Fındığı bu yıl da sıcaklar, kahverengi kokarca böceği ve mantar vurdu
Güneş yanığı acı veren kıpkırmızı bir ciltten daha fazlasıdır: Erken kırışıklıklara, cilt lekelerine ve deri kanserine neden olabilir. İyi haber şu ki güneş yanıklarını tamamen önlemek mümkün. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, sağlıklı güneşlenme kurallarını anlattı.
Uzmanlara göre güneşin zararlı etkilerinden korunmanın yolu oldukça basit: “Nasılsa şemsiye altındayım” demeden en az 15 faktörlü bir güneş kremi kullanmak ve bazı saatlerde mümkün olduğunca güneşe çıkmamak. Peki, güneş kremi seçiminde nelere dikkat edilmeli? Güneş kremi hangi sıklıkta ve miktarda sürülmeli? Güneş kremleri, D vitamini üretimini engeller mi? Güneş yanıklarının daha hızlı iyileşmesi için neler yapabiliriz? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay yanıtladı.
Güneş ışınları ne tür sorunlara yol açabilir?
Güneş ışınlarının en büyük tehlikesi deri kanseri riskinde artışa yol açması. Öyle ki cilt kanserlerinin yüzde 90’ından fazlasında güneş maruziyeti rol oynuyor. Deri kanseri genellikle sırt, yüz, dudaklar, boyun, kulaklar, saçlı deri, eller ve bacaklar olmak üzere vücudun en fazla güneş ışınlarına maruz kalan bölgelerinde ortaya çıkıyor. Güneş ışınları, kanser dışında deride lekeler oluşmasına, “foto yaşlanma” dediğimiz deride kırışıklıklara ve kaba bir görüntüye de neden oluyor. Güneş maruziyeti konusunda özellikle güneş altında çalışması gereken çiftçiler, asfalt işçileri, balıkçılar ve bronzlaşmak için saatlerce güneşlenenler risk altında. Güneş ışınlarının zararlı etkisi yalnızca deriyle sınırlı değil, gözde katarakt oluşumunu da hızlandırıyor. Ayrıca güneş gören alanlarda kızarıklık, kaşıntı, yanma gibi yakınmalarla seyreden ultraviyole alerjisine de neden olabiliyor. Güneş ışınları bazı hastalıklara iyi gelmiyor, örneğin romatizmal bağ dokusu hastalıklarının bir kısmını tetikliyor, rozase (gül hastalığı) yakınmalarını kötüleştiriyor, uçuk çıkmasını kolaylaştırıyor.
Güneş ışınlarının açık tenlilerde zararlı etkisi daha mı yoğun?
Açık tenliler, güneşte çok kolay kızaran cilde sahip olanlar, mavi ya da yeşil gözlüler, sarı ya da kızıl saçlılar, ailesinde cilt kanseri olanlar ve kenarları girintili çıkıntılı siyah renkte ya da rengi beyaza dönen benlere sahip olanlar daha fazla deri kanseri riski altında. Herkes güneş maruziyeti konusunda dikkatli olmalı ama bu risk faktörlerinden birine sahip olanların korunma önlemlerine daha fazla özen göstermesinde yarar var.
Bu arada, çocukluk ve ergenlik dönemi, güneşten yayılan ultraviyole ışınlarına maruziyet açısından kritik dönemlerdir. Güneş ışınlarının olumsuz etkileri yaşam boyu birikir ama yaşam boyu maruz kaldığımız güneş ışınlarının yüzde 80’ini, 18 yaş öncesinde alırız. Bazı çalışmalar, çocukluk ve ergenlik döneminde güneş yanığı öyküsü olanlarda en tehlikeli cilt kanseri türü olan “malign melanom” sıklığının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla “Aşırı güneşe maruz kalmak gelecekte cilt kanserine neden olabilir” bilgisi ve güneşten korunma konusunda olumlu alışkanlıklar çocuklara mutlaka aktarılmalı.
En sağlıklı güneşlenme hangi saatler arasında olur?
Saat 11.00 ile 17.00 arasında mümkün olduğu kadar güneşe çıkmamaya gayret etmeliyiz. Tabii bunu doğrudan güneş altında durmak gibi düşünmeyin. Plajda şemsiye altında olsanız da kumdan ya da sudan yansıyan güneş ışınlarına yüzde 40 oranında maruz kalırsınız. Kar tatili de güneşe maruziyet açısından risklidir: Hem kardan yansıyan ışınlar hem de yüksek rakımda olmak ultraviyole ışınlarının gücünü artırır. Saat 11.00-17.00 arası güneşe çıkmak zorundaysanız güneş koruyucusu sürmek, geniş kenarlı şapka ve büyük çerçeveli gözlük kullanmak gibi önlemler alabilirsiniz.
