Yorgunluk ve saç dökülmesi sizi rahatsız mı ediyor? Sorun belki de demir eksikliği
Saç dökülmesi kadın ve erkeklerin ortak korkularından biri. Mevsim geçişlerinden hastalıklara, stresten hormonlara kadar pek çok faktör saç dökebiliyor. Prof. Dr. Server Serdaroğlu’na göre sebep ne olursa olsun saç dökülmesini önlemek mümkün. Yeter ki doktora başvurmakta geç kalınmasın.
Banyoda elinize gelen saçlar, fırçanızda kalan saç yığınları, yastığınıza dökülen saç telleri yüzünden “Bu gidişle kafamda saç kalmayacak” stresini muhtemelen hayatınızın bir döneminde yaşadınız ya da şu an öyle bir dönemden geçiyorsunuz. Eğer kuaförünüzden “Bakım yapalım”, arkadaşınızdan “Şu şampuanı kullan”, sosyal medyadan “Zeytinyağı, avokado kürünü deneyin” tavsiyeleri aldıysanız ya da aklınızdan “Acaba saçlarımı kısacık mı kestirsem” diye geçiyorsa size kötü bir haberimiz var: Bu yöntemlerin hiçbiri işe yaramıyor.
Dermatologlara göre her gün saçlarımızın bir miktar dökülmesi son derece doğal. Çünkü saçımız da vücudumuzdaki hücreler gibi doğuyor, büyüyor ve ölüyor. Bir saç telinin ortalama dört yıl ömrü var. Bu sürenin sonunda saç dökülüyor, yerine yenileri çıkıyor. Fakat bazen araya giren bir enfeksiyon, diyet, vitamin eksikliği ya da kronik bir hastalık saçların ömrünü tamamlamadan dökülmesiyle sonuçlanıyor.
Diğer bir deyişle saç dökülmesi çoğu zaman başka bir sağlık sorununun belirtisi. Bu nedenle saçı kazıtmak, keratin bakımı yaptırmak, pahalı şampuanlar kullanmak gibi yöntemler işe yaramıyor. Altta yatan sorun ortaya konulup tedavi edilmedikçe saç dökülmeye devam ediyor ve saç kayıpları bazen kalıcı oluyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Server Serdaroğlu’na saç dökülmesi hakkında en çok merak edilen soruları yönelttik.
Saç dökülmesinin kadın ve erkekte nedenleri farklı mı?
Hayır, saç dökülmesinin nedenleri de farklı değil, görülme oranları da… Her iki cinste eşit oranda görülür ama erkekler saç dökülmesine biraz daha kabullenici yaklaşır, yardım arayışında daha az bulunur. Kadınlar ise çözüm için daha fazla doktora başvurur.
Peki saç dökülmesinin en sık sebepleri neler?
Saç dökülmesi tıpkı kaşınma gibi bir belirti aslında. Nasıl ki kaşıntının tek bir nedeni yok, dökülen saçın da öyle… Dökülmenin en önemli nedeni erkek tipi dökülme olarak adlandırılan androgenetik alopesi. Erkeklik hormonlarının rol oynadığı genetik bir saç dökülmesidir.
Her ne kadar “erkek tipi” olarak adlandırılsa da kadınlarda da görülüyor. Fakat iki cinste saçı farklı şekillerde döküyor. Erkeklerde alnın yan taraflarında geri çekilmelere, tepe bölgesinde boşluklara yol açıyor. Kadınlarda tepe bölgesinde yaygın bir saç incelmesiyle (seyrelmesiyle) başlıyor, zaman içinde saç kayıplarına neden oluyor. Tabii tam erkek tipi dökülmeyle gelen yani yanları ve tepesi açılan kadınlarla da karşılaşıyoruz ama nadiren…
Hangi yaşlarda başlıyor?
Erkek tipi dökülme genellikle hormonal aktiviteden sonra yani 15 yaşından sonra başlıyor. Erkeklerde saç kayıpları en çok 20-30 yaş arasında belirginleşiyor. Saç döken hormonlar kadınlarda daha düşük oranda bulunuyor ve kadınlarda östrojenin varlığı koruyucu. Erkek tipi dökülme çok şiddetli bir saç dökülmesi genine sahip olmayan kadınları menopozda yakalıyor.
