Bağırsak bakterileri, tip 1 diyabetin erken teşhisinde rol oynayabilir
Kenelerden geçen Lyme hastalığınız olduğu mu söylendi? Aylardır çeşitli ilaçlar mı kullanıyorsunuz? Kötü haberi verelim: Muhtemelen Lyme hastalığınız yok. Dr. Serap Yavuz Şimşek: “Ülkemizde yalancı Lyme hastası sayısı çok fazla. MS ve otizm hastalarını bile Lyme olduklarına inandırıyorlar.”
Uzun yıllardır kronik bir şikayetinizin olduğunu varsayalım. Hadi o belirtiye de yorgunluk diyelim. Bir doktora gittiniz, bazı testler yapıldı ama belirgin bir sorun saptanmadı. Fakat belki kötü yaşam tarzınız belki kontrol edemediğiniz stres belki de psikolojik nedenlerle kendinizi hâlâ yorgun hissediyorsunuz. Ve bir gün sosyal medyada gezinirken bir doktor videosuna denk geliyor ve kenelerden geçen Lyme diye bir hastalığın varlığından haberdar oluyorsunuz. Siz videoyu dinledikçe gittikçe ikna oluyorsunuz: “Evet, bende kesin Lyme var. Yıllar önce bir kene tarafından ısırıldım, bunu fark etmedim ve bu hastalık beni yıllardır yorgunluktan yere serip duruyor!”
İsterseniz yakınma repertuvarını genişletip yorgunluk yerine, yaşadığınız herhangi bir kronik şikayeti koyabilirsiniz: Ağrı, uykusuzluk, alerji, unutkanlık, baş ağrısı, çarpıntı, göğüs ağrısı, eklem şişliği… İnternette yazılanlara bakılırsa hemen her belirti Lyme’nin işareti olabiliyor, Lyme; MS, otizm, kronik yorgunluk, depresyon, Alzheimer başta olmak üzere yüzlerce hastalığı taklit edebiliyor. Peki bazı doktorların yaşanan her yakınma için “sihirli bir yanıt” olarak sunduğu Lyme hastalığı Türkiye’de iddia edildiği kadar yaygın mı? Lyme sahiden de tespit edilmesi zor, gizemli bir hastalık mı?
İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek’e göre Türkiye’de Lyme oldukça nadir, buna karşın çok sayıda hastaya bilerek hatalı bir şekilde Lyme tanısı konuluyor. Bu hastalara son derece tuhaf, zararlı ve uzun zaman alan tedaviler uygulanıyor. Sırf birileri para kazansın diye hastalar yanlış tanı ve tedavilerle istismar ediliyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek, Lyme hastalığı hakkında yanlış bilinenleri ve hatalı uygulamaları anlattı.
Lyme nasıl bir hastalık?
Borellia bakterisini taşıyan kenelerden bulaşan bir enfeksiyon hastalığı. Lyme’nin farklı evreleri var. Erken dönemde kenenin tutunduğu yerde bir lezyon oluyor. Belli bir süre geçtikten sonra hasta, tedavi almazsa enfeksiyon vücuda yayılıp kalp, beyin-omurilik, göz gibi organlarda belirtilere yol açabiliyor. Yine tedavi edilmediğinde yıllar sonra bu sefer eklemlerde, beyinde, deride birtakım sorunlar ortaya çıkıyor. Fakat hastalığın büyük bölümü erken dönemde tanı alıyor. Lyme hastalığı gelişen hastaların yüzde 1’inden azında ileri evreye geçiş görülüyor, yani ileri evre Lyme oldukça nadir.
Hastalığı tespit etmek zor mu?
Lyme hastalığı çok fazla klinik görünüme neden olduğu için 1950’li yıllardan önce hastalığın tanısını koymak zormuş. Fakat günümüzde Lyme hastalığının hangi evrede hangi vücut bölgesini tuttuğunu gayet iyi biliyoruz.
Kene tutunan kişilerin yüzde 80’inde halka şeklinde bir kızarıklık oluyor. Öncelikle bu ilk belirtide hastaneye başvuru oranı artık çok yüksek ve hastalık modern yöntemlerle kolay bir şekilde tespit edilebiliyor. Şu anda “Lyme sıklığı çok fazla” diyenler sanki 1940’lı yıllarda yaşıyormuşuz, tanı olanaklarımız yokmuş gibi iddialarda bulunuyorlar. Dahası hâlâ eski tanı yöntemlerini kullanıyorlar. Geçersiz testlerle ne yazık ki pek çok kronik hastalığı olan hastaya yanlış bir şekilde Lyme teşhisi koyuyorlar. Bana son dönemlerde “Hayır, sen aslında MS değilsin, Lyme hastasının” denmiş üç-dört MS hastası geldi, düşünün… Sorun şu ki bu yalancı Lyme teşhisleri çok ciddi sağlık sıkıntılarına neden oluyor, tedaviler yarım bırakılıyor, hastalara boş yere ümit veriliyor.
MS gibi suiistimal edilen başka hastalıklar da var mı?