Ne kadar süre güneşlenebiliriz?
Süre, cildinizin tipine, kullandığınız kremin kaç faktör olduğuna ve hangi saate güneşlendiğinize göre değişir. Özellikle beyaz tenli ciltler güneşte 10 dakikada bile kızarır. Açık tenliler için 10-15 dakika, esmer tenliler için de 30 dakika gibi bir süre verebiliriz. İlk birkaç gün böyle devam edip cilt alıştıktan sonra güneşlenme süresi biraz daha artırılabilir.
Güneş koruyucumuz kaç faktör olmalı?
En az 15 faktör olması çoğu zaman yeterli. 15 faktör güneş kremi yüzde 95 oranda koruma sağlıyor. Bu oran 30 faktörde yüzde 97’ye, 50 faktörde ise yüzde 99’a çıkıyor. Güneş kreminin koruma süresi maksimum iki-üç saat olduğu için bu süre dolunca krem sürmeyi unutmamak, terleyince, deniz ya da havuza girdikten sonra tekrarlamak önemli.
Mineralli ve kimyasal güneş koruyucuları arasında ne tür farklar var, kimler hangi türde güneş koruyucusu kullanmalı?
Mineralli koruyucuların içinde bulunan çinko oksit deride bir tabaka oluşturarak ultraviyole ışınlarını yansıtır. Deride kireç gibi bir görüntüye neden oldukları için yetişkinler bu tür koruyucuları pek tercih etmez. Ama bebek ve çocuklara mineralli güneş kremi öneriyoruz. Yetişkinlerin kullandığı kimyasal güneş kremleri ise içindeki kimyasallar sayesinde güneş ışığını emerek koruma sağlar.
Peki bu kimyasallar kanser riskini artırır mı?
Onlarca yıl kullanıldığı zaman kanser yaptığı belirlenen bazı kimyasallar var ama bunların tamamı yasaklandı. Şu an piyasada bulunan güneş koruyucularının içinde kanser yapıcı kimyasallar yok. Sadece şöyle bir riskten söz edebiliriz: Kozmetiklerin içinde yer alan bazı maddeler, alerjik bünyelerde alerjiye neden olabilir.
Güneş kremini ne kadar miktarda kullanmalıyız?
Bizim parmak ucu ünitesi dediğimiz ölçü yani işaret parmağınızın uçtaki boğumuna kadar krem yüzünüz için kâfi gelir. Miktar tüm vücut için yaklaşık iki yemek kaşığı kadardır. Kremin miktarı kadar, ne zaman sürüleceği de önemli. Güneş kremini güneşe çıktığınız an değil, çıkmadan 30 dakika önce sürmelisiniz.
Bronzlaştırıcı kullanımı konusunda nelere dikkat etmeliyiz?
İki-üç faktör bronzlaştırıcılar yeterli olmaz, bronzlaştırıcılarda da en az 15 faktör kuralı geçerli. Bu arada “Ben nasılsa bronzlaştım artık koruyucu kullanmama gerek yok” demek de hatalı, bronzlaşmak bizi güneşin zararından korumaz.
Güneş kremini avokado, havuç, Hindistan cevizi yağı gibi karışımlarla evde hazırlayanlar da var. Ev yapımı güneş kremleri konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bunlar belki bronzluk sağlar, cildi nemlendirir ama güneşin zararlı ışınlarından korumaz. Bir de alerjik reaksiyonlara neden olabilirler. Açıkçası bu tür ev yapımı karışımları önermiyorum.
Güneş sonrası bakım nasıl olmalı?
Güneş, kum, tuzlu ve klorlu su derinin kurumasına, çatlamasına neden olur. Akşam evinize ya da otelinize döndükten sonra duş alıp cildinize iyi bir nemlendirici sürmeniz bakım için yeterli.
Kullanılan ilaçlar ya da kozmetikler güneş yanığı riskini artırabilir mi?
Bazı ilaçlar deriyi güneş ışığına daha hassas hale getirebilir. Bunlar arasında antibiyotikler, ibuprofen grubu ağrı kesiciler ve kolesterol ilaçlarını sayabiliriz. Alfa hidroksi asit içeren kozmetik ürünlerinde de benzer bir risk olabilir.
Güneş koruyucularının D vitamini üretimini engellediği söyleniyor, güneş koruyucu sürünce gerçekten cildimiz D vitamini sentezleyemiyor mu?
