek birim olduğu için Dördüncü Tümen araçları aşırılık yanlılarını, silahları ve uyuşturucuları taşımak için kullanılmaya başladı” diye anlatıyor.
Analistler, yaptırımlar ve savaş nedeniyle ekonomisi felç olan Suriye’nin Captagon ticaretine daha bağımlı hale geldiğini söylüyor.
Esad’ın ailesinin bu işe bulaştığını gösteren başka kanıtlar da mevcut. 2021 yılında Lübnan’da ‘Captagon Kralı’ olarak adlandırılan Hasan Dakko adlı Lübnanlı-Suriyeli bir iş insanına karşı dava açıldı. Hasan, Malezya’da büyük bir uyuşturucu sevkiyatının ele geçirilmesinin ardından Captagon kaçakçılığından suçlu bulundu.
Yaklaşık 100 milyon hapı içeren sevkiyatın Suudi Arabistan’a gittiği ve buradaki piyasa değerinin 1 milyar ila 2 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu da baskını tarihin en büyük uyuşturucu operasyonlarından biri haline getirdi.
Dava kapalı kapılar ardından görülse de BBC hakimle görüştü ve kanıtların çoğunun Hasan ile bazı uyuşturucu kaçakçıları arasındaki telefon görüşmelerinden elde edildiğini öğrendi. Hasan duruşmada Captagon kaçakçılarıyla mücadele etmek için Dördüncü Tümen ile işbirliği yaptığını söylemiş ve kanıt olarak da bir Dördüncü Tümen kimliği göstermiş. Sonuç olarak Hasan suçlu bulundu ancak yargıç, Suriyeli yetkililerin bu işe karıştığına dair ellerinde kanıt olmadığını söyledi.
BBC ise 600 sayfalık dava dosyasında Hasan’ın ‘Patron’ dediği birine gönderdiği WhatsApp mesajlarının Tümgeneral Hasan Bilal’e ait olduğunu tespit etti. Bilal, Mahir Esad’ın Dördüncü Tümen’deki iki numaralı adamı. WhatsApp’ta ikili arasında geçen mesajlaşmanın, Dördüncü Tümen’in üssünün bulunduğu Sabura kasabasına ‘malların’ taşınması ve güvenlik izinlerinin yenilenmesi konularını konuştuğu bildiriliyor. BBC bahsedilen malların Captagon olduğunu düşünüyor.
Patron’un gerçekten Bilal olması halinde bu, Suriye’nin üst düzey subaylarından birinin milyarlarca dolar değerindeki Captagon ticaretiyle bağlantılı olduğunu gösterecek.
Suriye, geçen ay Arap Birliği’ne tekrar kabul edildi. Özellikle Körfez ülkelerinin Suriye’yi birliğe yeniden dahil etme amacının bölgede devam eden uyuşturucu ticaretine bir son verilmesi olduğu belirtiliyor.