Dökülmeyen saç var mı?
Hayır, her saç dökülür. Bir saç telinin yaklaşık dört yıl kadar doğal bir ömrü var. Bu sürenin sonunda saç dökülür, saç kökü üç-dört ay dinlenir ve sonra yeni saç üretimi başlar. Her gün bu şekilde 70-80 saç teli yenilenmeye geçer, yani dökülür. Fakat sorun şu ki bu döngü sonsuz değil. Her kök, yaşam boyu 20-25 civarında yenilenme özelliğine sahiptir. Daha sonra o kök üretimi keser. Dolayısıyla çok sık saç dökülmesi yaşanması o rezervi tüketir.
Diyelim ki bir yıl içinde ateşli hastalık geçirdiniz, yoğun bir stres yaşadınız, ameliyat oldunuz… Her bir etken saçlarınızın dört yıllık ömrünü tamamlamasına fırsat vermeden dökülmesine yol açtı. İşte bu dökülmeler rezervinizin kaybı anlamına gelir. O yüzden de yaş ilerledikçe “Saçım eskiden çok gürdü, artık daha seyrek” cümlesini sık duyarız. Bazen o rezerv 30’lu yaşlarda bile bitebilir. O nedenle “Nasılsa yenisi çıkıyor” diye düşünmemek, olağan dökülmelerin dışındaki dökülmeleri önemsemek gerekir.
Stres, ateşli hastalık ve ameliyatı saç dökülmesi nedenleri arasında saydınız. Başka sebepler de var mı?
Saç dökülmesi yapan daha bir sürü durum ve hastalık var. Örneğin beslenme bozuklukları ve yanlış diyetlerden sonra saç dökülmesi sık yaşanır. Tüp mide operasyonlarından sonra birdenbire hızlı bir kilo kaybı olduğu için dökülmeler sık görülür.
Kronik böbrek yetmezliği, diyabet, tiroid hastalığı gibi bazı kronik hastalıklara bağlı saç dökülmesi görülebilir.
İlaçlar da önemli bir sebep. Özellikle antidepresanlar, akne ilaçları, tansiyon ilaçları, kolesterol düşürücüler saç dökebilir. Tabii bu “İlacınızı bırakın” anlamına gelmiyor. İlacınızın saçlarınızı döktüğünü fark ediyorsanız doktorunuzla konuşup bu yan etkiye yol açmayan başka bir ilaç önerisi isteyebilirsiniz.
D vitamini saç dökülmesi üzerinde etkiye sahip mi?
D vitamini saç üzerinde en az rolü olan vitamin. Ama B12, folik asit, çinko, demir, ferritin (demir depoları) her saç dökülmesi tanımlayan hastada mutlaka bakılır. Çoğunlukla da demir eksikliği sık bulunur. Vitamin-mineral eksiklikleri arasında demir eksikliği hem saç dökülmesinin en sık sebebidir hem de erkek tipi dökülmesi olanlarda tedavi başarısını azaltır.
Sedef veya egzama gibi deri hastalıkları saç döker mi?
Hayır, bunlar genellikle dökmez. Bazen özellikle egzamaya bağlı kaşıntılar saçın dökülmesine neden olabilir. Ama bu tip dökülmeler kalıcı değildir, egzamayı tedavi edince geçer. Fakat saçlı deriyi tutan liken, lupus gibi hastalıklar saç köklerini tahrip ederek kalıcı dökülmeler yapabilir. O nedenle bu hastalıklar ne kadar erken fark edilirse kalıcı saç kayıpları o kadar önlenebilir. Ama giden gitmiştir, onlara yapacak bir şey yok.
Bu arada saçkıran (alopesi areata) saç dökülmesi yapan yaygın saç hastalıklarından biridir. Toplumun yüzde 1’inde saçkırana rastlanır. Her yaşta görülebilir, bir yaşında da 50 yaşında da ortaya çıkabilir. Bir bağışıklık sistemi (otoimmün) hastalığıdır. Saçkıran hastalığında savunma sistemi saç köklerini bir mikrop gibi algılar ve onlara savaş açar. Hastalık genetik geçiş gösterir. Stres, enfeksiyonlar gibi faktörlerle tetiklenir. Saçkıran çocukluk çağında görülüp ileri yaşlarda tekrarladığında çok şiddetli seyredebilir. Tüm saçlar, kaşlar ve vücut kıllarının dökülmesine neden olabilir. Neyse ki saçkıranda çok başarılı tedaviler var, ilaçlarla yüzde 70-80 oranda tedavi edebiliyoruz. Birçok hastayı belki uzun süreli ilaç kullanımıyla da olsa saçlı tutabiliyoruz.
