HDP İzmir İl Eş Başkanları gözaltına alındı
Eski İçişleri Bakanı Soylu’ya yakın olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan ve 14 adamı tutuklandı. Kaplan’a yönelik operasyonda çok sayıda siyasi ve bürokratın ismi geçti. Operasyon etrafındaki tartışmada Soylu, ‘intikam’ kavramını bile kullandı. Öncesi ve sonrasıyla Kaplan operasyonu…
Ankara’da yeraltı dünyasında Kaplan gurubu olarak bilinen ve birçok restoranı haraca bağladığı tespit edilen çeteye yapılan operasyon bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Çetenin lideri Ayhan Bora Kaplan, Esenboğa Havalimanı’nın VIP bölümünde yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı. Kaplan, operasyondan bir hafta önce oğlunun sünnet düğününde görüntülenmişti. Suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın yeğeni Barış Çakıcı davetliler arasındaydı.
Gazeteciler Bahadır Özgür, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Özdal ve Timur Soykan’ın kaleme aldığı Duvar isimli kitapta Kaplan’ın, Ankara’da Çinçin Mahallesi’nde torbacılık yaparken rakip çeteler çökertilerek önünün açıldığı belirtiliyor. Kaplan’ın uyuşturucudan kazandığı parayla tefecilik yaptığı, yüksek faizle verdiği parayı ödeyemeyenlerin iş yerlerine el koyduğu anlatılıyor. Kitapta 2016 yılında uyuşturucu çetelerine çok sayıda operasyon yapıldığı, 2018 ve 2019’da büyük çetelerin çökertildiği anlatılıyor. Bu sırada Kaplan grubuna dokunulmadı ve işlerini giderek genişletti. Kaplan, bar ve gece kulübü gibi yerleri kontrolüne aldı. Kaplan grubunun adı Tatar aşiretine mensup iş insanı Mahfuz Tatar’ın öldürüldüğü olayda da gündeme geldi.
Kaplan’ın bu kadar gündemde kalmasının sebebi siyasi ilişkileri. Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesi TRT Genel Müdürlüğü önüne kalaşnikoflu adamlarıyla giden Kaplan’ın orada eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla telefonla konuştuğu iddia ediliyor.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın iddiasına göre telefonları narkotik şube tarafından dinlenen Ayhan Bora Kaplan’ın Soylu ile yaptığı görüşmenin kayıtları Ankara Adliyesi emanetinde bulunuyor.
Kaplan’ın gözaltına alınmasının ardından konuşan Soylu’nun kuzeni Sadık Soylu, “15 Temmuz’da TRT’ye gittik. Ayhan’ı ben aradım. 15 Temmuz bir savaştı. Savaşa beraber girdik. Biz Başbakanlık’taydık. Herkesin Başbakanlığa gelmesini istedik. Beni arayan herkes oraya geldi. Ayhan Bora Kaplan zaten oraya gelecekti” dedi.
Kaplan’ın gözaltına alındığı operasyonun görüntüleri T24’te yayınlanmıştı. Kaplan, yüzüstü yere yatırılmış, bir polis diziyle sırtına basıyordu. Görüntülerde, polis ekiplerinin çete lideri Kaplan’ı gözaltına almak için kelepçe takarken videoyu uzun uzun çektikleri gözüküyor. Kaplan ve polis memurları arasındaki konuşmalar da net şekilde duyuluyor.
İddialara göre gözaltı anının videosunun yayınlanması Soylu’ya bir gönderme, operasyon da intikam. Çünkü Soylu döneminde de gözaltına alınan bazı kişilerin böyle görüntüleri yayınlanmıştı. Yani Soylu’ya, ‘Soylu usulü’ bir mesaj verildi.
Zaten eski Bakan Soylu da, ‘Soylu’ya yakın çete lideri Kaplan gözaltına alındı’ başlıklı haberlerle ilgili sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Operasyon çocukları devrede… Görev yaptığımız dönem boyunca iftiradan, itibar suikastından beslenenler paydaşlarıyla intikam süreci yönetiyorlar. Aynı “medya“, aynı “kaynaklar“… Bu istikrarlı iftira düşkünleri için suç duyurusunda bulunacağız” dedi. İntikam kavramını bizzat Soylu da kullandı.
