Erdoğan’ın ‘namert’ sözüne Kılıçdaroğlu’ndan ‘düello’ davetiyle yanıt: Herkese ispat edeceğim
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı ve 'namus protokolü' olarak tanımlan anlaşmanın tamamını sosyal medya hesabından paylaştı.
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna giderken 24 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı protokolün tamamını sosyal medya hesabından paylaştı.
İki isim Cumhurbaşkanı Seçimi için protokol imzalamış ve ardından Zafer Partisi seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini duyurmuştu. İlerleyen günlerde Kılıçdaroğlu ile Özdağ arasında gizli bir protokol imzalandığı ortaya çıkmıştı.
İmzalanan protokolün ikinci kısmı “Hükümetin Oluşturulması ve Görev Bölümü” başlığı taşıyor.
Protokolde, “AKP hükümeti döneminde tamamen tahrip edilen devlet düzen ve kurumların, yeniden düzenlenmesinde aşağıdaki görev bölümü kapsamında işbirliği yapılacaktır” denildi.
Protokolde şu maddeler yer aldı:
“1- İçişleri Bakanlığı ve iki bakanlık olmak üzere toplam üç bakanlık,
2- Güvenlik, Adalet ve Ekonomi bürokrasisi öncelikli olmak üzere, görüş birliği sağlanan Bakan Yardımcılıkları (Müsteşarlıklar) Zafer Partisi’ne tahsis edilecektir.
3- Zafer Partisi’ne tahsis edilen makamlar ve bağlıları konusundaki atamalarda Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile birlikte karar alınacaktır.
4- Zafer Partisince deruhte edilen Bakanlıkların teşkilat yapıları, görevlendirme esasları 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce olduğu gibi değiştirilmeden devam ettirilecektir.”
Aşağıda üzerinde çok konuşulan ancak ilk kez yayınlanan Zafer Partisi-CHP Protokolünün tamamının fotoğrafını göreceksiniz. Bu protokolu eleştiren 6’lı masa birleşenlerine ve CHP içinden protokola karşı çıkanlara cevap veriyorum. 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin 1. Turunu hem… pic.twitter.com/eqqMcnWWhD
— Ümit Özdağ (@umitozdag) November 23, 2023
CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Zafer Partisi’yle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum. Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi” ifadelerine yanıt veren Özdağ, “Öyle gözüküyor ki CHP liderliği geçmiş hatalardan ders çıkarmak yerine yeni vahim hatalar ile yeni bir başarısızlığa doğru yelken açmaktadır. Bir CHP milletvekilinin ‘Atatürkçülüğü ve laikliği Zafer Partisi’ne kaptırdık’ diyerek itiraf ermek zorunda kaldığı gibi artık Atatürk’ün partisi Zafer Partisi’dir ve Türk milliyetçiliği Zafer Partisi’nde temsil edilmektedir. Altını çizerek vurguluyoruz, Türk milletini cepheleştiren, bölücülere taviz veren CHP ve AKP politikaları artık Türk siyasetinde Cunhuriyetin kuruluş ilkelerinden, büyük Atatürk’ten, sığınmacıların vatanlarına dönmesinden taviz vermeyen Zafer Partisi olduğu gerçeği ile her platformda karşı karşıya kalacaktır” dedi.
Ümit Özdağ’ın paylaşımı şöyle:
Aşağıda üzerinde çok konuşulan ancak ilk kez yayınlanan Zafer Partisi-CHP Protokolünün tamamının fotoğrafını göreceksiniz. Bu protokolu eleştiren 6’lı masa birleşenlerine ve CHP içinden protokola karşı çıkanlara cevap veriyorum. 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin 1. Turunu hem parlamento hem cumhurbaşkanlığı seçiminde kaybettiniz. 14 Mayıs seçimleri öncesinde Zafer Partisi ile her türlü görüşmeyi reddetmiştiniz. Ocak 2023’de TBMM’de yaptığım Basın toplantısında;
1)Saray artıkları ve FETÖ’cüleri uzaklaştırmayı,
2) Terörle mücadele etmeyi,
3)13 milyon sığınmacı ve kaçağı geri yollamayı kabul etmeniz durumunda Zafer Partisi’nin Kılıçdaroğlu’na milletvekilliği ve benzeri hiçbir makam ve mevki istemeden DESTEK olma önerisine cevap bile vermediniz.
14 Mayıs’ta seçimlerini millet ittifakı olarak kaybettikten sonra ancak 20 Mayıs’ta Zafer Partisi’ni DESTEK için aradınız, 2. Tur için destek istediniz.
