Tate Modern’in sahibine sansür protestosu: Elini basından çek
Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş 600'üncü güne doğru giderken, Zelenski yaklaşan kış aylarından endişeli. İşgalin başladığı 24 Şubat'tan sonra ilk kez NATO karargâhına giden Zelenski, Rusya'ya karşı destek talebini yineledi.
Brüksel’de bir araya gelen NATO Savunma Bakanlarının gündeminde Ukrayna’ya silah desteğini artırmak var. Dünya İsrail-Filistin gerilimi ile çalkalanırken, gözler bir yandan Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları Toplantısında. Gündemde elbette Ortadoğu ve devam operasyonlar var, ancak toplantı en önemli konularından birisi de Rusya-Ukrayna savaşı.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya işgalinden beri ilk kez NATO karargâhına gitti. Katılımının amacı; kış yaklaşırken ülkesini enerji kaynaklarına olası yeni Rus saldırılarına karşı hazırlamak ve bunun için silah ve para desteğinin artırılmasını talep etmek. Zelenski, Brüksel ziyaretinin Ukrayna’nın dayanıklılığı için elzem olduğunu dile getirdi.
Ukrayna ordusu soğuk hava koşullarında savaşmaya alışık, ancak uzmanlar, sağanak yağışların neden olacağı çamurların, ağır zırhlı ekipmanların taşınması konusunda zorluklar çıkarabilecegini yazmıştı. Kiev, kışa hazırlanmak için alt yapı tesislerini korumak amaçlı, hava savunma sistemlerini güçlendiriyor.
Zelenski’nin yardım çağrısı, bölgedeki müttefiklerinin azaldığı bir dönemde geldi. Ukrayna’nın en önemli silah tedarikçilerinden biri olan Polonya, geçtiğimiz ay Kiev’e silah desteğini durdurduğunu açıklamıştı. 15 Ekim’de genel seçime gidecek olan Polonya, çiftçilerini korumak amacıyla Ukrayna tahıl yasağının devam etmesine de karar vermişti.
Bir diğer komşu Ülke Slovakya’da ‘Rusya yanlısı’ aday Robert Fico’nun seçimleri kazanması, Ukrayna’yı bölgede daha da yalnızlaştırdı. Hükümetini kurması beklenen Fico, seçimlerden önce Ukrayna’ya askeri yardımın kesileceğini vaat etmişti.
Ukrayna’ya en çok parasal destekte bulunan ülke olan ABD’nin de gündeminde Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında yaşanan Ukrayna gerilimi var. Cumhuriyetçiler, Kiev’e yardım yapılmasını desteklemiyor. Ancak Biden yönetimi, Ukrayna’ya yönelik yardımlarının süreceği sinyalini vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta oy çoğunluğu ile görevinden alınan Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Parti üyesi Kevin McCarthy, Ukrayna’ya verdiği destek ile biliniyor ve parti içinde sıkça eleştiriliyordu. McCarthy’nin gitmesi ile ülkedeki savaşa yönelik yeni ek fonlar onaylanmadı. Mecliste Cumhuriyetçi kanadın bir çok üyesi, yeni yardımların yapılmasına karşı çıkıyor.
Komşuları Polonya ile Slovakya ve en büyük destekçisi ABD’de durum buyken; NATO ise Brüksel’de Zelenski’ye ‘tam destek’ mesajını tazeledi. Genel sekreter Jens Stoltenberg, “Putin’in yine kışı savaş silahı olarak kullanmaya hazırlandığını görüyoruz. Ne kadar uzun sürerse sürsün, Ukrayna’nın yanındayız. İlişkilerimizi daha da güçlendireceğiz ve Ukrayna’nın NATO üyesi olmasına yardım edeceğiz”, ifadelerini kullandı.
Daha toplantı başlamadan, Birleşik Krallık savunma bakanlığı Ukrayna’ya 100 milyon poundluk (3 milyon 414 bin TL) bir yardım paketini açıklamıştı. Para yardımı, Birleşik Krallığın başını çektiği Uluslararası Ukrayna Fonu aracılığı ile aktarılacak. Paranın yanı sıra, Ukrayna’ya mayın temizleyici sistemlerin de verilmesi gündemde. NATO toplantısında konuşan Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, bu konuda ülkesinin uluslararası yardıma ihtiyaç duyduğunun altını çizdi. Ukrayna hükümetinin verilerine göre, altı milyon insan mayın riski ile yaşıyor ve ülke topraklarının yüzde 30’unda mayın tarlaları bulunuyor.
İsrail ve Filistin arasındaki gerilim yükselirken, Ukrayna’da savaş hız kaybetmeden devam ediyor. 10 Ekim’de, Rus askerleri Ukrayna’nın doğusunda bulunan Avdiivka şehrine yeni bir operasyon başlatmıştı. Donetsk Cumhuriyetinin ayrılıkçı grupları şehri 2014 yılından beri ele geçirmeye çalışıyor. Ukrayna hava kuvvetleri aynı gün Odessa, Mykolaiv ve Herson şehirlerine dron saldırılarının gerçekleştiğini duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Zelenski, ülkesinde devam eden savaşın İsrail ve Filistin arasında yükselen gerilimin gölgesinde kalmasından endişe ettiğini dile getirmiş, Ortadoğu’daki gerilimin Rusya’nın yararına olduğunu ve savaşın komşu ülkelere de sıçrayabileceğini savunmuştu.