Kanada’da heyecan fırtınası: Yağmur altında geçen yarışta kazanan Verstappen!
Formula 1'de Max Verstappen, dünkü sprint yarışını lider bitirerek hafta sonunun ana yarışını beklemeden 2023 sezonu şampiyonluğunu ilan etti. Red Bull pilotu bu sonuçla beraber üst üste 3. kez dünya şampiyonu olmayı başardı.
Formula 1’de Red Bull’un Hollandalı pilotu Max Verstappen, üst üste 3. şampiyonluğunu sprint yarışında ilan etti. F1 Dünya Şampiyonası külliyatına bakıldığında sprint yarışına küçük bir bebek benzetmesi yapmak yanlış olmaz. Hal böyle olunca tarihte ilk kez bir sporcunun sprint yarışı sonucuyla şampiyonluk ilan etmesi olağanüstü bir durum değil. Ancak ne olursa olsun matematiksel açıdan sezona etkisi normal yarışların çok gerisinde olan bir yarışı lider tamamlayarak mutlu sona ulaşmak Max Verstappen’in kurduğu dominasyonun bir göstergesi. Söz konusu dominasyon üst üste üçüncü kez zaferin kapısını açtı. Max, bu günlere gelirken birçok rekoru alt üst etti ve DNA’sında bulunan kazanma genlerini piste yansıttı.
Eski bir Formula 1 pilotu Jos Verstappen ve karting sporcusu Sophie Kumpen’in oğlu Max Verstappen dünyaya adeta genlerinde olağanüstü sürüş becerileri taşıyarak geldi. Henüz küçük yaşlarda karting pistlerinde babasının mentorlüğünde sürüşe başlayan Hollandalının zamanı geldiğinde büyük bir Formula 1 pilotu olma potansiyeli genç yaşlarından anlaşılıyordu. Şimdilerde sıklıkla paylaşılan Michael Schumacher’le olan fotoğrafı nasıl bir ortamda büyüdüğüne kanıt. 1994-2003 yılları arasında 8 sezonu farklı takımlarla Formula 1’de geçiren baba Verstappen yarış galibiyeti olmamasına rağmen iki kez podyum görmüş ve 8 sezonda toplam 17 puan toplamış bir pilottu. Boynuz zamanı geldiğinde kulağı fersah fersah geçecekti.
30 Eylül 1997 doğumlu Max 2006’da Minimax klasmanında Belçika şampiyonu oldu. 2007’de aynı başarıya ülkesi Hollanda’da ulaştı. Başarılarına ilerleyen yıllarda da devam etti ve karting pistlerinde yaptıkları kıtanın önde gelen markalarının dikkatini çekti. 2013 yılına gelindiğinde Formula araçlarını test etmeye başlamıştı. 16 Ocak 2014’te Florida Kış Serileri’nde yarışacağı duyuruldu. Max henüz ikinci yarışını pole pozisyonunda başlayıp kazanmayı başardı. İkinci galibiyeti için çok beklemedi ve birkaç hafta sonra tekrar kazandı. İkinci galibiyetinde jenerasyonunun bir diğer yetenekli pilotu Nicolas Latifi’yi yalnızca binde 4 saniye farkla geride bırakacaktı.
Max Avrupa kıtasına FIA European Formula 3 Şampiyonası’nda mücadele etmek için döndü. Burada üst üste 6 galibiyet alan sporcu için Formula 1’in kapıları henüz Formula 2 klsamanına geçmeden açıldı. 2015 sezonu için bir süredir beraber çalıştığı Toro Rosso ile anlaşan Max burada F1 kariyerine adım attı. Avustralya’da ilk yarışına çıktığında yalnızca 17 yıl ve 166 günlüktü. Max böylece tarihin en genç pilotu olmayı başardı. Yalnızca bir hafta sonra Malezya’daki yarışta 7. olarak ilk puanlarını elde etti. Max, 17 yıl 180 günle en genç puan alan pilot rekorunu da tarihe gömdü. Sezonun en iyi derecesi Macaristan ve ABD’de elde edeceği 4.’lükler olacaktı. Max sezonu en iyi çaylak, en iyi karakter ve en iyi ana imza atan pilot gibi üç ödülle kapadı.
2016 sezonu yine Toro Rosso ile başladı. Ancak Red Bull’un himayesindeki takımdaki macerası o kadar da uzun sürmeyeckti. İlk 4 yarışın ardından ana takımda Daniil Kvyat’ın koltuğuna oturmasına karar verildi. Sonraları yaşadığı şampiyonlukların mimarlarından biri olarak tarihe geçecek Christian Horner o günler için “Max olağanüstü bir genç yetenek olduğunu kanıtladı. Toro Rosso’daki iyi performansıyla beraber Red Bull’da yarışmasını uygun gördük” diyecekti. Max bu sözleri haklı çıkaracak şekilde başladı. Red Bull kariyerinin ilk yarşı için İspanya’da piste çıkan Hollandalı mücadeleden zaferle ayrıldı. Böylelikle 18 yaş 228 günlükken aldığı zafer ve dolayısıyla çıktığı podyumla iki alanda da bunları başaran en genç Formula 1 pilotu oldu. Sezonun geri kalanında başka zafer alamadı ancak Almanya’daki üçüncülükle beraber yeniden podyum görmeyi başardı.