Mevsim dönümlerinde saç dökülmesi yaşamak normal mi?
Sebebini çok bilmesek de Kuzey Yarım Küre’de ağustos, eylül, ekim aylarında saç dökülmesi hızlanır. Normalde günde 70-80 saç dökülürken bu aylarda 100-120 tane olmaya başlayabilir. Bu çok önemli değil, üç-dört ay sürüp geçecektir. Ama dökülme devam ediyorsa o zaman bir başka neden aranması lazım.
Saçları dökülenler hangi durumda “Bende bir sorun olabilir” diye düşünüp doktora gitmeli?
Erkek tipi dökülmeler erkekte 20’li yaşlarda belirginleşir, kadında menopozdan sonra şiddetlenir demiştim. Fakat erkek tipi dökülme dışındaki saç dökülmeleri her yaşta görülebilir. Kronik hastalıklar, vitamin-mineral eksiklikleri gibi uyaranlar her yaşta saç dökülmesine neden olabilir. Doktora başvurmanız için kuralımız şu: Saçlarınızı yıkadıktan sekiz saat sonra elinizi saçınıza her attığınızda elinize dört-beş saç teli geliyorsa bir problem var demektir. Yine saçlarınızın orta hat çizgisinde genişleme olması, saç çizgisinin geriye doğru kayması, saçlı deride yamasal boşluklar olması da doktora başvurmayı gerektirir.
Saç dökülmesi yaşayan biri hangi branştan doktora başvurmalı?
Dermatoloji uzmanına… Saçları dökülenler genellikle çözümü kuaförlerde arıyor. Kuaförler sorunu ilk saptayan yerler olması açısından önemli. Fakat kuaförün yapması gereken kişiye “Saçlarında sorun var, boşluklar oluşmuş, bir dermatoloji uzmanına görün” demek olmalı. Yoksa bakım yapmak saç dökülmesini tedavi etmez, sadece saçın yüzeyindeki hasarı azaltır, daha parlak olmasını sağlar, saçı daha kolay taranır hale getirir. Bunlar işin kozmetik kısmı, hastalık kısmında kuaförlerin rolü yok.
Peki genel bir saç dökülmesi şikayetiyle dermatoloğa giden bir hastayı nasıl bir süreç bekler?
Hasta, kadınsa adet düzeniyle ilgili bilgiler alınır. Yakın zamanda doğum yapıp yapmadığı ya da doğum kontrol hapı kullanıp kullanmadığı sorulur. Çünkü bunlar da saç dökülmesi yapabilir. “Saç dökülmesi yeni mi başladı yoksa üç aydan daha uzun süredir mi devam ediyor?” sorusunun yanıtı da önemli, zira aldığımız cevap tanıyı ve tedaviyi değiştirir.
Bu tür bilgileri aldıktan sonra kadın da olsa erkek de olsa hastaya kan analizleri yaparız. Ardından dijital dermaskop cihazıyla saçlardaki incelme oranına bakarız. Saçlı deride bir hastalık olup olmadığını değerlendirir, şüphede kaldığımız hastalarda biyopsi yaparız. Biyopsi daha çok derideki hastalıklar içindir. Mesela saçkıranın deride boşluk şeklinde değil de genel dökülmeye yol açan bir formu var. Hastanın saçına dokunduğumuzda saçın her tarafından elimize beşer tane saç teli geliyorsa o zaman biyopsi yapmak gerekir. Biyopsi “Saç köklerine zarar veren savunma hücreleri var mı yok mu?” sorusunun yanıtını ortaya çıkarır.
Bütün bu tetkikler, değerlendirmeler sonrasında karşınıza en sık çıkan saç dökülmesi sebebi erkek tipi dökülme mi?
Evet, erkeklerin yüzde 70’i, kadınların yüzde 50’si hayatının bir döneminde bu tip dökülmeden muzdariptir.
Erkek tipi dökülmeyi önlemek mümkün mü?