Çalışmalara göre saat 12.00 civarında kolumuzun dirsek ve el arası bölgesinin ya da bacağımızın diz ile ayak arasında kalan kısmının 30 dakika kadar güneş görmesi günlük D vitamini için yeterli. Mayo ile güneşleniyorsanız bu süre 15-20 dakikaya düşer. D vitamini konusunda çok endişelenmeye gerek yok doğrusu. Güneş kremini cildinize tamamen sürseniz, kremi sık uygulasanız bile güneş koruyucuları az da olsa ışınların derimize geçmesine izin verir, bu da D vitamini sentezi için yeterli olur.
Güneşlendikten sonra D vitamininin ciltte yapımını kesintiye uğratmamak için hemen duş alınmaması gerektiği doğru mu?
Evet, mümkünse bir-iki saat duş almamanızda yarar var. Bir de D vitamini üretimi için camın arkasından güneşlenmenin bir faydası olmaz, güneşin direkt cildinize temas etmesi gerekir.
Yazın her gün yarım saat güneşe çıkmak D vitamini depolarımızı doldurmaya yeter mi?
Bu, depolarınızın seviyesinin ne kadar olduğuna bağlı olarak değişir. Çok düşük değilse iki ay bile yeterli olur. Ama D vitamini deponuz boşalmışsa doktor kontrolünde takviye almanız gerekir.
Diyelim ki güneş koruyucusu sürmeyi unuttuk ve güneş yanığı gelişti. İyileşmeyi hızlandırmak için yapabileceğimiz şeyler var mı?
Genel olarak yanıkları yüzeyel, orta ve derin olmak üzere üçe ayırıyoruz. Yüzeyel yanıklarda deride yalnızca kızarıklık, ödem olur. Orta yanıklarda derinin üst tabakası kalkar. Derin yanıklarda ise yanık, derinin alt tabakalarına, kaslara, hatta kemiğe doğru ulaşır, bu tür yanıklar genellikle iz bırakarak iyileşir. Güneş ışınlarına bağlı oluşan yanıklar genellikle yüzeyel ve orta dereceli yanıklardır. Hafif yanıklarda cildi nemlendiren, besleyen bir losyon, ciltte kaşıntı gelişmesine, cildin soyulmasına engel olur. Biraz daha ciddi yanıklarda ilave olarak Aspirin, kaşıntı giderici losyonlar kullanılabilir. Yanık geliştikten sonra güneş durumu daha da kötüleştirir, bu nedenle daha fazla güneş maruziyetini engellemek gerekir. Bol su içmek, tazyiksiz serin bir duş almak, ardından cildi nemlendirmek, ıslatılmış havlularla deriye kompres yapmak, oda ısını düşürmek, deriyi tahriş etmeyecek hafif pamuklu giysiler giymek güneş yanıklarında alabileceğiniz diğer önlemler. Yanıkların iyileşme sürecinde çok rahatsız eden kaşıntılarda antihistamanik de kullanılabilir.
Yanık nedeniyle deride içi su dolu kabarcıkları patlatmanın sakıncası var mı?
Steril bir iğneyle kenarından patlatabilirsiniz ama üzerindeki deriyi soymaya kalkışmayın. Aksi takdirde mikrop kapabilir.
Güneş yanıkları kaç günde iyileşir?
Güneş yanıkları ilk 24 saatte zirve yapar. Hafif güneş yanıkları biraz ağrıya neden olur ve üç-beş günde geçer. Orta dereceli yanıklarda cilt kırmızı, ağrılı ve dokunulduğunda sıcaktır, bu tür yanıklar ortalama bir haftada ortadan kaybolur. Güneş yanıklarında kızarıklığın geçmesinin ardından deri pul pul dökülmeye, soyulmaya başlar, derinin soyulması günlerce sürebilir. Bu arada şiddetli yanıkların iyileşmesi iki-üç haftayı bulur.
Hangi durumlarda doktora gitmek gerekir?
Çok ağrılı, derin, iltihaplanmış güneş yanıklarında mutlaka doktora gidilmeli. Güneş yanığı güneş çarpmasıyla birlikteyse yani ateş, titreme, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler de varsa hastaya damardan sıvı verilmesi gerekli olabilir.
27 Ekim 2024 - Düşmelere dikkat! Demansın erken belirtisi olabilir
26 Ekim 2024 - Kanser ve otoimmün hastalıklarda yeni umut: CAR-T tedavisi
20 Ekim 2024 - Yenidoğan çetesi: Münferit olay mı, sistematik mi? Aileler ne yapmalı?
19 Ekim 2024 - Uykusuz her gece mi? Hafızanıza iyi gelmiyor!