Hilafet çağrılarına karşı İstanbul Barosu hukuki işlem istiyor
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir, Türkiye'den İsrail limanlarına her gün barut ve çelik gibi silah yapımında kullanılan malzemelerle yüklü gemilerin gittiğini söyledi. Tekir, iktidara "Ev hanımlarımızın gösterdiği hassasiyetin binde birini gösterin" diye seslendi.
Saadet – Gelecek Partisi TBMM Grup toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Genel Başkanvekili Sabri Tekir, Gazze’de binlerce kişinin ölümüne yol açan saldırılara devam eden İsrail’e karşı bir yandan kimi boykot kampanyaları, diğer yandan ticari ilişkilerin sürdürüldüğüne dikkat çekti. Tekir “Biz defalarca şunu söyledik, ‘ABD ve İngiltere bölgeye savaş gemileri gönderiyor; siz niye göndermiyorsunuz?’ diye. Biz bu sözleri söylerken bizim gemilerimiz o taraflarda dolaşıyormuş. Bizim gemilerimiz oraya gidiyormuş ama Filistin’e değil, İsrail’e yardıma gidiyormuş. Savaş gemilerini değil ticaret gemileri gönderiyorlarmış. Limanlarımızdan her gün gemilerle İsrail’e sevkiyat yapılmaya hala devam edilmektedir. Bu sevkiyat malların içerisinde barut ve çelik de vardır. Bunların hepsi silah yapımında kullanılan malzemelerdir” dedi.
İsrail’e ihracatta Türkiye’nin üçüncü sırada yer aldığını söyleyen Tekir “Vatandaş boykot ediyor. Boykot edilmesine de birtakım kamu kuruşları teşvik ediyor. Güzel bir hareket. Bunlar ticaret hacimlerini ise katlamaya devam ediyorlar. İsrail’e bu konularda en büyük yardımı yapan şirketlerden bir tanesine daha 12 Kasım tarihli Resmi Gazete’de büyük bir teşvik verilmiş. 500 küsur milyonluk bir teşvik verilmiş. Ondan sonra da o tür malların tüketilmesi boykot edilmek isteniyor. Ev hanımlarımızın alışveriş yaparken bunların ürünlerini almamak için gösterdiği hassasiyetin binde birinin dahi hükümet tarafından gösterilmesini istiyoruz” dedi.
Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki krizin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı yeni anayasa tartışmasına tepki gösteren Tekir “Dün çözüm diye getirdikleri bugün problemin kendisi haline gelen onlarca örnek vardır. Bunlardan bir tanesi Başkanlık Sistemi’dir. Hesaba çekilmekten azade, hesaba çekilmekten uzak bir başkanlık anlayışının siyasi anlamda ülkeye kazandıracağı bir şey olmaz. O halde sorun yasaların kendisinde değil, yasalara uymayanlarda. Çözüm Anayasa’yı değiştirmekte değil anlayışı ve zihniyeti değiştirmekle mümkün” dedi.