Evet, mümkün. Bu tip saç dökülmelerinde erken tanı çok önemli, zamanında doktora başvurulursa kalıcı kayıplar fazla olmaz.
Saç dökülmesi yaşayan birinin saçlarındaki incelme oranı, erkek tipi dökülmeye ilişkin ipucu verir. Diyelim ki 20 yaşında genç bir kadın “Saçlarım dökülüyor” diye bize geldi. Dijital inceleme yaparak saç oranlarına bakarız. İncelme 10 saç telinin birindeyse durum normal, üçündeyse hastalık başlamış demektir. Bu kişilere saç köklerindeki damarları genişleten tedaviler vererek saçların yeniden kalınlaşmasını sağlayabiliriz. Tabii bu olumlu etkinin görülebilmesi için tedavilerin uzun süreli kullanılması gerekir. Aksi takdirde saç incelmeye devam eder, kök kapanır ve artık saç üretemez.
Uzun süreli derken mesela ömür boyu kullanmak gerekebilir mi?
Kadında da erkekte de gerekirse ömür boyu düzenli ilaç kullanılmalı, evet. İlaçlara sadece gebelikte ara vermek gerekir, doğumdan sonra tedaviye tekrar başlanır. Damar genişleticilerin en az dört saat saçlı deride kalması, ardından saçın yıkanması gerekir. Hastalar genellikle yatmadan önce ilacı sürer ve sabah kalktıklarında banyo yaparlar.
Tedavi uzun soluklu olduğu için insanlar her gün sürekli ilaç sürmekten, saçını yıkamaktan bir süre sonra bıkar. Bu nedenle bazen tedaviye ara verir sonra tekrar başlarlar. Ama damar genişletici spreyleri ne kadar uzun süre kullanırsanız saçlı kalma ihtimaliniz o kadar artar. Tabii bazı durumlarda ilacın kullanım sıklığını düşürmek mümkün olabilir. Örneğin birkaç yıllık tedavinin ardından saçınız iyi duruma gelmişse ilacı her gün kullanmak yerine gün aşırı ya da haftada bir-iki gün kullanabilirsiniz. Fakat saç kaybınız şiddetli gidiyorsa her gün ilacı sürmek lazım.
Erkek tipi dökülme dışındaki saç dökülmelerinin tedavisi nasıl yapılıyor?
Tedavi altta yatan sebebe göre düzenleniyor. Örneğin hastanın demir depoları düşükse ya da demir eksikliğine bağlı anemi gelişmişse buna yönelik bir tedavi veriliyor. Hastanın saçı tiroid ya da vitamin eksikliklerine bağlı dökülüyorsa bu sorunların tedavisiyle dökülmeler önlenebiliyor, saç geri kazanılabiliyor.
Tedaviyle saç ne kadar sürede kendini toparlar?
Diyelim ki saçlarınız çok döküldü, saçlarınızı atkuyruğu yaptınız ve arkadaki tomarın çok inceldiğini fark ettiniz. Tedaviyle eskisi gibi kalın bir saç tomarınız olur ama uzun vadede… Saç ayda ortalama bir santim uzar, arkadaki tomara yeni çıkan saçın girmesi iki-üç yıl sürer. Dolayısıyla altı ayda saç tomarının dolmasını beklemeniz gerçekçi olmaz. Mecburen saçınızın uzamasını bekleyeceksiniz.
Dökülen saçı hangi durumlarda geri getirmek mümkün olmaz?
Kökler tahrip olmuşsa ne yazık ki geri getirmek mümkün değil. Kalıcı kayıplar daha çok derideki liken, lupus gibi hastalıklara bağlı olur. Erkek tipi dökülmelerde minyatürleşmiş saçlar kademeli kalınlaşabilir. Mesela bir yıl tedavi yapsanız daha iyi bir görüntü sağlarsınız. Ama hasta “Benim 10 yıldır saçlarım azalıyor” diyorsa saçları 10 sene öncesine döndüremezsiniz. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar avantaj elde edersiniz.
Mezoterapi, PRP, kök hücre gibi enjeksiyonlar saç dökülmesine çözüm sunar mı?
