Savunma Bakanlığı haberimizi doğruladı: F-16’lar şarta bağlı değil
ABD'nin İsrail'e savaş başından beri yaptığı yardımlar Ortadoğu'da tepki görüyor. Öyle ki geçen çarşambadan beri Irak ve Suriye'deki ABD askeri üsleri hedef alınıyor. Pentagon, askerlerini korumaktan çekinmeyeceği vurgusunda bulunurken, ABD'li lider Biden'ın konuşmasını yarım bırakması olay oldu.
İsrail ve Filistinli direniş güçleri arasında 7 Ekim’den bu yana süren savaşta ABD’nin İsrail’e desteğini sonuna bulabildiği her fırsatta göstermesi Ortadoğu’da büyük bir tepkiyle karşılanıyor. ABD Dışişleri Bakanı’nın İsrail’e ilk gidişinde, “Bir Yahudi olarak buradayım” demesi, önce USS Ford uçak gemisi sonra da Eisenhower uçak gemisinin Lübnan Hizbullahı ve İran’ı caydırmak için bölgede konuşlandırılması, yaklaşık 2 bin askerin İsrail’e cephe hattında savaşmak hariç her türlü konuda İsrail ordusuna yardım etmesi için göndermesi eleştirilerin odağına oturdu. Öyle ki ABD geçen çarşambadan beri hem Irak hem de Suriye’deki askeri üslerinde saldırılara hedef oluyor.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, İsrail’in savaş planlamasına yardımcı olması için aralarında şehir savaşları konusunda uzman Deniz Piyadesi Korgenerali James Glynn’in de bulunduğu bir grup askeri danışmanı İsrail’e gönderdi. Glynn daha önce terör örgütü IŞİD’e karşı özel operasyon yürütülmesine yardımcı olmuş ve Irak’ın Felluce kentindeki en hararetli kent çatışmalarında görev almıştı. Adının açıklanmaması şartıyla AP’ye konuşan bir kaynak, Glynn’in görevlerinden birinin şehir savaşlarında sivil kayıplarının nasıl azaltılacağı konusunda İsrailli askerlere danışmanlık yapmak olduğunu belirtti.
İsrail, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde, Hamas militanlarının birbiri ardına dizilmiş apartman bloklarının altına tünel ağları ve tuzaklar kurmak için yıllarını verdiği bir bölgede kara operasyonu gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu bağlamda pazarı pazartesiye bağlayan gece esirleri aramak için Gazze’ye karadan tank ve piyade girişinin yapıldığı duyuruldu. Hatta Hamas kaynakları, ülkenin güneyinde İsrailli askerlerle karşı karşıya kaldıklarını bile söyledi.
Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcsü John Kirby, Glynn ve İsrail’e danışmanlık yapacak diğer komutanların “İsrail’in yürüttüğü operasyon türüne uygun deneyime sahip olduklarını” söyledi. Bununla birlikte ABD’li askerler savaşta aktif bir şekilde yer almayacak. Kent savaşının ise neden İsrail için riskli olduğunu buradan okuyabilirsiniz.
ABD’nin İsrail’e koşulsuz yaptığı yardımlar Ortadoğu’da tepkilerin odağında olmaya devam ediyor. Bunun yansımaları da Irak ve Suriye’deki askeri üslerinin hedef alınması şeklinde kendisine dönüyor. Pentagon bölgede son birkaç günde defalarca saldırıya uğrayan ABD personelini de korumaya çalışıyor. Bakanlık, bu saldırıların İran desteğiyle gerçekleştirildiğine inanıyor.
Dün de Suriye’nin Tanf kentindeki ABD garnizonu iki insansız hava aracı tarafından hedef alındı. Araçlar düşürüldü ve herhangi bir askerin yaralanmadığı belirtildi. Ancak saldırıların daha ne kadar süreceği bilinmiyor. Geçen perşembe günü de USS Carney destroyeri Yemen’den fırlatılan ve muhtemelen İsrail’i hedef alan dört kara saldırısını seyir füzeleriyle önlemişti.
