Savaşta bir hafta doldu: İşte Hamas’ın İsrail ordusuyla ilgili istihbarat notları
Savaşın 10'uncu gününde dünyanın gözü Gazze'nin Mısır'a açılan kapısı Refah'ta. ABD, Gazze'deki yabancı uyruklu sivillerin Refah'tan Mısır'a geçmesi için diplomatik girişimlerde bulunsa da İsrail Başbakanı Netanyahu, söz konusu sınırdan insani yardımın geçişine izin vermediği için durum belirsiz.
İsrail ve Hamas arasındaki savaş bugün 11’inci gününde. Gazze’nin kuzeyindeki bir milyondan fazla insana verilen sürenin sonuna gelindi. İsrail’in kara operasyonu ise henüz başlamadı. Dünyanın çeşitli yerlerinde Filistin yanlısı protestolar yapılırken, dünya liderleri de İsrail’e karşı tepki göstermeye başladı. Çin ve Mısır gibi ülkeler İsrail’in eylemlerinin artık ‘toplu cezalandırmaya’ dönüştüğünü söylüyor. Savaşın başından beri İsrail’e desteğini gösteren ABD Başkanı Joe Biden bile İsrailli mevkidaşı Benyamin Netanyahu’ya, “İsrail’i işgal etme” mesajı veriyor. Savaşın ikinci haftasında pazartesi günü yaşananlar şöyle:
İsrail
Ölü sayısı: 1400 (286’sı asker)
Yaralı sayısı: 3 bin 400
Rehine sayısı: 199
Gazze
Ölü sayısı: 2 bin 808
Yaralı sayısı: 10 bin 859
Batı Şeria
Ölü Sayısı: 57
Yaralı Sayısı: 1200
*Verilen ölü ve yaralı sayıları, İsrail Ordusu, Filistin Sağlık Bakanlığı ve BM’ye dayanmaktadır.
Gazze’nin güneyinde Mısır’a açılan kapı olan Refah, savaşın başından beri hedef halinde. Bu kapı, 2.3 milyon Gazzeli için dış dünyaya açılan tek can damarı. Çoğu Filistinli ‘açık hava hapishanesi’ olarak görülen Gazze’den ancak bu kapı aracılığıyla çıkabiliyor. Ancak bölgede doğan insanların çoğu, bu savaşa kadar bölgeyi terk etmek için bir girişimde bulunmadı, zaten Mısır’dan bölgeden izin almak için izin almak da epey zor.
Zira Mısır’da Müslüman Kardeşler lideri Muhammed Mursi’nin indirilmesiyle Hamas’la ipler gerildi. Bu da Sina Çölü çevresinde saldırı riskini artırdı ki gerçekten de Mısır ordusu ile Sina yarımadasındaki cihatçılar arasında çatışmaların arttığı 2013 yılından bu yana Mısır, sınır kapısındaki hareketliliği büyük ölçüde kısıtladı. Yardım kuruluşları ile gazetecilerin Kuzey Sina’ya girişi yasaklandı. İsrail’in 2014 ve 2021’de Gazze’ye düzenlediği diğer bombardımanlar sırasında da sınır kapısı kapalı kalmaya devam etti.
Şimdiki savaşta Mısır hem sınıra asker yığdı hem de daha önce başladığı beton duvar örme işlemini hızlandırdı. Bölgeye insani yardımların da bu kapıdan geçerek hedefine ulaşması gerekiyor ancak 2007’de İsrail ile yapılan anlaşma gereği Gazze’ye girecek her türlü malın önce İsrail onayından geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir grup ülkenin gönderdiği yardımlar sınırda bekliyor.
Pazar günü Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, sınır kapısının yeniden açılacağını duyurdu. Ancak Filistinlileri endişelendiren bir diğer şey Gazze’den ayrılırlarsa yuvalarını kaybetme tehlikesi. Benzer bir durumu 1948’de ataları deneyimlemiş, topraklarını terk etmek zorunda kalan Filistinliler bir daha dönememişti.