Ayhan Bora Kaplan’ın resmi ifadesinden önce emniyette verdiği ‘mülakat’ bazı sosyal medya hesapları üzerinden sızdırıldı. Mülakat, şüphelinin gözaltındayken avukatı olmadan verdiği gayri resmi ifadeye deniliyor.
Kaplan bu mülakatta bir yüksek yargı mensubuna Ankara Çayırbaşı’nda villa ve araba aldığını söyledi. Kaplan’ın, villa ve araba aldığı kişi evlendiği gün Beştepe’ye çıkan Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman’dı. İddiaları yalanlayan Kocaman, “Bir gün bir ortamda yemekteydik. Bir takım arkadaşlarım dediler ki, ‘Ayhan Bora Kaplan diye biri var. Emniyet haksız yere peşinde. Kendisini güvende hissetmiyor. Size bir şey arz etmek istiyor‘ dediler. O sırada yemekteydik. Başka isimler de vardı. Ben de ‘Gelsin‘ dedim. Geldi. ‘Emniyet çok üstüme geliyor. Benim yanlış bir işim yok. Sürekli mekanlarım basılıyor‘ dedi. Ben de kendisine, ‘Burası hukuk devleti hakkında delil varsa ne gerekiyorsa onu yaparız. Delil yoksa gerekeni yaparız’ dedim. Olay bundan ibaret. Hayatımda birkaç dakika görmüşümdür” dedi.
Kaplan’ın tutuklanmasını Süleyman Soylu’ya bir operasyon olarak değerlendiren Kocaman, şunları kaydetti:
“Baştan itibaren burada bir operasyon var. Belki hoşunuza gitmeyecek ama burada Süleyman Soylu’ya bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Soruşturmanın da bir usulü var. Emniyet’in bu tarzına şaşırdım. Bu yapılanlar birilerinin hoşuna gidebilir. Ama burası bir hukuk devleti. Bugün ona yarın başkasına bu uygulamalar kabul edilemez. Duygularla hareket edemeyiz.”
Operasyon kapsamında şu ana kadar Ayhan Bora Kaplan dahil 14 kişi tutuklandı, 15 kişi hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Ayhan Bora Kaplan, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘kasten yaralama’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘işkence’ ile suçlanıyor.
Kalabalık bir suç karnesine sahip olan Ayhan Bora Kaplan’ın Emniyet ile yakın ilişkileri de sorgu tutanağına yansıdı. Tutanakta, Kaplan’ın “Emniyet camiasında bulunan adamları aracılığıyla Emniyete intikal eden eylemlerin ileri boyuta gitmesini engellediği” öne sürüldü.
Kaplan 9 saat süren sorgusunun sonunda “Eklemek istediğim dosya konusu olmayan bir olay var” diyerek dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Alp Aslan’ın kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini öne sürdü.
Kaplan, “2017 yılında Albüm Bar’ın işletmeciliğini yaptığım dönemde ismini Alp Aslan olarak öğrendiğim Organize Müdürü olarak bildiğim şahısla tanıştım. Bana mekânımıza gelirdi ve yanında ismini öğrendiğim N.K. (kadın avukat) vardı. 2018 yılında Günay restoranı işlettiğim zaman benden 250 bin dolar rüşvet istedi. Ben bu kadar para vermem dediğimde, ‘sana öyle bir dosya yaparım ki hayatını bitiririm’ dedi. Ben de bir suç işlemediğimi söyledim. Ancak her gün mekânımı bastılar ve iş yapmamı engellediler” dedi.
Kaplan’ın bu sözlerinin emniyet içerisine ‘korunmasına yönelik bir çağrı’ olduğu yorumları yapıldı.
Çünkü; Kaplan’ın suçladığı Alp Aslan, uzun yıllar Ankara Emniyeti’nde yöneticilik yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasında ihmali olduğu iddiasıyla yargılanan Aslan, dava sonunda beraat etti. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde yükselen Aslan, önce Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü, ardından ise Organize ve Mali Suçlar’dan sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı olarak atandı. Aslan, bu yıl birinci sınıf Emniyet Müdürü oldu ve Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanlığı’na atanmasının ardından polis başmüfettiş olarak merkeze çekildi.