Kızıl Goncalar: Çiçek açacak mı?
Dün akşam Show TV’de 33. bölümü yayınlanan ‘Kızılcık Şerbeti' seyirciler için gergin geçen bir sınava dönüştü adeta. Çünkü 40 günlük bile olmayan bir bebeğin annesinden ayrı tutulması normalleştirilmeye çalışılıyordu.
Fatih ve Cemre’nin görüştürülmemesinin haksızlık olduğunu düşünmemiz bu bölümle birlikte geçerliliğini yitirir. Yeni doğmuş, süt çağındaki bebeğin annesinden ayrılması Ünallar için ufak bir pürüzdür sadece; evde bayram havası eser.
Nilay fabrika ayarlarına döner; herkesin ardında ayı bağırırken o favori gelin olma peşindedir. Diziye Zülkar rolünde Bahtiyar Memili girmişti; bu bölüm görünürlüğü artar. Kayhan’dan sonra Zülkar derken gelinlerinizin üçkağıtçı akrabalarından ne çektiniz be Ünallar. (Şu hayatta Ünallara üzülmek de varmış.)
Umut’un geceleri aktif olması, Nursema’yla şu ara hassas olan ilişkisini iyice sarsar. Ertuğrul, Nursema’nın evli olduğunu öğrenir. Sanatsever ikiliyi nasıl yakınlaştıracaklarını artık daha çok merak ederiz.
Fatih’in Doğa’ya kurduğu tuzaklar devam eder. Kıvılcım neler döndüğünü anlar ve Doğa’yla birlikte Ünallara, bebeği almaya giderler. Ancak Doğa’yı çaresiz bırakan Fatih başarılı olur. Kendinde annesinin mücadeleci gücünü bulamayan Doğa, kızı için Ünal hapishanesine mahkûm olur.
Bir tahminimizi yazalım: Mustafa ve Ünalların adamı Yusuf vicdana gelip Doğa’ya yardım edecek gibidir.
* Umut ve Nursema’yı ilmek ilmek işleyip kavuşturmalarının ardından birbirini hiç tanımayan iki insana dönüştürmeleri artık çekilmiyor.
* Sönmez anne ve Mustafa ikilisine ek olarak Nursema ve Mustafa’nın kardeşliklerine arkadaşlık da ekledikleri sahneler yüzümüzü güldüren yegâne unsurdur.
* Nursema, Umut’un ona erkek müşterisiyle görüşme özgürlüğü tanımasının iyi bir şey olup olmadığına karar veremez. Bu durum, kişinin ne istediğini bilip bilmemesi, özgürlük ve sınırlar, geleneksel ve alternatif tutumlar bağlamında ilişki dinamikleri gibi başlıkları zihnimizde tartışmaya açtı.
* Şehitlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına dua edilmemesine dikkat çeken Sönmez, ardından da ‘İzmir Marşı’ yorumuyla Alev, günümüzün (yapay) ayrışma eksenini alenen yansıttı. Bu bağlamda dizi cesur mu yoksa kutuplaştırıcı mı tartışmaları sürüyor.
* Doğa, Alev ve Nursema arasındaki dayanışma hem bizlere hem dizi sektörümüze güzel bir mesajdı; kısa ömürlü olması çok üzücü. Umarız yeniden toparlarlar.
* Bölümün en dokunaklı sahnesi, sütü gelip de emziremeyen Doğa’nın fiziksel ve psikolojik acılarıydı.
* Pembe, temizlik takıntısının başlamasıyla sosyal medyada ‘Masumlar Apartmanı’nın Safiye’sine benzetildi.
* Yine Pembe toplumsal cinsiyet rolleri konusunda sinirlerimizi zıplatırken Nursema hayatın müşterek olduğunu hatırlattı. Bu konuların senaryoya taşınması da yine sektör açısından umut verici.
* Doğa’nın iki şahitle geçici olarak bebeğinden olmasının ardından, satın alınabilen yetkililerin vahametini gördük. Keşke yalnızca dizi klişesi diyebilseydik. Bölüm özelinde bakarsak, Kıvılcım’ın etik dışı hareket eden avukatı baroya şikâyet edeceğini söylemesi, en azından toplumsal mesaj niteliğindedir.
* Ömer ve Ertuğrul’a iş seyahatinde ‘hediye’ olarak eskort ayarlanmasıyla iş dünyasının ardındaki yozlaşmaya değinildi. (İkisi de kimseyle birlikte olmadı.)
* Fatih’in tuzakları, yıldırma çabasını aşıp manipülasyon ve gaslighting’e vardı. Dizide bir psikolojik şiddet biçimi olarak değinilirse farkındalık yaratılabilir.
* Kıvılcım’ın konuşmasını alıntılayarak sonlandıralım: “Bitemezsin, nokta. Yumruk mu yedin? Silkeleneceksin. Yaralandın mı? Doğrulacaksın. Düştün mü? Tekrar ayağa kalkacaksın. Bu dünyada kadın olmak bu demek!”
Künye
Yayın mecrası: Show TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: “Ketche” Hakan Kırvavaç
Senaryo: Melis Civelek, Zeynep Gür
Oyuncular: Barış Kılıç, Evrim Alasya, Settar Tanrıöğen, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör, Müjde Uzman, Aliye Uzunatağan, Feyza Civelek, Ceren Yalazoğlu, Serkan Tınmaz, Emrah Altıntoprak, Kayra Şenocak, Yiğit Kirazcı, Selin Türkmen, Rahimcan Kapkap, Özlem Çakar, Gizem Yanık, Bahtiyar Memili.