Bu olayların hemen ardından Pentagon hafta sonu İsrail’e Patriot hava savunma sistemleriyle THAAD savunma sistemini gösterdiğini duyurdu. Ayrıca şu anda bölgede hem saldırı gemisi USS Ford hem de savunma gemisi Eisenhower konuşlanmış bekliyor. İran ya da Lübnan Hizbullahı gibi bir grubun savaşa dahil olması halinde her iki gemi de karşılık vermek için hazır bekliyor.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü Patrick Ryder, “Kuvvetlerimizi korumak ve kollamak için ne yapmamız gerekirse yapmaya devam edeceğiz ve gerekli tüm tedbirleri alacağız. Hiç kimse daha geniş çaplı bir bölgesel çatışma görmek istemez. Ancak kuvvetlerimizi korumakta da tereddüt etmeyeceğiz” dedi.
Biden yönetiminin konuya ilişkin fikirlerini bilen bir ABD’li yetkiliye göre ABD, İsrailli yetkililere kara harekâtını ertelemeyi düşünmelerini tavsiye ederek bunun ABD’nin daha fazla rehineyi serbest bırakmak için bölgesel ortaklarla çalışmak için daha fazla zaman tanıyacağını söyledi. Bununla birlikte ABD’nin planının İsrail üzerinde ne kadar etkisi olacağı ise muamma.
ABD için de Hamas’ın esir aldığı sivillerin kritik önem taşıdığı görülüyor. Şimdiye kadar ikisi cuma günü, ikisi de dün olmak üzere dört sivil serbest bırakıldı. Halbuki Hamas’ın elinde en az 222 sivil olduğu biliniyor. Pazartesi günü Beyaz Saray’da gazetecilerin, “Rehinelere karşılık ateşkes anlaşmasını destekler misiniz?” sorusuna ABD Başkanı Biden, “Önce rehineler serbest kalmalı, ateşkesi sonra konuşuruz” dedi.
Biden ateşkes konusunu bir kenarda tutacağının mesajını verdikten kısa bir süre sonra gazetecilerden özür dileyerek saraydaki acil durum odasına gitmesi gerektiğini söyledi. Beyaz Saray’ın giriş katında bulunan bir istihbarat merkezi olan durum odasında üst düzey yetkililer ciddi bir olayla ilgili son bilgileri tartışmak ve kararlar almak üzere toplanıyor.
Biden’ın konuşmasına devam ederek “Bidenecomics” gündemi hakkında konuşması bekleniyordu ancak başkan, “Özür dilerim, ilgilenmem gereken başka bir konu için durum odasına gitmek zorundayım” dedi. Henüz netleşmemiş olsa da odada Hamas’ın dün akşam saatlerinde serbest bıraktığı rehinelerin konuşulacağı belirtildi.
Öte yandan Kirby de CNN’e verdiği demeçte ABD’nin esas amacının Hamas tarafından rehin tutulan sivillerin serbest bırakılması olduğunu söyleyerek, ateşkesin zamanı olmadığını belirtti.
Reuters’in haberine göre Hamas iki esiri daha serbest bıraktığını açıkladı. İsrail’den gelen haberlere göre çifte vatandaşlığa sahip yaklaşık 50 rehinenin daha serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmanın ise eli kulağında.
Hamas’ın dün serbest bıraktığı esirlerle ilgili anlaşmanın Katar ve Mısır arabuluculuğunda gerçekleştiği bildirildi. Örgütün “insani gerekçelerle” serbest bıraktığını açıkladığı iki rehinenin Nurit Yitzhak ve Yochved Lischitz adlı kadınlar olduğu bildirildi. Sosyal medyada yayınlanan bazı videolarda kadınların Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’na ulaştığı görülüyor.
Hamas’ın silahlı kolu El Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Obaida ikiliyi serbest bırakma kararının arkasında “mecburi insani ve sağlığın kötü olması” gibi gerekçeler olduğunu söyledi. Obaida ayrıca Nurit ve Yochved’i aslında cuma günü serbest bırakmaya çalıştıklarını, ancak İsrail’in “onları kabul etmeyi reddettiğini de sözlerine ekledi. Örgüt cuma günü ABD’li Natalie ve Judith Raanan’ı serbest bırakmıştı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) de X’te rehinelerin serbest bırakılmasına yardımcı olduğu paylaşımı yaptı. Komite iki rehineyi dün akşam saatlerinde Gazze’den çıkardıklarını teyit etti.