ABD kanalı ABC’nin haberine göre, Gazze’nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı, dün ‘birkaç saatliğine açılacak’tı ancak bu gerçek olmadı. Yüzlerce kişi kapının açılması umuduyla sınırda bekleyişe geçse de bu uzun bekleyiş bölgeden ayrılmak isteyenler için verimli sonuçlanmadı.
Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada yabancıların dışarı çıkarılması karşılığında ‘ateşkes ya da insani yardımın bölgeden geçmesine izin verilmesinin’ söz konusu olmadığı belirtildi. Yani Gazze’nin güneyinde kısa süreli ateşkes ilan edileceği yönündeki iddialar yanlış çıktı.
Bazı İsrailli bakanlar, böyle bir takasa ‘şiddetle karşı olduklarını’ ifade ediyor. Enerji Bakanı İsrael Katz X’te yaptığı açıklamada, “İnsani gerekçelerle ablukanın kaldırılmasına ve Gazze’ye eşya girişine şiddetle karşıyım. Tüm çabalarımız öldürülen ve kaçırılan rehinelerin ailelerinedir, Hamas katillerine ve onlara yardım edenlere değil” dedi. Kültür Bakanı Miki Zohar da kuşatma altındaki bölgeye hiçbir şekilde insani yardımın girilmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Mısır Dışişleri Bakanı Sami Şükri ise Mısır’ın savaşın başından bu yana Refah geçişini çalışır halde tutmayı amaçladığını ancak İsrail’in sınırın Gazze tarafını bombalamasından dolayı bunun mümkün olmadığını belirterek İsrail’i suçladı.
Filistin Yönetimi’nin resmi haber ajansı WAFA’ya göre Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro ile yaptığı telefon görüşmesinde Hamas’a yönelik birtakım açıklamalarda bulundu.
Ajansın geçtiği haberde şu satırlara yer verilmiş: “Başkan, Hamas’ın politika ve eylemlerinin Filistin halkını temsil etmediğini ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) politika, program ve kararlarının Filistinli halkının tem meşru temsilcisi olduğunu vurguladı.”
Ancak birkaç saat sonra bu ifade, “Başkan FKÖ’nün politikalarının, programlarının ve kararlarının Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğunu ve başka herhangi bir örgütün politikasını temsil etmediğini vurguladı” şeklinde düzeltildi. Hamas’a yapılan atfın çıkarılmasının sebebi muhtemelen Hamas’ın direnişini destekleyen Filistinlilerin öfkesini üzerine çekmemek.
Zira Filistin yönetimi bir süredir eleştiri yağmuru altında. Bu konuyu detaylı işlediğimiz haberimizi de buradan okuyabilirsiniz.
İsrail, kuzeydeki Lübnan sınırına 2 km mesafedeki 28 köyde yaşayanların tahliyesine başlayacağını açıkladı. Lübnan ile yaşanan krizi detaylıca anlattığımız haberi buradan okuyabilirsiniz. Pazar günü Lübnan’dan İsrail’deki askeri karakola düzenlenen saldırılarda en az bir İsrail askeri ölmüş, üç asker de yaralanmıştı. İsrail bu bölgede cephe açmaya mı hazırlanıyor merak konusu. Ama analistler İsrail’in birden fazla cephede savaşma kapasitesinin o kadar uzun sürmeyeceğini düşünüyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Knesset’te yaptığı konuşmada İsrail ulusunun zafer hedefiyle birleştiğini söyledi. İstihbaratın Hamas’ın saldırısına karşı nasıl yavaş kaldığı konusunda epey tepki toplayan ve istifa etmesi istenen İsrailli lider, bu güvenlik açığına yönelik soruşturma başlatılacağını da duyurdu.
Hamas’ı ‘İran ve Hizbullah’tan oluşan şeytan ekseninin bir parçası’ olarak nitelendiren Netanyahu, söz konusu grupların amacının ‘Orta Doğu’yu kaosa sürüklemek’ olduğunu iddia etti. Hamas’ı Nazilerle bir tutan İsrailli lider, “Dünya Nazileri ve IŞİD’i yenmek için nasıl birleştiyse Hamas’ı yenmek için de birleşmeli” dedi.
