Sonbaharda bu filmleri izleyeceğiz!
Uğur Yücel, 11. Brand Week İstanbul'un onur konuğu olarak Haliç Kongre Merkezi'nde söyleşiye katıldı. Usta oyuncu sanat yolculuğunun en başından itibaren günümüze kadar yaşadığı kırılma anlarını ve unutulmaz performanslarını katılımcılarla paylaşırken 'Yazı Tura' ve 'Eşkiya' öne çıktı.
Brand Week Istanbul ilk gününde, ‘Yıkmak ve Yeniden Yaratmak Arasında Sanatçı’ başlıklı oturumda, etkinliğin onur konuğu Uğur Yücel’i ağırladı. Usta oyuncu keyifli ve zaman zaman da alışılageldik söyleşi formatının dışına taşan bir sohbet gerçekleştirdi. Oyuncunun yaslanacağı bir yönetmen, bir çalışanın yaslanacağı bir yönetici aradığını fakat bulamadığını, kendi projelerinde bu duruma bir çare üretmeye çabaladığını söyleyen usta oyuncu, bu çabasının nedenini ise “Çaresizliği çok hissettim ben” sözleriyle açıkladı.
‘Eşkıya izlerken ağladım’
Eşkıya’yı oyunculuğu bırakma sebebi olarak gördüğünü anlatan Uğur Yücel, eski filmlerini izlemediğini fakat tesadüfen açık havada denk geldiği Eşkiya filmini izlediğinde ilk defa ağladığını paylaştı. Kendi oyunculuğunu beğenmediğini ve o dönem oyunculuğu nasıl bıraktığını şu sözlerle açıkladı: Normal insanlar konformisttir, sanatçılar değil. Doğaları ve yaratımları gereği normal insan olamazlar; onlardan beklendiği gibi varlıklarını uyum içerisinde gösteremezler.
Konservatuvar okurken Yıldız Kenter’e “Ben tiyatrocu olmak istemiyorum” dediğini anlatan usta oyuncu ve yönetmen Uğur Yücel, “Halkı oynamak” isteğiyle konservatuvarı bırakmaya ramak kala Haldun Taner’in onu “Aristofanes oynamazsan, Shakespeare bilmezsen iyi bir kabare oyuncusu olamazsın” sözleriyle ikna ettiğini anlattı.
Brand Week kapsamında katıldığı söyleşide açıklamalarına devam eden Uğur Yücel unvanları kabul etmediğini söyleyerek, “Hayatta hiç unvanım olmadı. Üsküdar’da Mehtap Düğün Salonu’nda davul çalarak para kazanmaya başladım. Müzisyen, tiyatrocu, sinemacı, yönetmen, senarist… Bunların hepsini bana söyleyenler oluyor ama kendime unvan olarak almıyorum. Tevazu olsun diye de söylemiyorum. Herkesin çok büyük unvanları var; buna da gerek var mı bilemiyorum” dedi.
Senaryosunu yazdığı ve aynı zamanda yönettiği işlerde bir yönetmen olarak oyunculuğunu, bir oyuncu olarak da kendi yönetmenliğini eleştirdiğini ifade eden Uğur Yücel, en iyi işinin Yazı Tura olduğunu söyledi. “Yazı Tura en iyi sanat eseri diyemem ama zamanının çok çok ilerisinde bir iş oldu” dedi. Alacakaranlık dizisinde canlandırdığı komiser karakterini ise ayrı bir yere konumlandırdığını sözlerine ekledi.