Biz Ocak 2023’de TBMM’de açıkladığımız destek şartlarını tekrarladık, Kabul ettiniz. Ancak bu şartların kabulü yeterli değildi, İttifak yaptığınız partiler ve onların birçok platformlardaki söylemleri, politik duruşları ve benzeri sebepler ile kaybettiğiniz ilk turda size oy vermeyen, endişe duyan veya sandığa gitmeyi düşünmeyen Seçmenleri motive edecek, bu endişeleri giderecek, oy vermeye yönetecek politikalar ve söylemler gerekiyordu.
Bu seçmen kesimi Zafer Partisi’ni, Atatürk’e, kuruluş ilkelerine ve sığınmacıların ülkelerine dönüş politikası vaatlerinin hayata geçirilmesinin bir anlamda TEMİNATI olarak gördüğü için ve elbette bu kesimlere olan sorumluluğumuz gereği Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olması şartı ile İçişleri, Kültür ve Turizm ve Milli Eğitim Bakanlıkları’nı kapsayan 3 bakanlık istedik, kabul ettiniz. Ne yazık ki, muhalefet için en uygun sayılabilecek bir konjonktürde sonuç itibariyle size ilk turda seçim kaybettiren 6’lı masa üyesi İYİ Parti dahil 5 partiye 41 milletvekilliği, cumhurbaşkanlığının kazanılması durumunda 5 Cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlıklar verileceği taahhütlerini unutmuş görünenler seçimin kazanılması durumunda Zafer Partisi’ne 3 bakanlık verilmesini ağır şekilde eleştirmişlerdir. Bu çok kısa sürede verdiğimiz destek ve çalışmalar sayesinde yaratılan yeni rüzgâr ile oylar artmış, küskün ve kızgın büyük bir seçmen gurubu her şeye rağmen sandığa gitmiştir. Sonuç ortadadır.
Zafer Partisi’ne yönelik saldırıların ASIL nedeninin partimizin bu protokol ile Atatürk’ün kurucu değerlerini güvence altına almak istemesi, terörle mücadeleye yeni bir atılım getirecek olması, milli, üniter ve laik devlet esaslarını vurgulanması ve 13 milyon işgalcinin vatanlarına dönmesi projesidir.
Bu projenin kabulünden HDP seçmeninin rahatsız olduğu iddiası maalesef CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel tarafından ifade edilmiş, kongre sürecinde de siyaseten insafsızca istismar edilen bu açıklamalarını Türkiye’nin bir bölümü üzerinde Kürdistan kurmaya hedefleyenlerin elini öperek taçlandırmıştır.
Öyle gözüküyor ki CHP liderliği geçmiş hatalardan ders çıkarmak yerine yeni vahim hatalar ile yeni bir başarısızlığa doğru yelken açmaktadır. Bir CHP milletvekilinin “Atatürkçülüğü ve laikliği Zafer Partisi’ne kaptırdık” diyerek itiraf ermek zorunda kaldığı gibi artık Atatürk’ün partisi Zafer Partisi’dir ve Türk milliyetçiliği Zafer Partisi’nde temsil edilmektedir.
Altını çizerek vurguluyoruz, Türk milletini cepheleştiren, bölücülere taviz veren CHP ve AKP politikaları artık Türk siyasetinde Cunhuriyet’in kuruluş ilkelerinden, büyük Atatürk’ten, sığınmacıların vatanlarına dönmesinden taviz vermeyen Zafer Partisi olduğu gerçeği ile her platformda karşı karşıya kalacaktır…
Halkın nabzını tutamayan, tarihin ve ülke jeopolitiğinin dayattığı gerçeklikleri analiz kabiliyeti ve vizyonu olmayan kadrolar Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır sorunları çözemezler. Tek çözüm Zafer Partisi.”
14 Mayıs’ta yapılan seçimler 28 Mayıs’taki ikinci tura kalmıştı. İkinci turda adaylar Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ ile görüşmüştü. Sinan Oğan Erdoğan’a desteğini açıklarken Özdağ, Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı almıştı. Özdağ ve Kılıçdaroğlu’nun anlaşması sonrası kamuoyunda ‘Özdağ’a İçişleri Bakanlığı verilecek’ iddiaları gündeme gelmişti.
Ümit Özdağ verdiği bir söyleşide anlaşma sürecine ilişkin, “Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilatı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık” ifadelerini kullanmıştı.
Özdağ, “MİT Başkanlığı da Zafer Partisi’ne verilecekti. Ama o sözlü anlaşmaydı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı. Ben İçişleri Bakanı olacaktım. Kemal Bey, zerre kadar oy faydası olmayan altılı masadaki ortaklarının İçişleri Bakanlığı’nın Zafer Partisi’ne verilmesine tepki göstereceğini bildiği için benim bu konuda anlayışlı davranmamı rica etti. ‘Bunu çok vurgulamayın’ dedi. Ben de kabul ettim. Kılıçdaroğlu bu seçimi kazanabilirdi eğer ortakları engellemeseydi” demişti.