Benzer biçimde otizm tanısı alanlara da “Aslında otizm değil, Lyme” deniyor. Oysa bu iki hastalığın hiçbir alakası yok. Yine bazen yüz felci geçiren hastalara da gereksiz Lyme teşhisi konuluyor. Evet, Lyme yüz felcine de neden olabilir ama yüz felci olan birinde zaten Lyme’ye yönelik taramalar yapılır. Fakat ne yazık ki bazı şarlatan doktorlar sanki ortada çok gizemli bir durum varmış, bütün doktorlar hata yapıyormuş, tanıyı bir tek onlar koyabilirmiş gibi bir hava yayıyor. Oysa şu an bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki… Zaten enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları Lyme konusunda bilgi sahibidir, bu hastalık eğitim sistemimiz içinde yer alır…
Bu arada Lyme, iddia edildiği gibi hemen her belirtiye yol açmaz; MS, kronik yorgunluk, ALS, otizm gibi hastalıkları taklit etmez. Lyme’nin klinik görünümleri sınırlı ve belirlidir. Ne yazık ki kronik yorgunluk, MS, ALS, otizm gibi kalıcı çözümü olmayan, tedavisi zor hastalıklarda hasta “Bir de o doktora gideyim” diyor. Hasta çare bulmak için o doktorun kapısını çalıyor ama bu sefer de tamamen para amaçlı yanlış yönlendiriliyor ve Lyme olduğuna inandırılıyor. Biz dernek olarak bilimsel gerçeklere uygunsuz davranan, umut tacirliği yapan bu kişilere karşı gerekli yerlere başvurularımızı yaptık.
Lyme sıklığı nedir? İddia edildiği gibi yaygın mı?
Türkiye’de ABD, Kuzey Avrupa’daki gibi Lyme hastalığına sık rastlanmıyor. Mesela İstanbul Tıp Fakültesi bir referans merkezi, burada çalıştığım onlarca yıl boyunca toplam hasta sayısı 15’i geçmez. Bu arada Lyme testi ulaşılamayan bir test de değil. Türkiye’de devlet hastanelerinde yapılıyor, yapılmayan yerlerde de testler halk sağlığı merkezlerine gönderiliyor.
Şu anda sorun “Lyme’yi sadece biz biliyoruz” diyen şarlatanların geçersiz Lyme tanısı koyması. Hastalar ellerinde birtakım videolarla “Kanıma baktı, bana Lyme’yi gösterdi” diye geliyor bize. Videoda gördüğümüz şey ise eritrositler (alyuvarlar)… Bu yöntem 40’lı-50’li yıllarda kullanılmış ama terk edilmiş çünkü yalancı pozitiflik veriyor. Sonra hastanın normal testlerine bir bakıyoruz, test sonucu negatif…
Lyme tanısının doğru yöntemi nedir?
Başlangıç ya da ileri evre fark etmez, hastalığın her aşamasında tanı oldukça kolay. Basit kan testleriyle Lyme’yi yüzde 99’un üstünde bir oranla tespit edebiliyoruz. Bazen kene tutunduktan sonra ilk iki hafta içinde vücutta henüz yeterli tepki oluşmadığı için yalancı negatiflik olabiliyor. Bu durumda testi birkaç hafta sonra tekrarlıyoruz. Geç evrede zaten yalancı negatiflik gibi bir sıkıntı yok.
Peki yalancı Lyme teşhisi konulan hastalara genellikle hangi tedaviler veriliyor?
İnanılmaz acayip tedaviler… Normalde Lyme tedavisinde bir tane antibiyotik kullanılır. Tedavi de genellikle 10 gün kadardır, en fazla dört hafta kadar sürdürülür. Gelgelelim hastalara aylar yıllar boyunca çeşit çeşit ilaçlar, antibiyotikler, parazit ilaçları veriliyor.
Yalancı Lyme tanısına karşı bir tavsiyeniz var mı?
Öncelikle günümüzde yalancı Lyme hastalığı tanısı sayısı, gerçek Lyme hastalığı tanısından çok daha fazla, bu bilgi akıldan çıkarılmamalı. Bir kurumsal yapı dışında Lyme tanısı alan ve aylar boyunca gereksiz tedaviler gören hastalar üniversite hastanelerinin enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji bölümlerine başvurabilirler. Bunun dışında herhangi bir tanı ya da tedavi yöntemiyle ilgili kuşkuları olan kişiler, uzmanlık dernekleriyle irtibata geçebilirler. Örneğin ben 3 bin üyesi olan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanları Derneği’nin yönetim kurulu başkanıyım. Kalkıp kendi kişisel görüşlerimi yansıtmam, bilim çerçevesinde kalmaya mecburum. Aynı şey diğer uzmanlık derneklerine üye olan hekimler için de geçerli. Dolayısıyla herhangi bir tıbbi yöntem konusunda kafasında soru işareti oluşan vatandaşlara, uzmanlık derneklerine başvurmalarını öneriyorum. Hepsinin web sitesinde mail adresleri, telefon numaraları var, akıllarına takılan soruları sorabilirler. Bunun dışında önüne gelen hastaya Lyme teşhisi koyan, dilinden Lyme hastalığı düşmeyenlerden de uzak durmalarını öneririm.