Net rezervlerde 12 hafta sonra ilk düşüş
Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ve yeni ekonomi yönetiminin adımları ile 364 puana kadar gerilemesi, uzun vadeli borçlanma aracı olan Türk ve özel sektör eurobondlarına yatırım yapan fonlara olan ilgiyi artırdı.
28 Mayıs seçimleri öncesi 690 puanı aşan Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) siyasi belirsizliğin ortadan kalkması ve yeni ekonomi yönetiminin adımları ile 364 puana kadar gerilerken, CDS primi ile negatif korelasyona sahip varlıklardaki getiriler de yatırımcıların odağında yer alıyor.
“Devlet veya şirketlerin, kendi ülkeleri dışında kaynak sağlamak amacıyla uluslararası piyasalarda yabancı para birimleri üzerinden satışa sundukları, genellikle uzun vadeli borçlanma aracı” olan eurobondlar da bu süreçte sağladıkları getirilerle yatırımcıların radarında yer alıyor.
Eurobond fonları, ağırlıklı olarak Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin ihraç ettiği Türk eurobondlarına ve özel sektör eurobondlarına yatırım yapıyor. Fon toplam değerinin en az yüzde 80’i devamlı olarak Türkiye’de ihraç edilen dolar cinsi kamu ve özel sektör dış borçlanma araçlarına (eurobond) yatırılıyor.
Fon piyasa faiz öngörüsü çerçevesinde portföy vadesini ve varlık dağılımını dinamik şekilde kullanarak eurobondların getirilerinden azami ölçüde yararlanmayı amaçlıyor. Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) verilerine göre, yılbaşından bu yana eurobond fonları yüzde 49 ile 55 arasında getiri sağladı.
Deniz Portföy Genel Müdürü Cem Önenç, eurobond fonlarından elde edilen getirilerin vadelere göre değiştiğini, kısa vadelerde daha düşük getirilerin söz konusu olurken, uzun vadelerde yüzde 7-8 bandında getirilerin oluşabildiğini söyledi.
Dolar/TL kurundaki değişimlerin, CDS primindeki artış/azalışların fon fiyatları üzerinde etkili olduğunu vurgulayan Önenç, eurobond fonlarının yatırımcılarına ciddi bir vergi avantajı sağladığını, yatırımcıların kazançları üzerinden sadece yüzde 10 stopaj ödediğini belirtti.
Yatırımcılar ve uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye’nin risk primindeki düşüşü pozitif yönde değerlendirdiğini ifade eden Önenç, “Eurobond fiyatları artıyor ve getiriler düşüyor” dedi. Önenç, seçim sonrası dönemde belirsizliğin kalkmasıyla birlikte eurobondlara ilginin devam ettiğini belirterek, “Pozitif fiyatlama görüyoruz” diye konuştu.
Fiba Portföy Genel Müdürü Hakan Basri Avcı da ihraç edilen eurobondları satın alan yatırımcıların, genelde eurobondun vadesi süresince belli periyodlarda kupon ödemesi kazandığını, vade sonunda ise anaparalarını geri aldığını hatırlatarak, “Eurobondlar yurt dışında uluslararası piyasalarda ihraç ediliyor olsalar da yurt içi yerleşik kişiler ve şirketler de yabancı yatırımcılar haricinde bu varlıklara yoğun yatırım yapmaktadırlar” dedi. Avcı, eurobond fonlarında elde edilen getirilere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Eurobond fonları, piyasadaki eurobondları müşterileri adına satın alan ve elinde bulunduran, bunun karşılığında da kupon geliri elde eden ve ayrıca değer artışı ile yatırımcısına gelir yaratan havuz şeklinde açık uçlu yatırım fonları. Diğer yandan akılda tutulması gereken önemli bir nokta, CDS ve faiz dalgalanmalarına bağlı olarak eurobondların dönemsel bazda elde tutmadan kaynaklanan döviz ve TL bazında yapacakları dalgalanmalardır. Yatırımcı eurobond fonunu satın aldığında piyasada mevcut bulunan faiz ve CDS seviyelerine dikkat etmeli ve yatırımının elde tutma süresini bu seviyelere dikkat ederek belirlemelidir. Eurobond fonlarının elden çıkarıldığı dönemdeki genel faiz ve CDS seviyeleri alındığı zamandan daha düşükse, yatırımcı döviz bazında ekstra elde tutma geliri, daha yüksekse elde tutma zararı elde edebilir.”
“Belirli bir süreye bağlı ve vade sonunda sona eren eurobond fonlarında vadeye kadar elde tutulma durumunda bu zamanlamayı yapmaya gerek kalmaz” yorumunu yapan Avcı, ihraççı şirket veya bankanın kredibilitesi, ihraççının içinde bulunduğu ülkede yaşanan ekonomik gelişmeler ve dünya finansal piyasalarında yaşanan gelişmelerin eurobond fiyatlarını etkilediğine dikkati çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:
” Eurobond fonları, hem döviz bazında yatırım yapmak isteyen hem de Türk şirketlerinin ve bankalarının gelişimine katkıda bulunmayı arzulayan yatırımcılar için son derece uygun yatırım araçlarıdır. Döviz mevduatı ile karşılaştırıldığında ayrıca önemli vergilendirme avantajları da sunmaktadır. Seçim sonrası ortaya konulan yol haritası ve makroekonomik istikrarın artırılmasına yönelik adımlar, yabancı yatırımcılar ve uluslararası finans kuruluşları tarafından genelde olumlu yorumlarla karşılanır. CDS risk primi düşüşü de bu olumlu algıların hem yurt içinde hem de yurt dışında artmasına paralel gelişmiştir. Seçim sonrası gelişmeler paralelinde eurobond faiz seviyelerinde genel bir düşüş yaşanmaktadır. Bu da hem yurt dışı hem de yurt içi yatırımcıların eurobondlara gösterdiği ilginin artmakta olduğunun belirtisi olarak değerlendirilebilir.”