2017 sezonunun başı hem takımı hem kendi adına hayal kırıklığıydı. İlk 17 yarışın 7’sinde 4’ü mekanik 3’ü kaza olmak üzere yarış dışı kaldı. Sezonun kalan kısmında 2 birincilik ve 1 ikincilik yaşamayı başardı. 2018 sezonunda da Mercedes hakimiyetinin sürdüğü F1’de varlık göstermeye çalışan Max 2 galibiyet aldı ve tam 11 kez podyum gördü. 2019’da galibiyet sayısı 3’e çıkarken podyum sayısı bu kez 9’a düştü. 2020’de 2 kez kazanan Max yine 11 kez podyumda yer almayı başardı.
2016’daki İspanya zaferinin ardından Formula 1 efsanesi Nikki Lauda, Max’ı yüz yılın yeteneği olarak nitelendirdi. 3 kez dünya şampiyonu olan Lauda, henüz 18 yaşında görülmemiş şeyler başaran ve olağanüstü bir ivmeyle kariyerini sürdüren sporcunun yaptıkları karşısında fazlasıyla etkilenmişti. Yüz yılın sporcusu takımı Red Bull’la beraber tarihin en iyilerinden Lewis Hamilton’a tosluyordu. 2021 yılına kadar şampiyon olmak bir yana iddialı olma imkanı bile bulamamışlardı. Ancak 2021 yılında rüzgar tersine dönmeye başladı.
Red Bull çok daha güçlü bir Honda motoruyla sezona başlayıp Max’ın kariyer zirvesini görmeyi umdu. Kariyerinin o bölümüne kadar takım arkadaşlarına büyük üstünlükler sağlayan ve bazen ego savaşlarına da giren Max’ın yanında artık ona iyi destek vermesi beklenen bir de Sergio Perez vardı. 2021 sezonu sona erdiğinde tarihin en iyi sezonu olarak tarihe geçecekti. Bu yolda şampiyonluk kupası için farkı açan Max Verstappen’e karşı sezonun ikinci yarısında atağa kalkan son 4 sezonun şampiyonu ve toplamda 7 kez dünya şampiyonu Lewis Hamilton geri dönüş yaptı. Sezonun finali Abu Dhabi’deydi. Lewis yarışa 6 puan geride çıkıyordu. Bu da galip gelenin şampiyon olacağı anlamı taşıyordu. Verstappen pole pozisyonundan başladığı yarışta henüz başlangıçta avantajı rakibi Hamilton’a kaptırdı. Yarış boyunca hata yapmayan Mercedes pilotu üst üste 5 ve toplamda 8. şampiyonluğuna gidiyordu. Ancak son 3 tur içinde Nicolas Latifi’nin bariyerlere girmesi sonrası yarış güvenlik aracının arkasında devam etti. Son turda Verstappen’in tur bindirmesi gereken araçları direkt olarak geçmesine ve Lewis’in arkasına gelmesine karar verildi. Bu kararı veren Michael Masi Formula 1 tarihine geçen dönüm noktalarından birine imza attı. Kalan turda lastikleri taze olan Max Verstappen Lewis Hamilton’ı geride bırakarak yarışı lider tamamlamayı ve senelerdir kovaladığı şampiyonluğu kazanmayı başardı. Verstappen bu şampiyonluk sezonunda 18 kez podyum görerek bu alanda da Formula 1 rekoru kırdı.
2022 sezonu Formula 1’in yeni düzenlemelerinin hayata geçtiği sezon olarak da tarihe geçti. Bu değişikliklere uyum sağlayamayan ve geri adım atan takımlardan biri Mercedes oldu. Rekabetin diğer tarafındaki Red Bull gelişimini sürdürdü. Bu da Max Verstappen dominasyonunun sürmesi anlamına geldi. Max toplamda 15 yarış kazandığı ve bu alanda rekor kırdığı sezonu Japonya GP’sini galip bitirerek şampiyonluğa uzandı.
2023 sezonu da benzer değişikliklerin etkisinin hissedildiği şekilde başladı. Henüz sezon öncesi antrenman turlarında Red Bull’un büyük bir dominasyonla şampiyonluğa uzanacağı düşünülüyordu. Takımın yıldızı Verstappen de sezona doğal favori olarak başladı. Macaristan GP’sindeki galibiyet Red Bull adına üst üste 12. zafer ve McLaren’in 1988’de kırdığı üst üste en fazla galibiyet alan marka rekorunun kırılması anlamına geliyordu. Max ise İtalya’da kendi adına üst üste 10. galibiyetini aldı ve Sebastian Vettel’in üst üste 9 zaferlik rekorunu tarihe gömdü. Suzuka’daki yarışla beraberse Red Bull üst üste 2. kez markalar şampiyonluğuna uzandı. Max, kendi şampiyonluğu için Katar’ı bekledi. Ancak kutlamaları pazar gününe bırakmadı. Cumartesi günü yapılan sprint yarışını kazanan Max 2023 sezonu şampiyonluğunu ilan etti. Üst üste 3. şampiyonluğunu elde eden Hollandalı Juan Manuel Fangio, Jack Brabham, Graham Hill, Keke Rosberg ve sevgilisi Kelly Piquet’nin babası Nelson Piquet’den sonra cumartesi günü şampiyonluk ilan eden 6. sporcu oldu.