Dünya borsalarındaki kasırga Borsa İstanbul’u da vurdu, euro ve dolar da yükseldi
ABD Dışişleri Bakanlığında üst düzey bir yetkili, yönetimin İsrail politikası nedeniyle istifa ettiğini açıkladı. Yetkili yayınladığı istifa mektubunda 'artık bunu bir parçası olmak istemiyorum' dedi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığında ve başka departmanlarda 11 yıldır görev yapan deneyimli siyasetçi Josh Paul, ülkesinin İsrail’e desteği nedeniyle istifa ettiğini duyurdu.
Paul’ün istifası, ABD Başkanı Joe Biden’ın Tel Aviv ziyaretini takip etti. Biden dünkü ziyaretinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile havaalanında verdiği ‘kucaklaşma’ fotoğrafı ve en az 500 kişinin ölümüne neden olan Ehli Arap Hastanesi saldırısından Filistinli grupları sorumlu tuttuğu sözleriyle gündeme gelmişti.
İşte bu görüşme sonrası ABD Başkanı Washington’a dönüş yolundayken Paul, ülkesinin İsrail yanlısı tutumunu daha fazla destekleyemeyeceğini belirterek istifa ettiğini duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığında ‘müttefikler ve ortaklara silah tedariki’ biriminde genel müdür olarak görev yapan Josh Paul, istifa gerekçesini, profesyonel sosyal iş ağı LinkedIn’de yayımladığı mektupla açıkladı.
Paul, Biden yönetiminin İsrail’e silah ve mühimmat desteğinin kendi ahlaki sınırlarını aştığını ifade ettiği istifa mektubunda Washington’un Tel Aviv desteğini ‘Adaletsiz, dar görüşlü, tek taraflı ve yıkıcı’ bulduğunu ifade etti. Bu politikanın ABD’nin ‘değerleriyle çeliştiğini’ belirten Paul, “İsrail’in vermeye devam edeceği tepki ve bununla birlikte Amerika’nın hem bu tepkiye hem de işgalin statükosuna verdiği destek, İsrail ve Filistin halkları için yalnızca daha derin acılara yol açacaktır” diye yazdı.
“Geçen on yıllarda yaptığımız hataların aynısını tekrarlamaktan korkuyorum ve bunun bir parçası olmayı reddediyorum” sözleriyle mektubuna devam eden Paul, 11 yıllık mesaisine bu vesileyle veda etti.
İstifasının ardından verdiği ilk röportajda da eleştirilerini dile getiren eski Dışişleri Bakanlığı birim yöneticisi, İsrail’in 7 Ekim’deki Hamas operasyonu ardından 2 milyonu aşkın sivilin yaşadığı Gazze’ye yönelik elektrik, su, ilaç ve gıda ambargolarını anımsatarak ABD silahlarının hak ihlalleri yapan ülkelere verilmesinin önüne geçmek için öngörülen yasal prosedürlerin başarısız olduğunu da vurgulamıştı.
The HuffPost’a verdiği demeçte Paul, “Tartışmalı silah satışlarına ilişkin politikayı değiştirme çabalarından ve tartışmalardan payıma düşeni aldım” dedi.
ABD’nin İsrail’e verdiği desteğin tartışmaya kapalı olduğunu anladığını ve hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini anladığı için istifa ettiğini söyledi.
11 yıllık görevini bırakan Paul’ün son açıklaması da “Artık bunun bir parçası olmak istemiyorum” oldu.
İsrail, Hamas’a yönelik ‘intikam’ saldırılarına devam ederken ABD’nin İsrail’e desteğini azaltması ve politikaların sivillere yönelik olmasını isteyen Biden yönetimi içindeki çok sayıda yetkili de HuffPost’a ‘caydırıcı’ bir atmosfer yarattıklarını söyledi. Paul’un istifasını kamuoyuna duyurması, Çarşamba günü Dışişleri Bakanlığı’nda şok etkisi yaratırken bakanlık basının yorum taleplerini şu an için karşılıksız bıraktı.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ziyaretinde önce Netanyahu ile sarılmış ardından da kesintisiz desteklerini sürdürecekleri mesajı vermişti. Biden, insani yardım anlaşmasını açıklarken bir yandan İsrail’e güçlü Amerikan desteğini yineleyip bir de itidal çağrısı yapmıştı. ABD Başkanı, İsraillilere ‘öfkelerine hakim olma’ çağrısında bulunurken en az 471 kişinin öldüğü hastane katliamından da Filistinlileri sorumlu tutmayı sürdürmüştü.
Konuşmasının başında Hamas saldırıları nedeniyle İsraillilere “İsrail, yalnız değilsin” diye seslenen Biden, “ABD bu karanlık günlerde yanınızda yürüyecek. İsrail, bugün, yarın ve her zaman güvenli ve demokratik bir Yahudi devleti olacak” ifadelerini kullanmıştı.
İsrail’in dünya çapında Yahudiler için güvenli bir yer olarak doğduğunu söyleyen Biden’ın, “Eğer bugün var olmasaydı onu icat etmemiz gerekecekti” sözleri dikkat dikkat çekmişti. Biden, bu hafta ABD Kongresi’nden İsrail için ‘benzeri görülmemiş’ bir yardım paketi isteyeceğini de açıklarken, Hamas saldırılarını ABD’nin 11 Eylül’üne benzetmişti.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı. Gazze’den düzenlenen saldırılarda 306’sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in saldırılarında Gazze’de 3 bin 478 kişinin öldüğünü, 12 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu. İşgal altındaki Batı Şeria’da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 69 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti. Son olarak, İsrail’in Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne 17 Ekim’de düzenlediği saldırıda 471 kişi hayatını kaybetmiş, 28’i ağır 342 kişi yaralanmıştı.