Netanyahu’nun konuşmasından önce kürsüye çıkan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise İsrail halkını bölünmeme konusunda uyararak, “Devam eden çatışmaların ortasında, şehit askerlerimizi daha toprağa vermemişken bölünme ve nefret tohumları ekmeye çalışan tehlikeli sesler duyuluyor. Düşmanlarımız aramızda bölünme yaratacak her türlü işaretin peşinde” dedi.
Oturum devam ederken Kudüs’te duyulan siren sesleri üzerine Netanyahu da dahil olmak üzere tüm siyasetçilerin binanın güvenli kısımlarına gitmesi gerekti.
إخلاء الكنيست بعد إطلاق صواريخ قبل قليل نحو القدس وتل أببيب. pic.twitter.com/iIIxX2q9Pq
— Newpress | نيو برس (@NewpressPs) October 16, 2023
WAFA’nın Filistin Esirler Cemiyeti’ne dayandırdığı haberine göre, İsrail işgal altındaki Batı Şeria’da gece boyunca ve bu sabah düzenlediği baskınlarda aralarında iki gazetecinin de bulunduğu 70 kişiyi gözaltına aldı. El Halil’de tutuklananların sayısı 28 olurken, Nablus, Ramallah ve Beytüllahim’de de tutuklananlar oldu.
BM’nin Filistinlilere yönelik yardım kuruluşu UNRWA’nın Başbakanı Philippe Lazzarini, Gazze’de yardıma muhtaç durumdaki 2.3 milyon kişiye insani yardım ulaştırmaya devam etme kabiliyetinin büyük ölçüde azaldığı konusunda uyardı. Lazzarini yaşanan krizi şu sözlerle anlatıyor:
“Gazze’deki meslektaşlarım artık insani yardım sağlayamayacak durumda. UNRWA’nın faaliyetleri Gazze Şeridi’nde BM’nin bıraktığı en büyük iz ama çöküşün eşiğindeyiz. Bu daha önce bir benzeri görülmemiş bir durum.”
Çin’in resmi televizyon kanalı CCTV, Çin’in UNRWA ve Filistin Yönetimi’ne acil insani yardımda bulunduğunu bildirdi. Çin Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’ndan alınan bilgiye göre Gazze’deki insani durumu hafifletmek amacıyla gönderilecek yardım gıda ve tıbbi bakım gibi acil ihtiyaçları kapsayacak. Ancak bu yardımların sınırdan geçip geçemeyeceği İsrail’in tutumu sebebiyle belirsiz.
Yaklaşık 400 bin Filistinli şu anda UNRWA okullarında ve bölgenin güneyindeki diğer tesislerde barındığı biliniyor. Ancak yardıma muhtaç insan sayısı bundan çok daha fazla ve UNRWA’nın mevcut koşullarla daha ne kadar faaliyetlerini sürdürebileceği tartışmalı.
BM’nin açıklamasına göre Gazze Şeridi’ndeki 50 bin hamile kadın temel anne sağlığı hizmetlerine ulaşamıyor ki bu kadınlardan 5 bin 522’sinin gelecek ay doğum yapması bekleniyor. BM Nüfus Fonu Filistin Temsilcisi Dominic Allen CNN International’a verdiği demeçte, “Doğumdan önceki son aşamalarda ve son üç aylık dönemi olası komplikasyonlarla, kıyafetsiz, hijyenin olmadığı bir ortamda, destek görmeden ve bir sonraki günün, saatin ya da dakikanın hem kendileri hem de doğmamış çocukları için ne getireceğinden emin olmadan bu süreçten geçtiğinizi bir hayal edin” diyor.
