4,5 milyar dolarlık Turkcell’e 10 gün önce atanan genel müdür dün görevden alındı
2021 Kasım ve Aralık aylarında yaşanan kur şoku karşısında hareket kabiliyeti daralan ekonomi yönetimi KKM’yi Cumhurbaşkanı'na sunmak üzere alelacele raftan indirmişti. Raftan indirildi dedim çünkü KKM’nin hikayesi aslında birkaç yıl önceye dayanıyordu.
Yeni ekonomi yönetiminin politika kısıtlarının en önemlilerinden birinin kur korumalı mevduat (KKM) yükü olduğu görülüyor. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati döneminde “mucize çözüm” olarak sunulan KKM bugün hem ekonomik dengeleri bozan dev bir yük hem de ekonomi politikalarının hayata geçirilmesini zorlaştıran önemli bir engel haline gelmiş durumda.
KKM 2021 Aralık ayında döviz kurlarında hızlanan artışa çözüm olmak üzere hayata geçirildi. İlan edildiği anda yarattığı sürpriz etkisiyle döviz kurlarında tarihi bir gerileme yaşanmış, dolar bir gecede 18.40 liradan 11 liranın altına düşmüştü.
Ekonomi yönetimi bu mucizevi çözümün heyecanıyla halkı Türk Lirası’na güvenmeye çağırmıştı. Nebati bir yandan “Ya Türkiye olayları oturup kendi başına izleyecek, elindeki bütün enstrümanları pozitif yönde kullanmayacak kadar beceriksiz bir ülke mi? İhtiyacı olan her türlü enstrümanı kullanır!” diyor; bir yandan da dövizdeki köpüğün gitmeye başladığını ve Türk Lirası’nın cazibesinin artacağını savunuyordu. Peki bu “mucize çözüm” nasıl ortaya çıkmıştı?
Öncelikle KKM’nin o dönem yeterince çalışılmadan ve uygulama esasları düşünülmeden alelacele gündeme getirildiğini belirtelim. 2021 Kasım ve Aralık aylarında yaşanan kur şoku karşısında hareket kabiliyeti daralan ekonomi yönetimi KKM’yi Cumhurbaşkanı’na sunmak üzere alelacele raftan indirmişti. Düzenlemelerin son halini alması aylar sürecekti.
“Raftan indirildi” dedim çünkü KKM’nin hikayesi aslında birkaç yıl önceye dayanıyordu. 2018 Ağustos ayında yaşanan kur krizinin hemen ardından dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yakın çevresinden geçmişte Türkiye veya benzer ülkelerde döviz krizlerine yönelik uygulanmış çözümler üzerinde çalışmalarını istemişti.
O dönemde Albayrak’a sunulan seçeneklerden biri KKM’ydi. Ancak getireceği yükler ve uygulamadan çıkışın zorlukları tartışıldıkça Albayrak adım atmakta tereddüt etmişti. O esnada Merkez Bankası’nın yaptığı 625 baz puanlık şok faiz artırımı piyasayı sakinleştirince ekonomi yönetimi rahat bir nefes almış ve KKM uygulaması masadan kalkmıştı. Merkez Bankası Eylül 2018’deki o artırımı yapmasa Türkiye belki de KKM ile 2018 yılında tanışacaktı.
O dönem rafa kaldırılan KKM 2020 yılının ikinci çeyreğinde bir kez daha ekonomi yönetiminin gündemine geldi. O dönemde Merkez Bankası’nın yoğun döviz satışı 2020 Mayıs ayında net rezervi ilk kez eksiye taşımış ve alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Doları 6.85 TL’de tutabilmek için yaklaşık 30 milyar dolar daha satılmış ama buna rağmen başarı elde edilememişti. Bunun üzerine Merkez Bankası likidite araçlarıyla örtülü faiz artışına gitmiş ama istediği sonucu alamamıştı.
İşte tam bu dönemde KKM bir kez daha raftan indirilerek enine boyuna tartışıldı. Ama yine uygulamadan vazgeçildi. Bunun nedenine dair muhtelif görüşler var. Bunlardan biri, Bakan Albayrak’ın KKM’nin bütçe etkilerinin zamanla Erdoğan’ı rahatsız edecek boyuta ulaşmasından çekindiği iddiası. Buna göre rezerv satışları sebebiyle Erdoğan’ın yakın takibinde olan Albayrak bir de bütçe açığının tırmanışa geçmesinden çekinmişti. O dönemde borçlanma maliyetlerini düşük göstermek adına yurtiçinde döviz ve altın cinsinden borçlanmanın hızla artmış olmasının KKM uygulamasının uygulanabilirliğini kısıtladığı söylenebilir.
Bir diğer iddia ise KKM uygulamasının servet transferi etkisinin Bakan Albayrak’ı rahatsız ettiği ve buna karşılık belli bir miktar üzerinden döviz hesaplarına bazı kısıtlayıcı tedbirler koymayı tercih ettiği yönünde.
KKM fırsatını (!) ikinci kez tepen Bakan Albayrak kısa süre sonra meşhur istifa mektubuyla görevden ayrılmıştı.
Dönemin Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati başından beri bu gelişmelerin şahidiydi. Doların patlayarak 18.40 liraya yükseldiği 2021 Aralık ayında KKM çözümünü detaylı bir hazırlık yapmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunmasının arkasında da bu bilgi vardı. Konuya yakın kaynaklar, 2018 ve sonrasındaki KKM tartışmalarının içinde olan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Emrah Şener ve bazı başka bürokratların da KKM’yi acil ve tek etkili çözüm olarak sunduğunu söylemekte.
KKM kararının Nureddin Nebati’nin bakanlıktaki ömrünü uzattığı söylenebilir. Hatta KKM sayesinde iktidarın kırıp dökmeden ekonomiyi seçime kadar getirdiğini söylemek bile mümkün. Ama sonuç değişmedi; kur eskisinden daha yüksek seviyelere yükseldi, rezervler tüketildi ve dengeler daha da bozuldu…
Geçen mayıs ayında gerçekleşen seçimler sonrasında ekonominin dümenine geçen Mehmet Şimşek’in en önemli gündem maddesi KKM olacaktı. İlk dikkat çekici adım, kur farkı ödemelerin tamamının Merkez Bankası tarafından yapılması kararıydı. Bu adım olası yan etkileri nedeniyle çok sert eleştirildi. Ancak muhtemelen bütçe kısıtları bu adımı zorunlu kılmıştı.
Ardından Merkez Bankası’nın KKM’yi azaltmaya yönelik olarak önceki hafta yayınladığı düzenleme geldi. Bu kararlar sonrasındaki ilk haftada KKM’nin uzun bir aradan sonra ilk kez düşüşe geçtiğini dünkü yazımda aktarmıştım. Ama henüz her şey bitmiş değil, birilerinin siyasi ikbalini kurtarmak adına apar topar uygulamaya sokulan KKM’den çıkış ne iktidar ne Türkiye için kolay olacak.
KKM iyi çalışılmamış, etki analizleri yapılmamış, olası senaryolar gözden geçirilmemiş, çıkış stratejisi belirlenmemiş düzenlemelerin bir ekonomiye ne denli zarar verebileceğine dair örnek vaka olarak dünya tarihine şimdiden geçmiş durumda.