Her şeyden önce bunların ana tedavi değil, yardımcı tedaviler olduğunu unutmamalıyız. Ne yazık ki ticari nedenlerle saçı dökülen her hastaya bu işlemler öneriliyor. Oysa önce saç dökülmesinin sebebini bulup ona göre tedavi düzenlemeniz lazım. Bu tedaviler de 10 tane değil, sadece iki-üç tanedir. Ana tedaviye başladıktan sonra tedavinin bir döneminde PRP, mezoterapi ya da kök hücre yaptırabilirsiniz. Enjeksiyon tedavisiyle yetinip ana tedaviyi ihmal ederseniz saçlarınız dökülmeye devam edecektir. Çarpıcı bir oran vereyim: Enjeksiyonların saç dökülmesini önlemeye katkısı yüzde 10-30 arasında değişir. Ama asıl tedavimizin başarı oranı yüzde 80’dir.
Saç dökülmelerinde biyotin almanın bir faydası olur mu?
Saç sorununuz yoksa durup dururken biyotin almanın anlamı yok. Ama mevsim geçişlerindeki saç kaybı için biz hastalara biyotin öneririz. Veya diyelim ki sivilce tedavisi olacaksınız, saç dökülmesine neden olacak A vitamini türevi bir tedaviye başlayacaksınız. Bunu önlemek için de biyotin kullanılabilir. Yine ateşli bir hastalık geçiriyorsanız iki ay sonra sizi saç dökülmesi bekliyor demektir. (Bir uyarandan ortalama iki ay sonra saç dökülmesi olur.) Biyotin alarak bunu önleyebilirsiniz. Biyotin ayrıca saçın kalitesini artırır ve daha hızlı uzamasını sağlar. Yılda bir kez üç-dört aylık bir kür şeklinde biyotin kullanılabilir.
Şampuan seçiminin saç dökülmesinde önemi var mı?
Şampuanların içine en iyi maddeleri koysanız da şampuan başınızda üç saat durmadığı sürece etkisi çok sınırlı olur. Üç dakika içinde saçınızı yıkayacaksanız açıkçası pek etkinlik beklememek gerekir. Destek olacak iyi şampuanlar var ama bunlar asla tedavinin yerini tutmaz.
Peki iyi bir şampuan nasıl olmalı?
Öncelikle şampuanın içinde paraben, sülfat (tuz) gibi zararlı maddelerin olmaması avantaj sağlar. Bu maddeler saçlı deride kaşıntıya ve buna bağlı dökülmelere yol açabilir.
Damar genişleticiler, saç köküne iyi gelen saw palmetto gibi bitkisel destekler, saçın güneşten etkilenmesini azaltan ultraviyole yansıtıcı gibi maddeler içeren şampuanlar ise avantaj sağlar. Fakat bunlar da pahalıdır, herkesin bütçesine uymaz.
Saçı dökülenler bazen çareyi saç ekiminde arıyor. Saç ekimi için doğru zaman nedir?
İstanbul’da nereden baksanız 500 civarında saç ekim merkezi var. Bunların bir kısmı sağlık turizmiyle yurt dışına çalışıyor. İşini gerçekten iyi yapan uzmanlar olsa da işin içinde fazla para döndüğü için doğru adresleri bulmak zor açıkçası.
Sorun şu ki henüz yaşı çok genç olan, saçı şekillenmemiş hastalara hemen saç ekimi yapılabiliyor. Ana tedavinin ihmal edildiği bu hastalarda bir süre sonra saçın başka alanları da dökülüyor. O zaman kafada garip saç adalarının olduğu kötü bir görüntü ortaya çıkıyor. Bunu önlemek için iki kez saç ektirirsiniz belki ama üçüncü uygulama artık çok zordur.
Saç ekiminde ense bölgesinden saçlar alınıp boş alanlara nakledilir. İnsan kafasında toplamda 130-140 bin saç teli var, hepsi bu. Tepe bölgesi boşalmış bir insanın kaybı 40-50 bin civarındadır. Siz ense bölgesinden 3 bin tane saç alıp boşalan bölgeye bunları ekerek tepeyi kapatamazsınız. O nedenle ana tedaviye devam edip ilave kayıplar için saç ekimi yapılmalı.