BM’ye göre Gazze’nin kuzeyindeki en az dört hastane İsrail bombardımanına hedef oldu. Dolayısıyla bu hastanelerde hastalara yönelik tedavi hizmetleri artık verilemiyor. Kuşatma altındaki bölgede toplamda 21 hastane var. Gazzeliler, kendi evlerinin güvenliğinden emin olamadıkları için hastanelere sığınmaya başlamıştı. Hastane çevresi, koridorlar, hasta yataklarının tamamen dolu olduğu biliniyor.
İsrail bombardımanı devam ederken yaralı sayısının da artacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla zaten kısıtlı olan hastanelerin hedef alınması, sivil yaralıların ölüm fermanını imzalamak anlamına geliyor. BM, “Hastanelerin zorla tahliye edilmesi uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor” uyarısında bulundu.
Savaşın başından bu yana ABD, İsrail’in en büyük destekçisi olarak yanında yer aldı. Blinken, İsrail ziyaretine “Bir Yahudi olarak buradayım” diyerek gitti. Ayrıca savaşa Lübnan Hizbullah’ı ve İran’ın karışmaması için caydırma amacıyla iki uçak gemisi gönderildi. Hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat siyasetçiler İsrail’in savaşına destek vereceklerini bildirdi. Temsilciler Meclisi’nde başkanlık koltuğunu kapmak için mücadele veren Cumhuriyetçi Steve Scalise ve Jim Jordan da başkan olmaları halinde İsrail’e yardım gönderilmesinin öncelikli bir konu olacağını söyledi. Ayrıca ABD Kongresi’nden hem Ukrayna hem de İsrail için toplamda 2 milyar dolarlık askeri yardım paketi için de harekete geçileceği bildirildi.
Tablo böyleyken Biden CBS News’in 60 Minutes programında, insanların Gazze’den çıkmasını sağlayacak insani koridoru desteklediğini ve Gazze’ye gıda ve su da dahil olmak üzere insani yardım ulaştırılmasına destek olacağını söyledi. Biden’ın pazar günü Netanyahu ile görüşmesinin ardından İsrail Enerji Bakanlığı, Gazze’ye temiz su akışının sağlanacağını duyurdu. Ancak bu suyun halkın ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı belirsiz.
“İsrail’in savaş kuralları çerçevesinde hareket edeceğinden eminim” diyen Biden, Gazze’yi işgal etmenin büyük bir hata olacağını vurguladı. Biden ayrıca ‘katıksız kötülük’ olarak tanımladığı Hamas’ın tüm Filistin halkını temsil ettiğinin farkında olduğunu dile getirdi.
President Biden supports a humanitarian corridor that allows people out of Gaza – where Israel has cut off food, fuel, electricity, and much of the water. He also says the Israeli occupation of Gaza would be “a big mistake.” https://t.co/gYadyBKneX pic.twitter.com/7Tn0Oyo8Lo
— 60 Minutes (@60Minutes) October 15, 2023
Bu arada Wall Street Journal’ın savunma yetkililerine dayandırdığı haberine göre ABD ordusundan İsrail’e danışmanlık ve tıbbi destek gibi hizmetler sunması için yaklaşık 2 bin asker seçildi. Bu birliklerin sıcak çatışmada yer alması beklenmiyor. Seçilen kişiler şu anda Orta Doğu ve Avrupa’da görevlerini yerlerini getiriyor.
ABD birlikleri ne zaman ve nereye konuşlandıracağı konusunda net bir bilgi vermedi ancak Pentagon’un kararı, İsrail’in Gazze’ye kara operasyonu başlatması halinde İsrail birliklerinin net bir şekilde destekleneceğinin sinyalini verdi.
ABD’de Beyaz Saray önünde Filistin yanlısı protesto düzenlemek isteyen göstericiler sert müdahaleyle karşılaştı. Protestocuların 30’dan fazlasının tutuklandığı bildirildi. Güvenlik yetkilileri tutuklama yaptıklarını kabul etti. WJLA’nın haberine göre yetkililer tutuklamaların sebebi olarak protestocuların güvenlik bariyerlerini aşması ve Beyaz Saray binasına girişi önlemeleri olarak gösterdi.