Saç ekiminde kişinin yaşı ve saçlarının dökülme şekli çok önemli. Saç dökülmesi büyük ölçüde şekillenmişse ensedeki rezervi kullanmak lazım. Saçı henüz şekillenmemiş, saç kaybı devam eden bir kişiye saç ekimi yapmak o kişinin ileride kötü bir görüntüye sahip olma riskini artırır. O nedenle saç ektirmeyi düşünenlerin önce bir dermatoloğa başvurmalarında yarar var.
Saçlarınızı korumaya saç dökülmesi hakkında doğru bilgiler edinerek başlayabilirsiniz. Prof. Dr. Server Serdaroğlu, saç dökülmesiyle ilgili sık karşılaşılan mitleri ve gerçekleri anlattı.
Yanlış 1: Çok sık saç yıkamak saç döker.
Doğrusu: Saçı sık yıkamak saçı ne döker ne de çıkarır. Saç kirlenince yıkanır. Kir dediğimiz şey de saçın doğal yağıdır. Kuru saçlı insanlar çok sık yıkamaya ihtiyaç duymaz.
Öte yandan çok sık saç yıkamak uzun saçlı kişilerde saçın kalitesini bozar. Nasıl bir kıyafeti sık yıkadığınızda daha hızlı eskirse saçın daha fazla yıkanmaya maruz kalmış uç kısımları da daha fazla yıpranır.
Yanlış 2: Saçı kazıtmak ya da kısa kestirmek saçların gür çıkmasını sağlar.
Doğrusu: Sağlamaz. Bu inanış tarım toplumu olmamızdan kaynaklanıyor. Dallarını budayınca ağaçtan daha fazla verim alınır ama aynı şey saç için geçerli değil. Saç ölü bir organdır, çok az bir kısmı canlıdır.
Yanlış 3: Jöle, saç köpüğü saç döker.
Doğrusu: Bu tür ürünler saçı yıpratır ama dökmez. Yine de bu ürünleri saçlı deriye sürmemek gerekir çünkü kaşıntılara, alerjilere neden olabilir. Kaşıntı da bazen saçların dökülmesine yol açabilir.
Yanlış 4: Perma, renk açıcılar, boya ve fön çektirmek saç döker.
Doğrusu: Bunlar saç dökmez ama saç yüzeyinde hasara neden olabilir.
Yanlış 5: Keratin uygulaması ve bakımlar saç dökülmesini önler.
Doğrusu: Bunlar saçın dökülmesini engellemez, sadece saçın daha iyi görünmesini sağlar. Saç dökülmesi bir hastalıktır. Belirgin bir dökülme varsa, saçın alındaki sınırı geriye kaydıysa, kafada yamasal boşluklar varsa bu tür yöntemlerle oyalanmayın, mutlaka dermatoloji uzmanına başvurun.
Yanlış 6: Yumurta akı, zeytinyağı, badem yağı karışımları saç dökülmesine iyi gelir.
Doğrusu: Bu tür karışımlar da tıpkı kozmetik ürünler gibi saçı parlatmak ya da saçın dış yüzeyindeki hasarı azaltmak dışında saça katkı sağlamaz.
Yanlış 7: Saç dökülmesine sarımsak sürmek iyi gelir.
Doğrusu: Sarımsak özellikle saçkıran için sık kullanılır. Ama sarımsağın yapabileceği deri hasarının saçları daha da kötüleştirebileceğini unutmayın.
📍 Saçınızı çok sık toplamayın. Aksi takdirde alnınızın yan tarafındaki saç köklerinde germeye bağlı kalıcı hasar oluşabilir.
📍 Ailenizi inceleyin, saç dökülmesi için kalıtsal bir risk taşıyıp taşımadığınızı kontrol edin. Örneğin annesinde erkek tipi kellik olan bir kadında aynı sorunun görülme riski yüzde 50 kadardır. Riskin farkında olmak, olağan dışı dökülmelerde daha hızlı doktora başvurup erken önlem almanızı sağlar.
📍 Saç sağlığı için yeterli uykunun ve sağlıklı beslenmenin de rolü büyük. İyi beslenin, şok diyetlerden uzak durun, yeterince uyuyun.
📍 Saç dökülmesi nedeni ne olursa olsun önlenebilir. Ancak kaybedilen saçı geri kazanma her zaman mümkün değil. O nedenle sıra dışı dökülmelerde mutlaka dermatoloji uzmanına başvurun.